Gazetecilik mazoşistliktir diyorum da kimse inanmıyor, eşim Hilal bile anlam veremiyor bana kimileyin. En büyük tartışmamız Erdoğan'ı nasıl devamlı dinlemeye dayandığım üzerine. Üstüne üstlük bir de siyasi programları izlemiyor muyum, ne yalan söyleyeyim, bana bakışları değişiyor. O sırada 2 öpücük kondurmazsam benden tam şüphelenecek. Hele programda Abdülkadir Selvi varsa bana bakışları tam değişiyor, Sıvaslı ya, hemşehrisi olduğundan tam gaz kızıyor.
Esasında ben haklıyım, bütün gazeteleri okuyun, banda alın ve bütün siyaset programlarını seyredin, zamanınıza yazık edersiniz, Abdülkadir Selvi'yi seyredin yeter. Selvi'nin programdaki mimikleri işlerin nasıl gittiğinin tam bir göstergesi. Ne yalan söyleyeyim, bu aralar pek de iyi sayılmaz Selvi, Erdoğan'ın Efrin'de açtığı savaş pek de istedikleri gibi gitmiyor.
Son yazısında Erfin'e açılan savaş için yapılan anketten bahsediyor. Mazoşistim ya, yazısını geceden okudum, ertesi gün de Fransa'dan Almanya'ya geçeceğim, yani erken kalkmam lazım, geçirdiğim kalp krizinden dolayı verdiğim mola yeter, ARTI TV'ye program yapmam lazım, USTURA programı yarından itibaren devam edecek ve Arif Ünal'la savaş psikolojisini konuşacağız. İyi de uykum kaçtı, kendi kendime söylenmeye başladım, evde volta atıyorum, Hilal iyice şüphelenmeye başladı, yarı yardım etmek ister gibi ama diğer yanı kaçıyor benden. Neyse, mecburen anlattım savaş için anket yapıldığını. Anlam veremedi, garip garip baktı yüzüme, konuşsak o da benim gibi olacak, basacak yaygarayı, iyisi mi dedi kendi kendine ve beni kendi halime bıraktı. İşte o an ben de rahatladım, çünkü Hilal Çamşıklı ağzını açarsa Selvi bizi Paris'ten duyardı, ucuz yırttı.
Selvi son yazısında gayet mutlu görünüyor, çünkü Erdoğan'ın yalakası bir araştırma şirketi var MAK diye, onlar Efrin üzerinden bir anket yapmışlar ve sonuçlar çok iyi çıkmış. İyi çıkmış derken halk bu savaşı istiyormuş. Yazısının başlığı da "Anketlerde Afrin Nasıl Görünüyor" Benim yanıt olarak nasıl göründüğüne ne dediğimi anlamışsınızdır, terbiyem de müsait ama yasalar müsait olmadığından yazamayacağım. AKP ve MHP'ye oy verenlerde destek %100'e yakınmış, CHP'de % 75'e yakınmış ama Doğu ve Güney Doğu'da bozuluyormuş. Ama olsunmuş, halk savaşı destekliyormuş.
Halk neyi destekliyor:
Bebeklerin öldürülmesini mi,
Kadınların öldürülmesini mi,
8 kişinin gazla öldürülmesini mi,
İhtiyarların öldürülmesini mi,
Başka bir ülkenin iç işlerine karışılmasını mı
Savaşa Fetih Suresi okutularak gidilmesini mi,
Savaş eğitimi almayan askerlerin ölmesini mi,
Savaşa ÖSO gibi şeriatçı düzensiz orduyla beraber katılmamızı mı,
Erdoğan'ın bu savaş için "Bu daha ısınma turlarımız" demesini mi,
Asker kaçağı damat ve oğulların savaş komuta odasından savaşı seyretmesini mi,
Neredeyse bütün dünyanın Erdoğan'ın yaptığına karşı çıkmasını mı?..
Daha hangisini yazayım, bu anket yapılırken bunları mı sordular acaba? Nasıl bir toplum olduk ki, o anketör gençler, ellerinde buna benzer sorularla halka bunu sorabiliyorlar, hiç mi utanma yada arlanma kalmadı bu insanlarda, toplumun nereye kaydığının farkına varan yok mu acaba?
Peki, Abdülkadir Selvi, bunca yıllık gazetecisin, yalaka da olsan bir deneyimin var, savaşın yanında da olabilirsin ama hiç mi aklına savaş için halka sorulmayacağı gelmiyor a be.......... diyeceğim ama diyemiyorum. A be düdük makarnası, oh be sonunda buldum, rahatladım.
