Seçime çeyrek kala

Seçime az bir süre kaldı. Seçim günü akşamı “ah vah” etmemek için halen zamanımız var. Özellikle genç arkadaşları oy kullanmaya ve kazanma ihtimali olmayan Cumhurbaşkanı adaylarına oy vermemeye ikna etmek herkesin görevidir

‘’İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek. ‘’

Platon

Yazımın yayınlandığı gün, seçime yaklaşık dokuz gün kalmış olacak. Hepimizin ortak görüşü, garip bir seçim süreci yaşadığımız. Alanlarda seçim çalışmalarının yüksek bir enerjiyle yapılamadığını gözlemliyorum.

Seçim kampanyaları, genellikle algı çalışmaları üzerinden yürüyor. Şimdilik, gelecek için vaatler ve birbirlerini karalama şeklinde yürüyor süreç. İktidar sürekli gaz konusunu ortaya atıyor. “Şu bölgede gaz çıkıyor, bu kadar süre bedava doğalgaz” söylemiyle oy devşirme hesabında. Ancak “Bugüne kadar halk faturaları ödeyemediği için kapatıldığında neredeydiniz?” sorusunu sormaktan kendimizi alamıyoruz. Vaat edilen bedava gazın Rusya’nın desteği olduğunu da fark ediyoruz. “Ruslar bize neden acaba kıyak yapıyor?” diye kaç seçmen kendine soruyordur merak ediyorum. Doğalgaz paralarını ertelemek falan filan… Seçim sonrası neyle karşılaşacağımızı ve bu kıyağı yaparken Rusya’nın beklentilerini ilerleyen dönemde göreceğiz.

Seçime yönelik reklam çalışmalarına bakıldığında, CHP dışında ciddi ve düzenli çalışma yürüten yok gibi. (CHP bile geçmişe göre geri kaldı.) Ne iktidarın ne de diğer siyasi yapıların aklımızda kalan bir reklam çalışması var. CHP dışında Yeşil Sol Parti’nin Kürtçe seçim müziği farkındalık yaratıyor. Bunun dışında hiçbir yapının çalışması öne çıkamadı.

ERDOĞAN’LA PARTİ ÖRGÜTÜ ARASINDAKİ MAKAS AÇILMIŞ DURUMDA

Parti başkanları dışında etkili bir temsiliyet görünmüyor. İktidarın Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan, seçim çalışmalarını ağırlıklı olarak medya üzerinden yürütüyor. Parti, tüm inisiyatifi Erdoğan’a bırakmış durumda. Parti örgütleri hata yapmaktan korkuyor ve topa girmiyor sanki. İktidar bileşenleri ve parti örgütüyle, Erdoğan arasında seçim çalışmalarında makas fazlasıyla açılmış durumda. Erdoğan dışında aktif olan bakan Soylu ve Nebati’nin ise toplumda olumlu bir karşılığı olmadığını gözlemlemekteyim.

MİLLET İTTİFAKI BİLEŞENLERİ YETERİ KADAR ÇALIŞMIYOR

Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Bey’de de benzer durumlar söz konusu. Belediye seçimlerinde kazanılan başarıdan ve Yeşil Sol Parti’nin desteğinden ötürü parti örgütü nefes almış görünüyor. Gözlemlerim bana seçimi kazandık havasına girdiklerini düşündürüyor. Özellikle Millet İttifakı bileşenlerinin çok güçlü bir çalışma yürüttüğü söylenemez. Bir tık önde olmasına rağmen Kemal Kılıçdaroğlu rahat değil. Seçim çalışmasını belki de beklediğimizden daha güçlü bir şekilde yürütmeyi sürdürüyor fakat maçın sonucunun, uzatmalardan sonra düdük çalınıncaya kadar belli olmayacağının farkında. Altılı masanın sağ bileşenlerinin çalışmalarının yeterli olamadığının da bilincinde. Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın mitinglerdeki katkısını önemsemesi bir yanıyla bunun bir kanıtı olarak görülmeli.

EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI

Emek ve Özgürlük İttifakı’na baktığımızda, Yeşil Sol Parti ve TİP arasında başından beri murad edilen senkronize olma halinin oluşmadığını açıkça görüyoruz. Yeşil Sol Parti, özellikte bölgede ciddi bir çaba harcıyor. Bu çaba, özellikle bölgede AK Parti seçmenin Yeşil Sol Parti’ye geçişinin hızlanması ve meclis aritmetiğinin değişmesi açısından değerli. Fakat bu çalışmanın büyük şehirlerde aynı paralellikte ilerlemediği üzülerek gözlemliyorum.

Yeşil Sol Parti’nin, Cumhurbaşkanı adaylığında Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiği desteğin tabanda karşılık bulduğu özellikle bölgede yaptığı mitinglerde görülüyor.

SEÇMENLERİN VEBALİ

Her şeyden bağımsız Millet ittifakı, Cumhur ittifak bileşenlerine baktığımızda siyasetin ülkede nasıl bir girdap içinde olduğunu görüyoruz. Kabul edelim ki bunun tek sebebi siyasiler değil. Burada etkisiz kalan seçmenlerin de vebali çok. Yaşanan hak kayıplarına ses çıkarmamız gerektiği dönemlerde duyarsız kaldık. Seçim sistemi değişirken yeterince ses vermedik. İktidarın arzu ettiği gibi siyasetten ve ülke gündeminden uzak bir genç nesil yetişti. Yapılan anketlerde özellikle gençlerin seçim günü sandığa gitmeme olasılığının yüksek olduğu ortaya çıktı. Bu durum, Ak Parti iktidarının nelere sebep olduğunu gösteriyor.

SEÇİM GÜVENLİĞİ

Geçenlerde yurtdışında gazetecilik yapmayı sürdüren Can Dündar’ın yorumunu izledim. Türkiye seçim sürecini takip eden Alman temsilcilerin değerlendirmelerini anlattı. Seçim sonucunun iktidar tarafından engellenebileceğine dair yorumlar yapmışlar. Demokratik bir seçim olmayacağı kaygılarını ifade etmişler. Tam bu sırada CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, seçim güvenliğiyle ilgili "İçişleri Bakanlığı'nda paralel bir yapı kurulduğunu tespit ettik. İçişleri Bakanlığı, YSK'ya paralel bir seçim takip sistemi kurmuş" açıklamasında bulundu. Açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı tüm valiliklere yazı gönderip bir seçim takip modülü oluşturulmasını istemişti. Bu açıklama, seçim günü özellikle muhalif yapıların seçim güvenliği için ciddi bir çaba göstermesi gerektiğinin altını çiziyor.

Geçmişte, hem CHP hem de HDP, seçim güvenliği takibi için kurdukları dijital alt yapı çalışmalarında sınıfta kaldılar. Seçimlerde elektrikler ne hikmetse oylara sayılırken kesildiğinde “Kedi trafoya kaçtı’’ benzeri espriler yapılmıştı. Kabul edilmelidir ki bu espri konusu bir durum değildi. Muhalif yapıların yetersizliğinin de bir kanıtıydı. Bu durum daha sonra ne kadar irdelendi bilinmez. Genel seçimlerde sandık güvenliğini sağlamak, belediye seçimlerine göre çok daha zordur. Bu nedenle, özellikle bu muhalif partilerin en az oy aldığı yerlerde seçim sandıklarında etkin bir şekilde yer almaları, kazananı belirlemede büyük etkiye sahip olacaktır.

BASIN EMEKÇİLERİNE BASKI

Tabii özel bir durumda, yine seçim sürecinde en ağır bedel ödeyenler şu ana kadar haber yapan basın emekçileri oldu. Özgür basında yer alan basın emekçileri büyük zorluklarla haber yapmaya çalışıyorlar. Seçim öncesi özellikle bölgede birçok gazeteci rehin alındı. Bu durumun protestosu için Kadıköy’de yapılmak istenen basın açıklamasına bile izin verilmedi. 1 Mayıs alanında bile basın emekçilerinin başına gelenleri gördük. Bu yaşananların kanıksanması gerçekten çok yanlış.

Seçim günü özgür basın emekçilerinin üzerlerine düşecek görevin ne kadar büyük olacağı malum. Bu açıdan tüm demokrasi yanlıları, basında çalışan her emekçinin hakkını kendi hakkı gibi korumak için basın emekçilerine sahip çıkmalı. Diğer yandan, haberlerin duyurulmasında hepimizin görevi olduğunu unutmamalıyız.

Seçime az bir süre kaldı. Seçim günü akşamı “ah vah” etmemek için halen zamanımız var. Özellikle genç arkadaşları oy kullanmaya ve kazanma ihtimali olmayan Cumhurbaşkanı adaylarına oy vermemeye ikna etmek herkesin görevidir. Seçim günü sandık güvenliği için tüm seçmenlerin yardımına ihtiyaç duyulduğunun sanırım herkes farkındadır.

Tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum. Bu seçim cennettin kapısını belki açmayacak ama cehennemin kapısının kapanmasına vesile olabilir. Herkesin kendine düşen görevi yerine getirmesine ihtiyaç var.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN EMEKLİLİK HAKKI

Yazımın sonunda, emeklilik hakkı kazanan arkadaşların yaşadığı sıkıntıların bir bölümünü ifade etmek istiyorum. Seçimi kaybetme ihtimali ortaya çıkınca iktidarın alt yapısını hazırlamadan alel acele çıkardığı yasa nedeniyle insanlar büyük mağduriyet yaşıyor.

E-devletteki verilere bankadan ulaşılamıyor. Emekli maaşı almaya hak kazananların bir kısmına bayram ikramiyesi verilmedi. Yasadaki belirsizlikler nedeniyle SGK çalışanlarının da çok zorluk yaşadığı görülüyor. Buradan EYT’li dostlarında sesini az da olsa duyurmuş olayım.


Murad Mıhçı: Ermeni yazar, siyasetçi, aktivist. 1975’te İstanbul'da doğdu. 2010’da Eşitlik ve Demokrasi Partisi Parti Meclis üyesi oldu. 2014’te İstanbul Halkların Demokratik Partisi İl yönetiminde görev alıp basın sözcüsü görevini yürüttü. 2015 yılında yapılan 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde HDP İstanbul 1. Bölge Vekil adayı oldu. 2016 ve 2017 'de Halkların Demokratik Partisi 2 Kongresi’nde Parti Meclis ve Merkez Yürütme Kurul üyesi görevlerini üstlendi. Halklar İnançlar ve Genişleme Komisyonlarında çalışma yürüttü. Turnusol, Agos Gazetesi (misafir yazar), Demokrat Haber'de yazarlık yaptı. ''Yeniden İnşa Et '' kitap yazarlarından.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murad Mıhçı Arşivi