Soruyu tersten soralım: Yeniköy, Kemerköy, Yatağan termik santralleri kapatılırsa ne olur?

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinden her yıl doğaya 1 ton cıva salınıyor. Bunun yüzde 20’si Akdeniz’de deniz suyuna çökeliyor ve balıkların dokularında besin zincirine karışıyor.

1 Mart 2022’de Maden Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikle Zeytin Kanunu’na aykırı şekilde zeytinlik alanlar "rehabilite etmek" koşuluyla madencilik faaliyetlerine açıldı.

Bu değişikliğin üzerinden henüz bir ay geçmişken bugün Muğla Milas’a bağlı İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın içindeki zeytin ağaçları enerji firması tarafından söküldü.

Burada üç yıldır çok önemli bir direniş ve hukuksal mücadele sürdürülüyor.

Akbelen Ormanı ve ormanla içine geçmiş 100-150 dönümlük zeytinlik alan kömür madeni için yok edilmek isteniyor.

Çoktan emekliye ayrılması gerekirken 2014 yılında özelleştirilen termik santrallerin ve kömür madenlerinin ömrü Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) bile yapılmadan 25 yıl daha uzatılmak isteniyor.

Buna izin vermeyenler yine kolluk gücü şiddetine ve gözaltılara maruz kalıyor.

Muğla’nın üzerine kara bulut gibi çökmüş her gün zehir saçan üç termik santral var.

Kömürlü termik santral yatırımı yapanları ve özellikle kapatılmaları gerekirken özelleştirmeler eliyle ömrünü tamamlamış kömürlü termik santralleri satın alarak yandaş şirketlerin nasıl "zararına" işler yaptığını görmemiz gerekiyor.

Kamuya ait olan Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri, 40 yılı aşkın bir zamandır bölgede elektrik üretimine devam ediyor.

Gökova Körfezi’nin ortasında yükselen Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin sahibi YK Enerji.

Şirketin yüzde 50’si Limak Holding şirketlerinden Limak Enerji’ye ait. Diğer yüzde 50’nin sahibi ise IC Holding şirketlerinden IC İçtaş Enerji.

Yeniköy ve Kemerköy termik santrelleri ile linyit maden işletmesi 2014 yılında IC İçtaş Enerji ve Limak Enerji ortaklığı tarafından özelleştirme ihalesinden alındı.

Bu iki santralin özelleştirmesinde Yapı Kredi düzenleyici banka olarak yer aldı. Daha önce Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) ait olan Kemerköy ve Yeniköy özelleştirmeleri, Aralık 2014’te altı bankanın konsorsiyumuyla gerçekleşti.

Türkiye’nin en kirli fosil yakıt enerji üretim noktalarından Yatağan Termik Santrali'nin sahibi ise Bereket Enerji.

Bereket Enerji, 2014 yılında Yatağan Termik Santrali'ni özelleştirmeden 1,4 milyar dolara aldı. Aynı şekilde Çatalağzı Termik Santrali de yine grup tarafından 2014'te özelleştirmeden devralındı.

Yine daha önce EÜAŞ’a ait olan Yatağan Termik Santrali’nin özelleştirmesini Yapı Kredi, Halkbank ile birlikte üstlendi. Bereket Enerji Grubu'nun 2019 yılında 4 milyar dolarlık borcunun yeniden yapılandırılması için bankalarla görüştüğü, borçlarını azaltmak için varlık satışı planladığı açıklanmıştı.

Bereket Enerji, 2014’te santrale ait tüm varlıkları ve işletme hakkını devletten 1,1 milyar dolara kardeş şirketi Elsan Elektrik üzerinden aldı.

Zaman içerisinde buralarda yaşayanlar yerinden yurdundan edildi. 2020’de Yeniköy ve Kemerköy termik santrellerine kömür sağlayan maden sahalarının genişletilmesi için köyler boşaltıldı.

Bu termik santraller, yerinden edemediği yöre halkını da suyunu keserek cezalandırdı.

2019 yılında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin ekolojik, toplumsal, ekonomik bedellerini ele alan "Kömürün Gerçek Bedeli - Muğla Raporu"nda gelecek 30 yılda ruhsat alanlarının tamamının işletmeye alınması durumunda Milas’ta 11 bin 200 hektar, Yatağan’da 7 bin 250 hektar, toplamda 30 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanının tahrip olacağı ifade edilmişti.

Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinden her yıl doğaya 1 tondan fazla cıva salınıyor. Bu cıvanın yüzde 20’si Akdeniz’de deniz suyuna çökeliyor ve balıkların dokularında birikerek besin zincirine karışıyor.

2018- 2043 yılları arasında (gerekli çevre yatırımları tamamlansa bile üç santral 50 yaşına kadar çalışmaya devam ederse) 435 bin ton kükürt dioksit (SO2), 355 bin ton azot oksit (NOX), 29 bin ton toz, 22 bin kilogram cıva daha salacağı hesaplanmıştı.

Emeklilik yaşına gelmişken özelleştirilerek ömrü uzatılan Muğla’nın eski ve kirli üç termik santraline sağlanan yüklü devlet teşvik ve desteklerinin bedeli, doğrudan vergi ödeyicisi olan ve elektrik faturası ödeyen yurttaşlara yansıyor.

Çoktan kapatılması gereken ve insan sağlığı ile ekosisteme büyük zarar veren bu santrallerin çalışmaya devam edebilmesi için yine yurttaş bedel ödüyor.

Yatağan Termik Santralı’nı işleten Bereket Enerji Grubu şirketlerinden Aydem Enerji’nin Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada yakıt sıkıntısı yaşayan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin devre dışı kalması halinde gerek bölgesel, gerekse ulusal ölçekte elektrik kesintileri yaşanabileceği iddiasında bulundu.

Bu üç termik santralin çalışmaya devam etmesi halinde olanları ve gelecekte olabilecekleri az çok biliyoruz. Peki ya bu üç termik santral kapatılırsa ne olur, elektrik kesintilerine gitmek zorunda kalınır mı, bir de soruyu böyle soralım.

Makine Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Üyesi Orhan Aytaç’ın konuyla ilgili hazırladığı detaylı çalışma şöyle:

  1. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin çalıştırılmaması durumunda teknik olarak Türkiye’de mevcut diğer santrallerin toplam kurulu güçleri (baz ve tepe yüklerde) ihtiyacı karşılayabilecek düzeydedir. Türkiye’nin elektrik iletim şebekesi ağ şeklinde olup tüm bölgeler birbirine bağlıdır. Söz konusu üç santralden oluşacak açık (teknik olarak) ülke genelinde ve Ege Bölgesi özelinde diğer santraller tarafından telafi edilebilecek, bir kesinti söz konusu olmayacaktır.
  2. Ancak bu santraller baz yük santralleri oldukları için oluşacak açık, diğer yerli kömür yakıtlı santralleri ve 2021 yılında olduğu gibi bazı yıllardaki kuraklık nedeniyle barajlı hidroelektrik santralleri ayrı tutarsak (ki iyi bir uzun dönemli üretim planlaması yapılması halinde ayrı tutmaya gerek olmayacaktır) ithal kömür veya doğal gaz yakıtlı santrallerden karşılanmak durumundadır. Bu ithalat faturasının artması demektir. Yani konu teknik değil, ekonomiktir ve tercih meselesidir. Çevre, doğal hayat ve halk sağlığına mı, yoksa diğer konulara mı öncelik verileceğidir.
  3. Yukarıda belirtilenler detaylandırılırsa,
    1. Kurulu güç ve anlık ihtiyaç açısından 2021 yılı sonunda toplam kurulu güç 99.819,6 MW’tır.
      1. Yatağan (630 MW), Yeniköy (420 MW), Kemerköy (630 MW) Termik Santralleri’nın toplam kurulu gücü 1.680 MW olup, bu değer ülke genel toplamının yüzde 1,70’idir.
      2. 2021 yılında anlık azami elektrik ihtiyacı 4 Ağustos 2021 Saat 14:30’da 56.304 MW olarak gerçekleşmiştir. Bu üç santralin azami üretim kapasitesi kurulu güçlerinin toplamı kadar olup (1.680 MW) anlık azami elektrik ihtiyacının yüzde 2,98’ine karşılık gelmektedir. Halbuki Temmuz 2021 sonunda toplam kurulu güç 98.263,7 MW’tır ve belirtilen zaman diliminde 25.542,9 MWh üretim kapasitesindeki doğal gaz santrallerinde sadece 17.241 MWh ve 8.986,9 MWh kapasitesindeki ithal kömür santrallerinde 7.474,48 MWh elektrik enerjisi üretilmiştir. Üretim dışı kalmış büyük bir kapasite (9.813 MWh) söz konusudur.
    2. b. Yıllık toplam üretim açısından 2020 yılında tüm santrallerin proje üretim kapasitelerinin toplamı yaklaşık 490.000 GWh, olumsuz koşullar düşünülerek öngörülen güvenilir üretim kapasitelerinin toplamı yaklaşık 408.000 GWh’tir
      1. 2021 yılı elektrik üretimi ise 331.491 GWh olarak gerçekleşmiştir. Tüm santraller düşünüldüğünde büyük bir kapasite fazlası mevcuttur.
      2. 2021 yılında 4.071 GWh’i Yatağan, 3.278 GWh’i Yeniköy, 3.518 GWh’i Kemerköy Termik Santrallerinden olmak üzere üç santralin üretiminin toplamı 10.867 GWh’tir. Bu miktar atıl kalmış veya kapasitesinin altında çalışmış olan ithal kömür ve doğal gaz santrallerinden çok kolaylıkla karşılanabilir.
      3. Doğal gaz santralleri 2021 yılında (kuraklık nedeniyle hidroelektrik üretimin düşük olmasından ötürü) geçen senelere göre çok daha fazla çalıştırıldılar ve 108.439 GWh elektrik üretildi. Yani, bu yüksek üretime rağmen, bu santrallerde en kötümser işletme şartlarında 177.000 GWh elektrik üretilebilecekken 68.561 GWh daha az elektrik üretildi. İthal kömür yakıtlı santralerde de güvenilir üretim kapasitelerinin yaklaşık 4.000 GWh altında üretim gerçekleşti.

Bu üç termik santral Türkiye’deki toplam kurulu gücün yüzde 1,70’ini karşılıyor. Bu üç santralın azami üretim kapasitesi anlık azami elektrik ihtiyacının yüzde 2,98’ine denk geliyor.

Bu termik santraller Güney Batı Anadolu’nun en büyük üç baz yük santrali. Şirket yetkilisi bunlar devre dışı kaldığında "büyük sorunlar yaşanır, bölgesel bazda elektrik kesintilerine olur" diyor.

Şebeke sistemindeki baz yük ve kömürle doğal gaza bağımlı olmak zaten temel sorunlar. Baz yükten oluşan açık diğer santrallerden karşılanabilir. Ancak, burada seçenek bir fosil yakıtlı enerji üretimine diğerini alternatif göstermek olmamalı, esas amaç bir an önce kömür ve doğal gazdan çıkış takvimlerinin ortaya konması olmalı.  Ayrıca şirketler, çevre mevzuatı açısından yasal zorunluluklarını ve özelleştirme sürecindeki taahhütlerini yıllarca yerine getirmemiş olmalarına rağmen, yurttaşın haklı itirazlarını sıkıntı kaynağı olarak gösteremez.

Bu aymazlığa bir son verin, elinizi Akbelen Ormanı’ndan çekin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Cengiz Arşivi