Sosyal demokrat belediyecilik ne demek?

Tüm yerel yönetim ihalelerinin gerçek zamanlı olarak naklen yayınlanması sosyal demokrat belediyeciliğinin ilk adımı olmalı. Tüm belediye başkanları yapacakları ihalelerde asla kamu ihale yasasının 21-b maddesini kullanmayacaklarını deklare etmeli.

31 Mart mahalli idareler seçim sonuçlarından muhtemelen daha özgür, dolayısıyla daha zengin ve yine dolayısıyla daha güvenli bir Türkiye özleyen herkesin memnun olması lazım.

CHP mahalli idareler olarak Türkiye nüfusunun %73.6’sını yönetecek beş sene, aynı yerel yönetim birimleri bünyesinde de milli gelirin yüzde 80’i üretiliyor yani CHP yönetiminin eline azımsanmayacak bir güç geçmiş bulunuyor. Yukarıda belirttiğim gibi de daha özgür, daha zengin ve daha güvenli bir Türkiye isteyenler de haklı olarak bu gücün etkin ve hakkaniyetli kullanılmasını temenni ediyor.

Peki, bu çok önemli yerel siyasal ve ekonomik gücün daha etkin ve daha hakkaniyetli kullanımı için neler yapmak gerekiyor?

En azından şu soruya net yanıt vermek şart galiba, bu daha etkin ve daha hakkaniyetli siyasal ve ekonomik güç kullanımının olmaz ise olmazları, gerekli koşulları nelerdir?

Gerekli koşullar üzerinde bir mutabakata varırsak yeterli koşulları da tartışabiliriz doğal olarak.

KAMU İHALELERİ VE TEŞVİKLER

CHP yöneticilerinin, yerel yönetim sorumlularının kullandığı, hatta kullanageldiği anlaşılabilir bir ifade sosyal demokrat belediyecilik kavramı; sosyal demokrat belediyecilik yerine halkçı belediyecilik gibi kavramlar da kullanılıyor.

Peki, sosyal demokrat belediyecilik ne demek, en azından olmaz ise olmazları, gerekli koşulları nelerdir?

Bu konuyu Türkiye’de tartışıyor isek kanımca ilk konuşulması gereken konular, gerekli koşul ya da olmaz ise olmazları da diyebiliriz, yerel yönetim ihaleleri ve yerel yönetim bütçeleri.

Türkiye siyasetini ve ekonomisini zehirleyen bazı konular var, bunların başlarında da kamu ihaleleri, kamu bankaları, teşvikler geliyor.

Yerel yönetim ihalelerinde devletin güvenliğini ilgilendirecek konular pek olamayacağına göre tüm yerel yönetim ihalelerinin gerçek zamanlı olarak naklen yayınlanması sosyal demokrat belediyeciliğinin ilk adımı olmalı; CHP kendi belediyeleri için bir TV kanalı kurmalı, buradan isterse siyasal propagandasını da yapabilir ama temel konu her ihalenin naklen canlı olarak yayınlanması.

Daha bugünden, mazbatalar alınır alınmaz tüm belediye başkanlarının yapacakları ihalelerde, çok akut doğal felaketler ve belediyelerinin bu alana müdahaleleri dışında, asla kamu ihale yasasının 21-b maddesini kullanmayacaklarını deklare etmeleri sosyal demokrat belediyeciliğinin olmaz ise olmazı, gerekli koşulu.

CHP belediyeleri tüm ihaleleri açık ihale (rekabetçi ihale) usulü ile yapmakla kanımca ahlaken yükümlüler, aynı deklarasyonu bu konuda da beklemek vatandaşın hakkı muhtemelen.

Bendeniz kendi hesabıma 2019-2024 arasında CHP belediyelerinde kamu ihale kanununun 21-b maddesinin ne ölçüde kullanıldığını merak etmiyor değilim, umarım en azından büyükşehir belediyelerinden bu bilgi bizlere açıklanır.

Önümüzdeki dönemde DEM’in aldığı belediyelerde de umarım aynı hassasiyetler gösterilir ve biz yurttaşlar daha saydam belediyelerde yerel hizmet alırız; bu 21-b meselesini AKP belediyelerine önermiyorum bile zira onlar zaten merkezi devlet yönetimi ve belediyeciliğe kamu ihaleleri ve 21-b üzerinden bakıyorlar, Allah selamet versin onlara.

Belediye bütçeleri de çok iyi, anlaşılır bir dille özetlenip sokaklarda vatandaşa dağıtılmalı, belediye binalarında bu konulara düzgün yanıt verecek bürolar tüm mesai saatlerinde açık tutulmalı.

İnşallah CHP içinde “biz 21-b’yi kullanmayacak, her ihaleyi açık ihale usulü ile yapacak, davet usulüne başvurmayacak isek neden siyasete girdik?” diye düşünen kirli unsurlar yoktur.

Bu değindiğim konular hemen gerçekleşmesi gereken basit konular, tek gereken saydamlık özeni.

Türkiye’de iyi yerel yöneticilik anayasal düzeyde de dönüşümler gerekiyor, CHP’nin büyükşehir belediyeleri bu anayasal maddeleri toplumun dikkatine sunmada çaba göstermeliler.

Anayasanın 127. Maddesinde ifadesini bulan “idari vesayet” kavramı yerel yönetimleri özünde anlamsız kılabiliyor, bu ifade anayasal bir ifade olmaktan çıkarılmalıdır, merkezi idarenin mahalli idareler üzerinde idari vesayeti ulusal ve yerel kamu hizmetleri ilişkisi açısından da tamamen anlamsızdır, başka bir yazıda bu konunun detaylarına girebilirim.

Ülkemizde Anayasanın 7. Maddesi nedeniyle yerel hizmetleri finanse etmek için yerel seçilmiş meclislerin çerçevesi çok iyi çizilmiş yerel vergiler salamaması da belediyeciliği sakatlamaktadır, CHP belediyelerinin bu konuyu da tartışma ortamına sokması gerekmektedir.

Sosyal demokrat belediyeciliğin yapması gereken iş üretilecek mahalli kamu hizmetlerinin öncelikle (sınırlı kaynak) belediye sınırları içinde yaşayan vatandaşlardan en zor koşularda yaşayanları hedeflemesidir (John Rawls).

Bu konulara önümüzdeki haftalarda döneceğim.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi