Şu “milletin değerlerine saygısızlık” masalı

Yeni İçişleri Bakanı 9.Trans Onur Yürüyüşü’ndeki polis saldırısını “Toplumsal değerlere saygısızlık” sözleriyle savundu. Peki yolsuzluklar, kamu ihalelerinin hep 21-b maddesi üzerinden verilmesi ve diğerleri toplumsal değerlere uygun mudur?

Son dönemlerin en popüler ve dolayısıyla da en yanlış ifadelerinden biri siyasetçilerin ve özellikle de AKP’li siyasetçilerin ne anlama geldiği konusunda hiç düşünmeden kullandıkları “Milletin değerlerine saygısızlık” sözü.

Siyasetçilerimiz bayılıyorlar biz gibi, milletimizin değerleri gibi, aile geleneklerimiz gibi birinci çoğul şahıs kullanmaya.

85 milyonluk bir toplumda nasıl oluyor da birileri, üstelik aklı başında olması gereken birileri, bu çok karmaşık toplumun ortak aile değerlerine, ortak milli değerlere, ortak dini değerlere, en genelinde ortak değerlere sahip olabileceğini düşünüyor, ben anlamakta çok zorlanıyorum.

Kavramlar bir türlü oturmuyor bu toplumda, nedendir acaba?

Bakın, son bir örnek, yeni İçişleri Bakanının evlere şenlik bir açıklaması.

Şöyle buyurmuş İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: İçişleri Bakanı Yerlikaya, 9. Trans Onur Yürüyüşü'ndeki polis saldırısını savundu. Yerlikaya, "Kahraman polisimiz tarih boyunca, 'toplumumuzun değerlerini hiçe sayanlarla mücadele etmiştir" dedi.

Neresinden tutarsanız dökülüyor senelerce valilik görevleri yapmış, İstanbul Valisi olmuş İçişleri Bakanının bu açıklaması.

Ne demiş Yerlikaya?

“Polisimiz toplumumuzun değerlerini hiçe sayanlarla mücadele etmiştir ve her zaman da edecektir”

Benim bildiğim polis suçla, suç işleyenle mücadele eder sadece.

Polisin görev tanımında belirli bir değerler bütününü kabul etmeyenlerle mücadele etmek nerede yazmaktadır?

Mesela din, milliyetçilik toplumsal değerler midir, hiç emin değilim, bu konuya geleceğim ama AKP din ve milliyetçiliği, yerlilik ve millilik, toplumsal değer olarak kabul ediyorsa polisin dindar olmayan, milliyetçi olmayan vatandaşlarla mücadele etmesinin yasal zemini nedir?

LGBT yürüyüşlerine izin vermemek polisin iş tanımına girmekte midir?

Benim bildiğim kadarıyla farklı cinsel tercihlere sahip olmak ve bu tercihi, bu yönelimi açıklamak bizim ceza hukukumuzda bir suç değildir.

Peki, bu durum bir suç değil ise, İçişleri Bakanı emrindeki polise bu insanlarla mücadele etmek görevini nasıl verebilmektedir?

Demek ki bugün İçişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir görevde suç kavramı ile değerler kavramını birbirine karıştıran bir kişi bulunmaktadır.

Daha önce de “ben hayatımda hiç güvenlik makalesi okumadım” diyen biri bu koltukta idi, bugün ise, belki daha da vahim, suç kavramını tüm hukuk ilkelerine rağmen değerler dünyasına genişleten biri vardır.

Senelerdir birileri “Türk aile yapısı” diye bir lafı bazı yasaklamalara kılıf olarak kullanmaktadırlar.

Türk aile yapısı nedir, bilen var mıdır?

Mesela çocuklara “büyüklerin yanında konuşulmaz” demek Türk aile yapısının bir yanı mıdır.

Kuma getirme, dini nikahlı çok eşli evlilikler de Türk aile yapısının özellikleri midir?

Kocanın evde eşini dövmesi, kadının da karakola başvurduğu zaman polisin “evde olan evde kalır” demesi, devlet memuru niteliği taşıyan Diyanet görevlilerinin aile içi şiddeti meşrulaştıran görüşleri Türk aile yapısının bir parçası mıdır?

Çocuk dövmek de aynı aile yapısının bir tamamlayıcısı mıdır?

Çok yaygın olduğu konuşulan ensest meselesine girmeyeceğim bile.

BUNLAR TOPLUMSAL DEĞERLERE AYKIRI DEĞİL Mİ?

LGBT konusu toplumsal değerlere aykırı ise, neler toplumsal değerlere aykırı değil, bir de bunlara bakalım.

Mesela ülkemizde tavan yapan yolsuzluklar toplumsal değerlerle uyumlu mudur?

Kanunda belirtilen ölçütlere hiç ama hiç uymamasına rağmen kamu ihalelerinin hep 21-b maddesi üzerinden verilmesi toplumsal değerlere uygun mudur?

Montaj olduğu bilinen ve hatta kabul edilen montaj kasetlerin seçim meydanlarında gösterilmesi toplumsal değerlere ne kadar uygundur?

Vakıf geleneğine ve mantığına aykırı olarak kamusal kaynakların yönetimlerinde çok önemli siyasetçilerin çocuklarının olduğu vakıflara aktarılması toplumsal değerlerle çelişmemekte midir?

Türkiye topraklarının dış mafyanın cirit atmasına, uyuşturucunun limanlarımızdan elini kolunu sallayarak girmesine tepki vermemek, gerekli önlemleri almamak ile toplumsal değerlerimiz ilişkisi nedir?

Her konuda zart zurt açıklama yapan Diyanetin hiç yolsuzluklar konusuna girmemesi de toplumsal değerlerimizin bir parçası mıdır?

Ha, toplumun ortak değerleri olamaz mı?

Bence bile olabilir.

Hukuka, anayasa saygı ve mutlak uyum bir toplumsal değer olmalıdır.

Çevreye özen bir toplumsal değerdir.

Sahillere ve zeytinliklere sahip çıkma bir toplumsal değer olamaz mı?

Kadın cinayetlerini engelleme bir toplumsal değer değil midir?

Çocuklarımıza daha nitelikli öğretim vermeyi neden değerler skalamızda en öne taşımıyoruz?

Okul sıralarında olması gereken yüz binlerce çocuğun imalât işlerinde çalıştığı ve bunun toplumsal bir tepki oluşturmadığı bir ülkede birilerinin toplumsal değerlerden bahsetmesi olsa olsa mizah konusu olabilir bence.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi