Tiyatro Pera'dan ONLARIN HİKÂYESİ

Onların Hikâyesi, görülmesi gereken bir sahne eylemi... Yüzleşmek için... Tarihin dehlizlerinde kalmış göçler ve tehcirlerle toprağından koparılmışların hikâyeleri var oyunda.

Nesrin Kazankaya, kurucusu olduğu Tiyatro Pera ile on yedi yıldır ideal bir tiyatro pratiğinin peşinden koşuyor… Oyuncu, yazar ve yönetmen olarak Kazankaya, tiyatrosunda, yazdığı oyunlar ve dünya tiyatrosundan William Shakespeare ve Bertolt Brecht gibi yazarların metinlerini de sahneleyerek, günümüz Türkiyesi'nde dili tutulmuş ve yönünü şaşırmış tiyatro ortamına işaret ışığı tutuyor…

Yazar olarak ele aldığı konularla sanatsal ve toplumsal duyarlılığı ile öne çıkan Kazankaya, özenli ve titiz sahnelemeleriyle ortaya koyduğu estetik tutumuyla da seyircinin beğenisini kazanıyor. Kazankaya yazdığı oyunlarla siyasal erk, iktidar hırsı, kültürel tahribat, ahlaki yozlaşma, etnik sürgün ve yerinden edilme gibi insanlığın yüzyıllardır başını ağrıtan temel konuları geçmiş ve bugün bağlamında, kendine has bir üslupla dile getirerek sahneye aktarıyor.

Üretken yazar Kazankaya son olarak, aynı bağlamda daha önce yazdığı ve sahnelediği Şerefe Hatıralar, Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im adlı oyunlarıyla içerik ve anlatım olarak paralellik oluşturan "Onların Hikayesi" adlı oyunu ile seyirci karşısına çıkıyor.

Onların Hikâyesi’nde Kazankaya, 2. Dünya Savaşı yıllarında İstanbul’da Yahudi bir aile ve onların çevresinde yer alan Ermeni tiyatrocu ailenin ilişkisi üzerinden, savaş ortamında ve yoksul bir Türkiye’de yeni yasal düzenlemelerle azınlıkların içinde bulunduğu trajik ve hüzünlü durumları, üçüncü kuşak bireyler üzerinden bugüne taşıyarak farklı bir kurgu ile ele alıyor.      

Nesrin Kazankaya’nın aynı zamanda yönetmenliğini de üstlendiği oyunun dramaturgisini Şafak Eruyar yapmış. Dekor tasarımında Başak Özdoğan, kostüm seçimlerinde ise Fatma Öztürk imzası var. Dans düzenini Erdinç Anaz’ın yaptığı oyunda kalabalık bir oyuncu kadrosu görev alıyor.

İstanbul’da bir Yahudi düğünü ile başlayan oyun savaşın patlak vermesiyle şenlik yerini hüzünlü bir bekleyişe bırakır. Bir kırılma noktasıdır savaş… Ardından neler geleceği belirsizdir… Savaştan kaçınan yetkililer daha fazla siyasi ve toplumsal zarar yaşamamak için bir takım yasal düzenlemeler yaparlar ancak bu düzenleme, siyasal ve toplumsal tahribatı önleyemez… Değişiklik, azınlıkların ve gayri Müslimlerin aleyhinedir. Esasında iktidarı ve erki korumak adına yapılan bu yasal düzenlemeler, gizli baskı, şiddet ve korku dolu günleri de beraberinde getirir. Ve ardından bir kısım azınlıklar canını kurtarmak için malını, mülkünü, komşusunu, aşklarını geride bırakarak sonu belli olmayan zorunlu yolculuğa çıkarlar...

Nesrin Kazankaya yakın tarihte yaşanmış olaylardan süzerek yazdığı oyunu gerçekçi bir üslupla sahneye aktarıyor. Görsel anlatımda oyunun hem düşünsel yanına vurgu yapıyor hem de oyun unsurunu öne çıkararak dengeli, uyumlu ve bütünlüklü bir anlatım tarzı ortaya koyuyor.

 Anlatımda hikayeleri merkeze alınan ailelerin mütevazı hayatları, şenlikli eğlenceleri, iç içe geçmiş kültürel ilişkileri, aşkları, umutları, beklentileri ve hüzünleri trajik bir savaş ile nasıl bir kabusa dönüştüğü düşünsel ve görsel olarak her bir dönüm noktası vurgulanarak ramp ışıklarına taşınıyor. Oyunda sadece döneme odaklanmayıp bugüne de gönderme yapılıyor… Oyunun görsel anlatımında Başak Özdoğan’ın sade ve yalın dekor tasarımı, Fatma Öztürk’ün özel hazırlanmış kostüm seçimi ve Erdinç Anaz’ın görselliğe zenginlik katan hareket ve dans düzeni, yaratımın önemli unsurları olarak karşımıza çıkıyor. Oyunda Nesrin Kazankaya, Mehmet Bilge Aslan, Onur Atilla, Başak Meşe, Zeynep Özden, Erdinç Anaz, Serin Öztoprak, Aslı Sever, Cemre Gözütok, Hebun Barış, Emirhan Eryıldız, Ege Ertürk, Yasin Küçüksüslü, Vakur Pehlivan ve Berna Yücel oyuncu olarak görsel anlatımın her aşamasında önemli görevler üstleniyorlar. Oyuncular, metnin düşünsel derinliğini göz ardı etmeden, yansıladıkları oyun kişilerinin içsel ve dışsal bütün özelliklerini sesleri, tavır ve davranışlarıyla içten ve titiz yorumlarıyla sahneye taşıyorlar.

Onların Hikâyesi, görülmesi gereken bir sahne eylemi… Yüzleşmek için… Ülkemizde yakın tarihin dehlizlerinde kalmış göçler, tehcirler, yerinden edilmelerle, toprağından koparılmış, zorunlu ikamete tabi tutulmuşların hüzünlü ve komik hikâyeleri var oyunda.      

"Şapkacı Eidel’den, saatçi Mihran’a, tiyatro oyuncusu Kirkor’dan Lusin’e, Drezel’den şair İshak’a ve günümüz akademisyeni Yasemin’e uzanan renkli figürlerin, aşkla, eğlenceyle ve yaşam coşkusuyla dolu, komik ve hüzünlü "hikâyelerine" tanık oluruz." Emeği geçenlere teşekkürler.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Metin Boran Arşivi