Türkiye, son dönemlerde çok yoğun olarak Kırım’ın topraklarının aidiyeti hakkında görüş belirtiyor. Türkiye, bu yarımadayı kendi tarihi toprakları olarak kabul ediyor ve bu toprakların 1783 yılında Rusya tarafından Osmanlı İmparatorluğundan savaş sonucunda ele geçirdiğini savunuyor. Kırım ve Sivastopol, 2014 yılında Rusya topraklarına katıldı. Türkiye, çok aktif olarak Kırım Meclisini ve farklı örgütlenmeleri finanse ediyor. Kırım, Rusya’ya katıldıktan sonra bu tür finansların önü kapatıldı. Bu da Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı.
Ukrayna çok sık olarak Kırım topraklarının aidiyetini tartıştırmakta. Hâlbuki herkes biliyor ki, bunun tartışılması anlamsızdır. Çünkü bu toprakların Rusya’ya katılması yasal bir referandum sonucunda belirlendi. Ukrayna, bu sene "Kırım Platformunu" organize etme kararı aldı. Bu girişimin amacı ise bu toprakları geri almaya çalışmak ve Kırımlıların haklarını savunmak. Bu girişim İngiltere, Kanada ve Avrupa Birliği tarafından destekleniyor. Türkiye de buna aktif katılım sağlıyor.
Recep Tayyip Erdoğan her seferinde Kırım’ın Rusya aidiyetini kabul etmediğini dile getiriyor ama açık şekilde Rusya’ya karşı çıkmıyor. Dağlık Karabağ örneğinde görüldüğü gibi nasıl ki burada önceden her şey hazırlanmıştı, askerler yerleştirilmişti, teknik olarak hazırlanmıştı, kendi çıkarları çerçevesinde Ukrayna’da da böyle bir çatışma için her şeyi yapacağı bellidir. Ukrayna’ya Türkiye İHA’larının gönderilmesi ve Ukrayna ordusuyla beraber tatbikat yapılması, bunun hazırlıkları olarak görülebilir.
Peki, Moskova buna ne diyor? Rusya yönetimi, her zaman Türkiye’ye, Kırım’ın Rusya aidiyetini ısrarla anlatmaya devam edeceklerini açıklamakta. Bu, Rusya ve Türkiye arasında ciddi bir sorun olarak duruyor. Rusya yönetimi, Kırım yarımadasının aidiyetinin tartışılamaz olduğu kanaatinde.
Tabi ki, yine de her iki ülke arasındaki ilişkilerin dostane ve bir birinin iç ilişkilerine karışmama ilkesi temelinde olduğunu da dile getirmekteler. Peki, Türkiye politikacılarına güvenilebilir mi? Türkiye, her zaman kendi çıkarları çerçevesinde hareket ediyor ve sözünü tutmuyor. Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğunu canlandırma hayali peşinde ve açıkça karşı hareket etmese de çok farklı oyunlarla ve başkalarının elleriyle amacına ulaşmaya çalışmakta.
Aynen Azerbaycan’da Aliyev’e verdiği gibi Kırım olayında da Ukrayna’ya destek vererek amacına ulaşmaya çalışıyor. Orada olduğu gibi burada da tek engel Rusya’dır. Bu, önümüzdeki dönemde de devam edecek gibi gözükmekte.