Yağma projeleriyle talan edilen Kuzey Ormanları can çekişiyor

Marmara Bölgesi’nin yaşam kaynağı Kuzey Ormanları’nın yağma ve rant projeleriyle talanı durdurulmazsa, başta 16 milyon İstanbullu olmak üzere, bölgede yaşayan insanların geleceği tehlikede.

Batıda Istranca dağlarından doğuda Sakarya nehrine uzanan, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya için hayati önem taşıyan Kuzey Ormanları, Marmara Bölgesi’nin en büyük ve en önemli yaşam kaynağı.

Orman, açık alan, sulak alan, kayalık, kumul, longoz gibi çok farklı ekosistemlere sahip Kuzey Ormanları'nda 15 Önemli Doğa Alanı (ÖDA) bulunuyor.

Burada, üç farklı iklim bölgesi buluşup geçiş alanı oluşturduğu için biyoçeşitlilik çok zengin. Kuzey Ormanları’nda 46 farklı ağaç, 3 bin bitki ve 2800 otsu bitki türü ile endemik bitki taksonlarının yanı sıra, 48 memeli, 350 kuş, 350 balık ve 45 sürüngen/kurbağa türü yaşıyor. Burası aynı zamanda, dünyanın önemli kuş göç yollarından.

Orman köyleri, arkeolojik varlıklar, kaleler, köprüler, tarihî yollar, su kemerleri ve endüstri mirası yapıları ise Kuzey Ormanları'ndaki kültür varlıklarını oluşturuyor.

Kuzey Ormanları’na gözümüz gibi bakmamız gerekirken, doğa katili mega rant projeleri olan 3. Köprü, otoban ve İstanbul Yeni Havalimanı, Kuzey Ormanları’nın kalbine hançeri sapladı.

Osmanlı’nın son döneminde bile, Kuzey Ormanları atlı muhafaza birliklerince korunuyordu. Şimdilerde, yüzyıllarca değeri bilinmiş Kuzey Ormanları’nın talanını canımız yanarak izliyoruz.

BARAJ, OTOBAN, BORU HATTI VE RANT PROJELERİ KUZEY ORMANLARI’NI BİTİRECEK

Kuzey Ormanları Savunması, Marmara Bölgesi’nin yaşam kaynağı olan Kuzey Ormanları’nı bekleyen tehlikelere ısrarla dikkat çekiyor.

Bu tehlikeler neler diye bakacak olursak:

  • Öncelikle, İstanbul’un su kaynakları kurutulduğu için, kente su yetiştirmek adına İğneada Longozları ile Karanlık Vadi’ye baraj yapılacağı, orman ve tarım arazilerinin sular altında kalacağı, yani bu iki cennetin ölüm fermanının imzalanacağı söyleniyor.
     
  • Biliyorsunuz, bir toprağın oluşması asırlar sürüyor. Ormanlar katledilerek açılan taş, kum, kömür ve maden ocakları ise oluşumu asırlar alan bu verimli toprağı kazıp taşını ve kayasını çıkarıyor, suyu havayı kirletiyor ve ur gibi büyüyerek ormanı yiyip bitiriyor. Şimdi, ‘Kuzey Marmara Otobanı’ adlı yağma projesine gereken inşaat malzemesinin yakındaki ormanlar tıraşlanarak açılacak taş ocağından karşılanacağı konuşuluyor.
     
  • Kuzey Ormanları artık, ormanı bölüp yaban hayatı parçalayan ulaşım, enerji, su, doğalgaz nakil ve iletim hatları projelerinden yorgun düşmüş vaziyette. Ama hâlâ hırpalanmaya devam ediyor. 200 milyon yaşındaki Ballıkayalar Kanyonu’nun içinden otoban geçirileceği, 17 bin ağacın kesileceği haberleri geliyor. Rusya’dan başlayıp Kırklareli’nden yeryüzüne çıkacak ‘Türk Akım’ adlı Rus doğalgaz boru hattı için Kıyıköy’den Vize’ye kadar 30 kilometre boyunca ormanın tahrip edileceğini biliyoruz; bu kez de ıstrancalarda yaban hayat dikenli tellerle ikiye bölünecek.
     
  • "Türkiye, ormanı arsaya çevirip yağmalayan, orman köylerinin çevresindeki her boşluğa rant projeleri yapan iktidar destekli inşaat ağalarından çok çekti" diyen Kuzey Ormanları Savunması, ormanın pek çok yerinde ‘boş’ alanların etrafına çit çekilerek işgal edildiğini, İmar Barışı adlı yağma yasasının yeni bir ‘ormana hücum’ dalgasını tetiklediğini ifade ediyor.

Ama sanmayın ki Kuzey Ormanları’nın önündeki tehlikeler ve tahribat bunlarla sınırlı...

Trakya’da yapımı planlanan ve çevreye zehir saçacak termik santrallar; İğneada’da planlanan ölümcül nükleer santral; orman çevresindeki tarım havzalarına kurulan denetimsiz sanayi tesisleri; ormanı çöplüğe çeviren çöp depolama/yakma/eleme tesisleri, hafriyat döküm sahaları; orman sahillerini tahrip eden liman ve deniz dolguları; ormanın beslendiği yeraltı sularına el koyarak satan su şirketleri; ‘ormanın içinde ve kenarında yer alan askerî alanlara göz dikip yapılaşmaya açmak için çalışan rant odakları; kent ormanı, tabiat parkı’ gibi isimlerle ormanı ticari bir yere, ‘gençleştirme ve seyreltme’ adı altında ormanı ‘odun pazarı’na çeviren orman işletme uygulamaları; hayvanları katleden av çeteleri...

KUZEY ORMANLARI ‘MUHAFAZA ORMANI’ İLAN EDİLMELİ

Kuzey Ormanları bu kötülük ve açgözlülük karşısında ne kadar ayakta kalır bilinmez. Ama unutmamalı ki, Istrancalardan Melen çayına kadar olan coğrafyada Türkiye nüfusunun 4’te 1’i yaşıyor.

Kuzey Ormanları’nı korumamak gibi bir seçeneğimiz yok.

İşte bu yüzden, Kuzey Ormanları Savunması, söz konusu ormanların ‘Kuzey Marmara Muhafaza Ormanı’ adı altında en üst seviyede korumaya alınması amacıyla kampanya başlattı.

Kuzey Ormanları’na böylesi bir koruma kalkanı kazandırılmadığı müddetçe, 16 milyon İstanbullu başta olmak üzere, bölgede yaşayan milyonlarca insanın bir geleceği olmayacağı ortada.

Kampanyada en öncelikli talepler; Marmara Bölgesi’nin sınırlı doğal kaynaklarını yutan İstanbul’un nüfus artışının engellenmesi, İstanbul Kuzey Ormanları’nı inşaat şirketlerinin yağmasına açan Kuzey Marmara Otobanı’nın durdurulması ve Kanal İstanbul başta olmak üzere İstanbul’u kuzeye doğru büyütmeye çalışan tüm projelerden vazgeçilmesi.

Belgrat Ormanı nasıl 1950’de Bakanlar Kurulu kararı ile ‘Muhafaza Ormanı’ statüsüne kavuşup bu sayede bugüne kadar varlığını koruyabildiyse, bugün de Kuzey Ormanları ekosistemini oluşturan tüm ormanlık alanlar 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 23. Maddesi ve ‘Muhafaza Ormanlarının Ayrılması ve İdaresi Hakkında Yönetmelik’ hükümlerine dayanarak ‘Muhafaza Ormanı’ kapsamına alınmalı.

Kuzey Ormanları Savunmasının bu çağrısına tüm Türkiye’nin, bilim insanlarının, yerel yöneticilerin, doğaseverlerin, aklını ve vicdanını kaybetmemiş herkesin destek vermesi gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Melis Alphan Arşivi