Eser Karakaş
Yeni Anayasa (!): Gel de korkma, aklıma takılan sorular
Önümüzdeki dönemde en çok tartışacağımız konuların başında muhtemelen yeni anayasa konusu olacak.
Konu gerçekten çok boyutlu bir konu çünkü yeni bir anayasa çalışması fikir olarak, telaffuz ediliş olarak aklı başında herkesi içine çekebilecek bir tartışma.
Unutmayalım, Anayasamızda 1982’den günümüze çok sayıda değişiklik yapıldı ama Anayasanın girişinde hala kabul tarihi Ekim 1982 yazıyor yani Kenan Evren Anayasası ile yönetiliyoruz.
Gerekirse Anayasada hala değişiklikler yapalım, doğrudur ama artık yapılması gereken, Evren Anayasasını küçük değişikliklere uğratmak değil yepyeni, insan haklarına dayalı, özgürlükçü, evrensel hukuk devleti standartları ile uyumlu bir anayasa yapmak olmalı.
Ancak, şayet yeni bir anayasa kavramını ortaya atan kişi Erdoğan ise insanın ister istemez canı sıkılıyor ve korkuyor.
Bu anayasa konusuna giren herkes, hatta Hizbullah varisi HüdaPar bile söze “İlk dört maddenin değiştirilmesi gündemimizde yok” diye başlıyor ve böylece herkes güya biraz rahatlıyor, bir nefes alıyor ve ilk dört madde değişmezse yani Cumhuriyetin dört temel niteliğine, demokrasi, laiklik, hukuk devleti ve sosyal devlet, dokunulmazsa başka değişikliklerin hayati olmayacağını bile telaffuz edebiliyorlar.
Şaşarım akıllarına.
Ben hukukçu değilim, bir hatam olursa hukukçu arkadaşlar lütfen beni düzeltsinler.
LAİKLİK KONUSUNDAN BAŞLAYALIM
.Evet, laiklik Anayasanın ikinci maddesinde ifadesini bulan Cumhuriyetin değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek bir niteliği, bu niteliklerin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyecek olması bazılarının eleştirilerine rağmen çok doğru; çünkü tersinin meşruiyet içermediği alanların değiştirilmesinin mantığı olamaz, laiklik, demokrasi, hukuk devleti, sosyal devlet kavramlarını değiştireceksin de yerlerine ne koyacaksın?
Ancak, mesele çok girift, tamam ikinci maddeye şimdilik kimse dokunmak istemiyor ama Anayasada laikliğin kapsamlı bir tanımı yok, tek iyi kötü, daha ziyade iyi, tanıma benzeyen ifade 24. Maddenin bir yerinde, beşinci paragrafın hemen başında, o da şu: “Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini, KISMEN DE OLSA, din kurallarına dayandıramaz; ben maddenin sonunu kestim, çünkü beni daha ziyade ilgilendiren tanımın bu bölümü ve bundan başka da bir tanım yok Anayasada zaten ve bu “Kimse” diye başlayan tanım fena bir tanım da değil.
Peki şimdi hukukçu arkadaşlara sormak istiyorum, bir Meclis yeterli çoğunluğu, ikinci maddeye dokunmadan bu tanımı Anayasadan çıkarmaya kalkarsa yani Anayasa 24’ü değiştirir ise anayasa hukukumuzda buna engel bir düzenleme var mıdır?
Ha, Erdoğan Merkez Bankası’nın politika faizinin belirlenmesi konusunda Nassı örnek gösterirken kimse Anayasanın 24. Maddesindeki bu tanımı işaret etmedi ve böylece bu işin yolunu da açmış oldu.
Merkez Bankası şayet AB içinde Avro bölgesi ülkesi değil iseniz devlet olmanın temel göstergesidir; Kurucu Osman’ın oğlu Orhan, Bursa’yı fethettiği zaman ilk iş olarak kendi adına sikke bastırarak “buranın egemeni artık benim” demek istemiştir çünkü para basma tekeli devletin en önemli özelliğidir.
Peki, Erdoğan Merkez Bankası’nın politika faizinin belirlenmesinde Nasa gönderme yaparak 24. maddede yazan “Kimse devletin ekonomik düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandıramaz” anayasal ilkesini açıkça çiğnerken nasıl oldu da şahsını “Kimse”nin dışına çıkarabildi, muhalefet bu faiz işine neden anayasal zeminden itiraz etmedi?
24. maddenin bu bölümünü Anayasadan çıkarır ya da değiştirir iseniz kanımca artık laiklik anlamsız, havada duran bir ilke haline gelecektir, herkesin bunu görmesi gerekir.
buna karşı çıkanlara da “İkinci maddeye dokunmuyoruz, başka maddelerin değişmesi de Önümüzdeki dönemde Cumhur İttifakı partileri benzer girişimlerde bulunacaklar, 2. Maddeye dokunmadan laikliğe, hukuk devletine içerik kazandıran maddeleri Anayasadan temizlemeye kalkacaklardır, buna karşı çıkanlara da “İkinci maddeye dokunmuyoruz, başka maddelerin değişmesi de demokrasinin gereğidir, itiraz edenlerin demokrasi kültürü yoktur.” bile diyebileceklerdir.
Önümüzdeki ilk yazımda laiklik üzerinden değindiğim konuya bir kez hukuk devleti anayasal ilkesi üzerinden döneceğim.
Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliklerini denetleyebileceği konusu da hukuken çok tartışmalı bir konu zaten ama benim bildiğim bu sene Erdoğan ve Erdoğan’ın kontrol ettiği Meclis, Anayasa Mahkemesi’ne üç yeni üye atayarak AYM’nin denetim işlevini adeta sıfırlayacaklar, Erdoğan’ın getirdiği her yasa AYM’den tıpış tıpış geçecektir.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.