Yaklaşık 2 aydır AKP ve MHP'nin geleceği üzerine takmış durumdayım. Esasında başka partilerin gelecekleriyle ilgili yazmayı, daha doğrusu onlara "Yahu, bu şekilde niye yapmıyorsun..." demeyi ya da yazmayı hiç sevmem ama bu kez referandum beni zorladı. Zaten neler yapmaları gerektiğini de yazmayacağım, oralarda neler olup bittiğini yazacağım. Sevmediğim konuda 2 uzman gazeteci var esasında, Ahmet Hakan ve Abdülkadir Selvi arasıra CHP'nin yaptığı yanlışları anlatır ve ne yapmaları gerektiğini öğütlerler. Bunlar CHP'li değildir, o yüzden ne mene yardım etmeye kalktıklarını anlamam, CHP'nin iyiliğini düşünüp Erdoğan yalakalığı yapan gazeteci türü de ilk kez bizde keşfedildi. 1-2 kez HDP'ye de akıl vermeye kalkıştılar ama ciddiye alan olmadı.
Önceki yazımda kurulacak partinin "Evet" yada "Hayır" oylarıyla bir bağlantısı olmadığını yazmıştım, yani çıkacak sonuç kurulacak partinin önünde engel oluşturmuyor. "Hayır" çıktığında, bugüne değin dediklerinin doğru olduğunu savunup, parti içinde dinlenmediklerinden dolayı, yani yeni anayasayla beraber istenen tek adamlığın parti içinde devam ettiğini öne sürecekler ve kendilerine göre daha demokratik bir parti kuracaklar. "Evet" çıktığındaysa, Erdoğan'ın yapacağı saçmalıklara ve katliamlara ortak olmayacaklarını beyan edecekleri için, yine kendilerine göre daha demokratik bir parti kuracaklar.
"Hayır" oyları önde çıkacağından dolayı bundan sonra MHP genel başkanı Devlet Bahçeli'nin kongreyi engelleme olanağı sıfıra yakın gibi gözüküyor. Kendi tabanına hakim olamayan bir genel başkan kongreden önce bile istifa edebilir. İstifa etmezse MHP kongreye gider ve Recep Tayyip Erdoğan bile bundan sonra kongreyi engelleme oyunları yapamaz. Böylece MHP, AKP içindeki oylarını da geri alarak toparlanır. Yapılacak kongrede büyük olasılıkla Meral Akşener başkan seçilecek gibi duruyorsa da Koray Aydın dışındaki başkan adayları da MHP'yi toparlar.
AKP'den memnun olmayan AKP'lilerle birlikte AKP dışında kalmış merkez sağa yakın liberallerin kuracağı parti Türkiye'deki "Sağcı seçmen" dediğimiz kesimi oldukça rahatlatır esasında. Böyle bir partiye başta TÜSİAD içindeki liberal üyeler dahil olmak üzere ciddi bir destek gelir. TÜSİAD gibi sivil toplum örgütleri AKP'nin dini yaklaşımından ve ekonomiyi yönetememesinden, kendi üyelerine ciddi tavırlar alınmasından uzun zamandır rahatsız. Bilhassa laisizm konusunda yaptığı açıklamalarla bunu çeşitli kereler açıkladı.
Yeni kurulacak parti AB, ABD ve Rusya tarafından da memnuniyetle karşılanır, çünkü onlar da artık bir mahalle kabadayısı gibi siyaset yapan Recep Tayyip Erdoğan'dan rahatsızlıklarını defalarca belirttiler. Dünyada hemen hemen ayar vermediği lider yada başbakan kalmayan Erdoğan yalnızlaştıkça AKP seçmenini de rahatsız ediyor.
Avrupa'da başlayan halk oylamasındaki oyların %35'e yakın artması herkesi şaşırttı. İlk 1-2 gün AKP bu artışa çok sevinse de, artışın kendi tarafından olmadığını anlamakta gecikmedi esasında. Oyların artmasında bana göre 4 neden var:
İktidara gelme şansı yok diye Avrupa'da fazla oy kullanmayan Avrupa'daki CHP'liler ciddi bir şekilde oylarını kullanıyorlar.
Her partinin kendilerine oy vermeleri için görüşmeler yaptığı Aleviler halk oylamasında gelecek faşizmi ve diktatörlüğü fark ettikleri için parti seçimi yapmadan oy kullanıyorlar.
Barış görüşmeleri sırasında umutlanmış olan Kürtler Sur, Cizre, Şırnak ve Nusaybin katliamlarıyla birlikte tekrar Barış Masası'na oturmak amacıyla tamamıyla AKP'yi defterden silmiş gözüküyor.
Avrupa'da eski seçimlerde herkes kendi yaşadığı ülke ve bölgede oy kullanabilirken, şimdi istediği seçim bölgesinde oy kullanabiliyor.
Avrupa'da sandıkta görevli arkadaşların ilginç bir yorumu var. Avrupa'da HAYIR Platformu ve tanıdıklarının dışında ciddi bir HAYIR oyu verenlerin sandığa gitmeleri onları da şaşırtmış. Yukarıda saydığım 4 neden dışında AKP ve MHP içinde gözle görülür bir HAYIR'cı kesim olması. Sonuçta ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: Erdoğan otoritesi ve diktatörlüğünden rahatsız olan bir kesim ayrılma noktasına çoktan geldi. MHP tabanı artık Devlet Bahçeli'ye tahammül edemiyor. Yapılacak bir erken seçimde CHP'nin de % 5 gibi oylarını arttırması bekleniyor. HDP son yıllarda yaşanan katliamlardan dolayı oylarını arttıracak. AKP'ye oy veren Kürtlerin büyük bir kesimi artık HDP'ye yöneldi, bu referandum bunu gösterecek zaten.
Benim tahminim yeni oluşacak partinin isminin içerisinde "DEMOKRAT" sözcüğünün olacağı üzerine. Bu kurulacak partinin demokrat olacağı anlamına gelmiyor ama merkez sağ partinin bir taktiğidir bu. Tek parti döneminin baskılarından sonra çok partili sisteme geçişle birlikte kurulan partinin adının Demokrat Parti olmasının nedeni budur. Kimse Demokrat Parti'nin demokrat olduğunu söyleyemez ama bu isimle iktidara gelme şansını arttırmıştır.
Halk oylamasının sonucu ne çıkarsa çıksın Türkiye bir erken seçim yaşayacak. İki olasılıkta da Erdoğan AKP'sinin iktidara gelme şansı yok. Bu da erken seçim sonrasında CHP-MHP ve DEMOKRAT – X partisinin koalisyonunu gösteriyor.
Anlayacağınız AKP çok yakın bir zamanda Ana Muhalefet Partisi olacak. Hayırlı olsun Erdoğan, ilk tebrik eden ben olayım.
