Yol uzadı… Ali Koç’un yükü arttı!

Valencia’nın 3 gol attığı maçta Helsinki’yi 5-2 yenen Fenerbahçe, Avrupa Ligi’nde gruplara kaldı.

Liginde şampiyonluk mücadelesi vermek elbette büyük bir amaç ama Avrupa sınavlarının yerinin çok daha önemli olduğunu düşünenlerdenim…

Finlandiya’daki karşılaşma başlayıp 8-9 dakika geride kaldığında maçın heyecanıyla beraber farklı gözlemlerim olduğunu hissettim…

Bir kere bir klasik olmamış, evsahibi takım Fenerbahçe’yi ablukaya almamıştı, alamamıştı. Sarı Lacivertliler bununla yetinmeyip sürekli rakibini ısırıyor, topu kapmaya çalışıyordu. İstek vardı, arzu vardı. Presle toplar kapılıyor, gol peşinde koşuluyordu.

Böyle olunca sonuç da gelir, gecikse bile eninde sonunda hedefe gidilir düşüncesi doğuverdi içimde…

Sonrası malum… 

Gece Fenerbahçe’nin, Valencia’nın gecesi oldu. İlk golde elbette Sangare’nin ‘Süpermenvari’ topa gidişini ve yoktan pozisyon yaratmasının altını çizmek şart…

Sezon başı teknik direktör beklentisi içindeyken çoğunlukta farklı beklentiler, farklı isimler vardı hedefte… Sonra Vitor Pereira çıktı Fenerbahçelilerin karşısına..

‘Bu muydu merakla beklediğimiz Ali Koç’tan’ diyenler vardı. Herkesin kafası karışmıştı. Gerçi bugünlerde ‘Ben demiştim’ciler çıkacaktır ama çoğunluk şaşkındı…

Geride 2 lig, 2 de Avrupa maçı kaldı… Bir de hazırlık maçları…

Şu bir gerçek ki Portekizli teknik adamın gelişinden sonra olumlu çok nokta gözleniyor…

Koşan, pres yapan bir takım izleniyor artık. Hocanın isteği doğrultusunda rakipten top kapmak için beklenmiyor, aksine sürekli baskıyla rakip hataya zorlanıyor. Geriye çekilme azalmaya başladı. Hala var ama yakışıksız yan paslar azaldı. Hücumda korkusuzca bir şeyler deneniyor, şut çekiliyor… Ve ısrar edilen 3’lü savunma oturma sinyalleri veriyor!

Üzerine koyan, kendine gelen futbolcular var… En başta Tisserand. Kendi adıma tanımakta zorlanıyorum. Zajc yeni transfer gibi. Geçen sene sonlara doğru yedek kalan, hatta satılması bile gündeme gelen Gustavo parmak ısırtıyor. Osayi kımıldamaya başladı. Ferdi ileri oynayan, koşan takımda sinyaller vermeye başladı. Sangare de gelişimini hızlandırdı. Altay, Szalai, Valencia gibi zaten iyiler, kaldıkları yerden devam ediyorlar…

Arda ve Muhammed için söylenecek tek şey var: Heyecan ve umut veriyorlar… Dünkü maçla başımıza bir de Fatih çıktı! 

Samandıra sakin… Taraftar yıllar sonra kaybettiği heyecanı hissetmeye başladı…

Kısacası görünürde güzel şeyler oluyor Fenerbahçe’de…

Gecenin kahramanı Valencia gibi gözükse de tur için gerekli skoru cebine erkenden koymayı başaran takımın genel başarısını da gözardı etmemek gerek…

Yenilen 2 gole fazla takılmamak lazım, skor rahatlığıyla yaşanan posizyonlardı… Bu düşünce hatası da zamanla düzelir…

Ali Koç Fenerbahçe’deki 4. görev yılında bana göre en keyifli maçını, gecesini yaşamıştır… Ama şimdi rahatlama zamanı değil. Sarı-Lacivertliler gruplara kaldı…

Evet takım iyi yolda, fazla gol sıkıntısı yaşanmıyor ama yol uzun… Lig – Avrupa derken üst üste maçlar gelecek ve takımın gerçek bir golcüsü yok. Evet, gençler var ama onlara güvenirken eksikleri de tamamlamak gerek… Bu nedenle Ali Koç’tan transfer için beklentiler artacaktır. Eğer bu yola giren takıma iyi 1-2 isim katılmazsa, yarın bir gün fatura başkan ve yönetime kesilir!

Nasıl kaybedilen bir maçla tüm umutların yitirilmesi yanlış ise, bir tur atlamayla da büyük düşlere dalmak yanlış olur…

Ama güzel şeyler oluyor mu derseniz, oluyor… Pereira 3 yıldır kimsenin yapamadığını yaptı, havayı değiştirdi!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi