Özgür Özel'den iktidara: 'Cambaza bak' diyerek yoksulluğu konuşturmamayı amaçlıyorlar

Özgür Özel'den iktidara: 'Cambaza bak' diyerek yoksulluğu konuşturmamayı amaçlıyorlar
CHP lideri Özgür Özel, iktidarın yoksulluğu ve çaresizliği konuşturmamak için "Cambaza bak" politikası izlediğini söyledi. Göçmen meselesine de değinen Özel, "Biz sığınmacıya düşman değiliz, sığınmacı yaratan politikalara düşmanız" dedi.

Artı Gerçek - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde ilk kez kazandığı yedi il belediyesinden biri olan Kırıkkale Belediyesi’ni ziyaret etti. Belediye önündeki kalabalığa seslenen Özel, emeklilerin sorununa değinerek şu ifadeleri kullandı:

"Ben 105 miting yaptım. Her mitingde emeklilerin sorunlarını anlattım. Sağlık alanında, tedavide, ilaçta maaşlarından yapılan yüksek kesintiler, 65 yaş üstünün ulaşımda ve diğer hizmetlerde yaşadığı zorluklar. Ama en önemli zorluk şüphesiz emekli maaşlarının getirildiği nokta. Biliyorsunuz hepimiz biliyoruz. AK Parti'ye oy veren emekli de biliyor. AK Parti geldiğinde 3 Kasım 2002 tarihinde bir emeklinin maaşı 1,5 asgari ücret düzeyindeydi. Tayyip Bey dedi ki sizi enflasyona ezdirmeyeceğim. Enflasyona göre zam yapacağım. Ve ne yaptı? TÜİK'e göre hesap yaptı. TÜİK ne demek? Tayyip'i üzmeyen istatistik kurumu baş harfleri demek. Tayyip Bey'i üzmedi ama emekliyi üzdü. Emeklinin yıllar içinde canına okudu hiç ellemeselerdi, hiç dokunmasalardı en düşük emekli maaşı bir buçuk asgari ücretli ediyordu. Yani bugünkü asgari ücretle düşük olan asgari ücretle bile tam 26 bin lira olacaktı. Ama bugün 12 bin beş yüz lira."

Önümüzdeki günlerde, kendilerini yerel seçimde birinci parti yapan Türkiye ittifakına çok daha önemli görevler düştüğünü söyleyen Özel, devamında şunları dedi:

"Birileri 'Cambaza bak' diyerek dikkat dağıtmayı, yoksulluğu, işsizliği, çaresizliği konuşturmamayı hatta ve hatta siz cambaza bakarken hala daha cebinden, cebinizden para aşırmayı hesap eden bir anlayış var. 1 Ekim günü Meclis’e çıktılar geldiler. Dediler ki İsrail Türkiye'ye saldıracak. Dedik ki ya İsrail kim Türkiye'ye saldırmak kim? Bu kahraman ordu, bu güçlü ordu varken bu gerektiğinde ölmek için gözünü kırpmayan 83 milyon varken, Conkbayır'ında, Anafartalar'da kefensiz yatanların mezarı varken bu İsrail nasıl bize saldıracak? Ama bunu söyleyen ülkenin cumhurbaşkanı, söylediği yer Meclis’in kürsüsü. Hele bir gel dedik. Bir anlat bakalım. Ne biliyorsun? Gelmedi. Yerine iki bakan yolladı. Biri 40 dakika biri 36 dakika konuştu. Gizli oturumda konuşulanları söylemek 10 yıl yasak. Ama söyleyeceksen söyle susacağız. Destekleyeceğiz dedik. Ama kandırıyorsan ama altını dolduramazsan ama o söylediklerinin altı boş kalırsa söylediğini değil söylemediğini anlatırız. Memlekete şikayet ederiz dedik.

'BİLMEDİĞİNİZ HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEDİLER'

Kırıkkale'nin güzel insanları, değerli Kırıkkaleliler, televizyonda duymadığınız, sizin bilmediğiniz, hiçbir şey söylemediler. Türkiye'ye saldıracak demediler, altını dolduramadılar. Size diyor ki Tayyip Bey, evet açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin ama tehlike büyük, benim arkama geçmelisin. Artık yoksulluk İsrail savaşı konuşmanın, işsizlik yerine fırkateynleri yarıştırmanın, bu çaresizliğin yerine üçüncü dünya savaşı savsatalarıyla meşgul olmanın hiçbirimize faydası yok."

'SIĞINMACIYA DEĞİL SIĞINMACU YARATAN POLİTİKALARA DÜŞMANIZ'

"Maalesef en önemli sorunlarımızdan bir tanesi de sığınmacı sorunu" diyen Özel, şu ifadeleri kullandı:

"Sığınmacılar Türkiye'de kötü dış politikanın ürünü olarak Türkiye'nin yoksulunun yerine bakmak zorunda olduğumuz işsizimiz yerine işe giren ve memleketinden buraya geldiği için küçücük çocuklara, gariban insanlara düşmanlık yapmıyoruz ama artık bıçak da kemiğe dayandı. Biz sığınmacıya düşman değiliz. Ama sığınmacı yaratan politikalara düşmanız. Atatürk'ün sözünü tutmayan, komşuda iç savaş kışkırtıcılığı yapan, komşunun toprak bütünlüğüne saygı duymayan, komşudaki devlet dışı unsurları muhatap alan, getiren, giydiren, yediren, eğiten, donatan, savaşmaya yollayan, orada huzuru kaçıran Recep Tayyip Erdoğan anlayışına ve onun yarattığı sığınmacı sorununa sonuna kadar karşıyız.

Geçen hafta Türkiye'nin öbür ucunda, Hatay'da bir çağrı yaptım. Esad ile yıllardır görüş dediğimizde, eli kanlı Esad'la görüşmem, git sen görüş, senin olsun dedi. Görüşmem dedi biz görüşeceğimizi ilan ettik. Tamam tamam ben de görüşeceğim dedi. O günden beri oyalıyor, oyalanıyor. Esad, genel af kararı çıkardı. Sığınmacıların memleketlerine dönmesi için en uygun zaman ama Esad, genel af kararı çıkarmışken maalesef Recep Tayyip Erdoğan sığınmacıların Türkiye'de kalma süresinin üç aylık süreyi altı aya, belli şartlarla üç yıla çıkardı. Yani geçtiğimiz günlerde yayınlanan belgeyle geçici statüyü, geçici sığınmacı statüsündeki kişileri üç yıl süreyle, bizim yoksulumuz yerine bakmaya devam etmek zorunda olacağımız, bizim işsizimiz yerine işe girecek hali üç yıla çıkardı. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Artık Esad da af çıkarmışken bu çıkardığın kararnameleri, yönetmelikleri geri çekmelisin. Artık Suriyelilerin memleketine gitmesi ve bu ülkenin kaynaklarını tüketmemesi gerekmektedir. Buradan çağrımız bir kez daha Erdoğan'adır. Evlinin evi güzeldir, herkesin memleketi güzeldir Bizim yoksulumuz bize yetmektedir. Bizim işsizimiz bize yetmektedir. Artık bu işin bitmesi gerekmektedir." (ANKA)

Öne Çıkanlar