Yargıtay'a tepki: CHP TBMM Genel Kurulu'nu boşaltmama eylemi başlatıyor
ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Günaydın, Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyelerine yönelik suç duyurusuyla ilgili gelişmeleri ele aldı. Günaydın “Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nin Can Atalay kararı ile sadece hukuki bir skandala imza atmış olmakla kalmıyor bir yargı krizinden öte derin bir devlet krizinin tam da göbeğinde bulunuyor” dedi.
‘KANUN DEVLETİ NİTELİĞİNİN KAYBI ANLAMINA GELİYOR’
Günaydın konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“Anayasanın 153. Maddesinin açık ve bağlayıcı hükmüne rağmen, Anayasa Mahkemesi kararlarının yayımlanması ile birlikte yasama, yürütme ve yargı mercilerini ve idari makamları bağlayacağına ilişkin kesin hükme rağmen, Yargıtay Ceza Dairesi üyeleri Anayasa Mahkemesi kararına uymayacaklarını bir karar ile hükme bağlıyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, Anayasa Mahkemeleri üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunuyorlar. Bu Türkiye’nin uzunca bir süre önce kaybettiğini hukuk devleti niteliğinin kanun devletine dönüşmesinden sonra, kanun devleti niteliğinin de kaybı anlamına gelmektedir.”
‘YARGININ SİYASALLAŞTIRILMASININ EN SOMUT ÖRNEĞİ’
Uzun hukuki değerlendirmeler yapmaya gerek olmadığını söyleyen Günaydın, “Herkes Anayasa Mahkemesi kararlarını tartışabilir ancak Anayasanın açık hükmüne rağmen, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını tartışabiliyorsak, Yargıtay Anayasa Mahkemesi kararına uymayacağını hükme bağlıyor ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulanabiliyorsa ise bunun hukuken tartışabilecek bir tarafı yoktur. Bu hukukun araçsallaştırması, yargının siyasallaştırmasının açık ve en somut örneği olarak önümüzde durmaktadır” dedi.
'İLK KEZ OLUYOR'
Günaydın, Türkiye’de milletvekillerine yönelik tutuklama ve serbest bırakılmaları yönünde verilen kararın ilk kez gerçekleşmediğini de belirterek, şöyle devam etti:
“Hepimizi biliyoruz ki, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında da benzer şeyler olmuştu. O zaman Meclis Başkanı Mustafa Şentop’tu. Kararın onanmasından sonra TBMM’de Mustafa Şentop bu kararı tüm itirazlara rağmen acele ile okuttu. Arkasından Anayasa Mahkemesi hak ihlali verince, söz edilen dosyalar davaların görüldüğü ilk derece mahkemesine dönmüş, ilk derece mahkemesi de durumu yazı ile meclis başkanlığına bildirmiş bu kez tersine kararlar Meclis Genel Kurulu’nda okunarak arkadaşlarımız yasama faaliyetlerine başlamıştır. Mustafa Şentop’un o andaki bu tutumu Meclis’in saygınlığına önemli oranda gölge düşmüştü. Bu kez TBMM mevcut başkanı sayın Numan Kurtulmuş, Yargıtay’ın onama kararından sonra kararı TBMM’de okutmadı ve Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararına ilişkin bir karar vermesini bekledi. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda çok sayıda içtihattı var. Anayasa Mahkemesi’nden sonra bir kez daha iki kez karar okutan meclis durumuna gazi meclisi düşürmek istemedi.”
'YARGITAY ÜYELERİ TBMM BAŞKANI KURTULMUŞ'U DA ELEŞTİRİYOR'
Yargıtay üyelerine 'hadsiz' diye seslenen Günaydın, “Yalnızca Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyusunda bulunmakla kalmıyorlar, bu tutumundan dolayı sayın Numan Kurtulmuş’u da eleştiriyorlar.’ Ben onama kararı verdim, sen bunu nasıl mecliste okumazsın’ diyorlar. Mustafa Şentop’un yolundan giderek Meclis’in saygınlığını bir kez daha aşağı mı çekseydi Numan Kurtulmuş. Yargıtay üyelerinin verdikleri kararda TBMM Başkanını tutumu nedeniyle eleştirme hadsizliğini yapmaları, Türkiye’de erkler arasındaki ayrılığa ve erklerin denge ve denetleme mekanizması içinde farklı yerlerde durmalarına yönelik de bir skandal niteliğindedir” dedi.
'GELİN BEN SİZE AKP-MHP İÇİNDEKİ ÇATLAKLARI ANLATAYIM'
Açıklamasına, “Gelin ben size AKP ve MHP içindeki çatlakları ifade edeyim” sözleriyle devam eden Günaydın, AKP’li siyasetçilerin Yargıtay’a tepki gösterdiği açıklamaları hatırlattı. Günaydın, şöyle devam etti:
“Mesele Can Atalay boyutunu aşmış bir meseledir. Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararında yalnızca Can Atalay’ın siyasi haklarını kullanamaması nedeniyle ihlal kararı vermemiş, onun yanında kişi güvenliğine yönelik adil yargılanma sorununu da dikkat çekerek, kişi güvenliğinin ihlali kararı da vermiştir. Bunu uygulamayan Yargıtay, yalnızca Can Atalay’a ya da Gezi Davası’na yönelik bir tutum almakla kalmamakta ve adeta Anayasa Mahkemesi’ni gayri milli ilan etmektedir. Bu tutumun Türkiye’de sürdürülebilme olanağı yoktur. Derhal bu kararı veren Yargıtay üyelerine, Yargıtay 1. Başkanlar Kurulu üzerinden soruşturmaların yapılması ve gerekli yaptırımların uygulanması gerekmektedir.”
‘RÖVANŞ HUKUKU İLE KİMSENİN VARABİLECEĞİ BİR YER YOKTUR’
Normlar hiyerarşisi içinde en yüksek mahkemenin Anayasa Mahkemesi olduğunu söyleyen Günaydın, şu değerlendirmede bulundu:
“Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını hukukçular, akademisyenler tartışabilirler ancak bağlayıcılığı konusunda herhangi bir tereddüt duyulamaz. Anayasa Mahkemesi’nin kararlara bağlayıcı demek ve lehte, aleyhte karar veren hakimleri ayırarak, onlardan bir kısmına suç duyurusu ile işten el çektirmek hatta gözaltına alma ve tutuklamaya gidebilecek faaliyetlerin önünü açmak bize 17-25 Aralık olaylarını hatırlatmaktadır. Rövanş hukuku ile kimsenin varabileceği bir yer yoktur. Bu bağlamda ifade edelim ki bu devlet krizinin bir an önce çözülmesi gerekir.
‘DANIŞMA KURULU TOPLANTISINA ÖZGÜR ÖZEL DE KATILACAK’
Burada mağdur olan Can Atalay’dan öte TBMM’dir. TBMM’nin başkanına ve kurumsal kimliğinden yönelik bir saldırı söz konusudur. TBMM’nin tüm siyasi parti gruplarıyla bu saldırıyı defetme gibi bir zorunluluğu vardır. Bugün saat 14.00’te başlayacak TBMM Genel Kurulu’nda konu her yönüyle ele alınacaktır. Bugün 13.30’da Bekir Bozdağ başkanlığında bir heyet bugünün gündemini konuşmaktadır. Grup Başkanvekilimiz Ali Mahir Başarır o toplantıya katılmıştır. Saat 16.00 itibarıyla Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında bir Danışma Kurulu toplanacaktır. O Danışma Kurulu’na CHP Genel Başkanı Özgür Özel’de katılacaktır. TBMM’de CHP’li vekillerin Genel Kurulu boşaltmama eylemi bugünden itibaren başlayacak ve sürecektir. Ancak anayasal sınırlar içerisinde bunun bir halk tepkisine dönüşebilmesi için de siyasal partiler olarak gerekli katkıyı ayrım gözetmeksizin ve hep beraber vermek istiyoruz. Bu yalnızca TİP’in sorunu olamaz, bu yalnızca siyasal partilerin sorunu olamaz. Bu bir sistem sorunudur. Bu devlet krizini el birlikte çözme zorunluluğumuz vardır.”
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gökhan Günaydın, Genel Kurulu boşaltmama yönündeki eyleme ilişkin şu ifadelerde bulundu: “Genel Kurul’da kalınma kararı alındı. Umuyorum ki Danışma Kurulu’ndan tüm parti gruplarını temsilen olumlu bir karar çıkar, o zaman biz kendi kararımızı gözden geçiririz. Ancak bugünkü koşullar içerisinde Meclis’i terk etmeme kararını kararlılıkla sürdüreceğiz."
Barolardan Yargıtay'a tepki: 'Hukuk tarihinde görülmemiş bir skandal'
Yargıtay krizinde çatlak: AKP'liler Yargıtay'ın AYM hakkındaki suç duyurusuna ne diyor?
İktidar içindeki isim: 'Yargıtay kararı, Erdoğan'ın danışmanının ağzından çıkmış gibi'
Adalet Bakanı Tunç'tan Yargıtay eleştirilerine yanıt: 'Meclis'e darbe yapıldı' demek sorumsuzluktur
