HDP’li Eş Başkanlardan CHP’ye Hasan Akgün tepkisi: CHP kendisi ile çelişiyor
Remzi BUDANCİR
+GERÇEK- Halkaların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde kazandığı 65 belediyenin 48’sine kayyım atandı. Gözaltına alınan 72 belediye eş başkanından 20’si kadın 39'u tutuklandı. Devam eden yargılamalarda eş başkanlar tahliye olurken, 2’si kadın 6 eş başkan hâlâ cezaevinde tutuklu bulunuyor.
Yargılamalar devam ederken belediye eş başkanlarından çoğu görevden alınma gerekçesi sayılan suçlamalardan beraat etti. Ancak buna rağmen görevlerine iade edilmedi. Muhalefetin yüksek sesle karşı çıkmadığı kayyım uygulaması ile ilgili tartışmalar devam ediyor.
CHP’Lİ AKGÜN’ÜN KAYYIM SÖYLEMİ TEPKİ TOPLADI
Kayyım uygulaması konusunda muhalefetin tutumu eleştiri konusu oluyor. Bu konuda eleştirilerin odağında olan CHP, 6 mutabakat metninde yer alan ‘Seçilme hakkı’ maddesinde kayyım uygulamaların son bulacağını dile getirmişti. Ancak demokrasiyi, seçilme hakkı konusunda vaatlerde bulunan CHP’den bazı isimlerin yaptığı açıklamalar tepkilere neden oluyor.
Bunlardan biri de CHP'nin Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün. Fransa'nın Strasburg kentinde 22-24 Mart 2022 tarihinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşan CHP’li Hasan Akgün, kayyım uygulamasını ‘terör soruşturmaları’ ile ilişkilendirerek, "Doğu’da terör faaliyetleri devam ettikçe, hükümetin Anayasa’nın bazı maddelerine dayanarak yaptığı ihraç ve görevden almalar devam edecektir" dedi. Akgün’ün bu sözlerine tepkiler gecikmedi.
HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yunus Parim ve yerine kayyım atanan HDP’li belediye eş başkanları Akgün’ün sözlerinin +Gerçek’e değerlendirdi.
'MESELE SADECE HDP’Lİ BELEDİYELERİN GASP EDİLMESİ MESELESİ DEĞİL'
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yunus Parim, CHP’li Akgün’ün orada yaptığı konuşmanın CHP’nin 6’lı mutabakat metni ile üzerinde politika geliştirdiği ‘demokrasi’ vaadi ile çeliştiğini söyledi.
Akgün’ün Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşmasına ‘Ben muhalefettenim’ diye başladığını hatırlatan Parim, ardından kullandığı cümlelerin bugün Türkiye'de muhalefette olan hiçbir partinin kullanmaması gerektiğini belirtti.
Kayyım uygulamasının sadece HDP’li belediyelerin gasp edilmesi meselesi olmadığını hatırlatan Parim, "Kayyım sadece HDP’li belediyelerin gasp edilmesi meselesi değil ki. Bugün istenen sivil toplum örgütüne kayyım atanabiliyor. Boğaziçi Üniversitesi meselesi önümüzde. Kimse ucuzdan biz kayyımdan tarafız diyemez" dedi.
Yunus Parim
'CHP TARAFINDAN TATMİN EDİCİ BİR AÇIKLAMA YAPILMALI'
Akgün’ün sarf ettiği sözlerin kendi kişisel görüşü olup olmadığına CHP’nin açıklık getirmesi gerektiğini belirten Parim, "Fikir ayrılığı mıdır, kişinin kendi görüşü müdür, parti içinde bir çatlak mıdır sorusunun cevaplanması gerekiyor. CHP tarafından doyurucu, tatmin edici, kamuoyunu ikna edici bir açıklama yapılması lazım. Çünkü bugüne kadar CHP kayyımlarla ilgili ikna edici, doyurucu bir söz kullanmadı. Bundan dolayı bu tür söylemlere herkes ihtimal verebiliyor. Onun için biz siyasi parti olarak görüşümüz şu. Altılı patinin bir metini var. O metinde kayyımlara ilişkin bahsedilen hususlar var. Biz onu referans almak istiyoruz ama bu tür çıkışlar yapıldığı zaman, bunun nereye işaret ettiğini partinin bir açıklama yapması gerekiyor" diye konuştu.
'KAYYIM DEVAMINI SAVUNAN YOLSUZLUĞU SAVUNMUŞ OLUR'
Kayyımların yolsuzlukla ile gündeme geldiğini hatırlatan Parim, Mardin örneğini gösterdi. Bugün iktidar sözcülerinin dahi açıktan kayyım uygulamasını savunamadığını ifade eden Parim, şunları söyledi:
"Mardin’de iki dönem kayyımlık yapan Mustafa Yaman için soruşturma bile başlatıldı. Ben kayyımın devamını savunuyorum diyen yapılan yolsuzluğu da savunmuş olur. Bu saatten sonra ülkede hiç kimsenin çok ucuz biz kayyımlardan yanayız, devam etmeli diyememesi lazım. Hele muhalefetten bir belediye başkanı ise hiç dememeli. Biz bireysel talihsiz bir açıklama olarak değerlendirmek isteriz. Ama öyle midir, parti görüşü müdür, bu konuda CHP’nin çıkıp bir açıklama yapmasına ihtiyaç vardır. Eğer bu söylem rahatsız etmiyorsa ayrı. Bu CHP’yi rahatsız ediyorsa, parti çıkıp ne düşündüğünü dile getirmek zorunda. Ama bir sessizlik varsa bu partinin görüşüdür diye yansır."
'DEMOKRASİNİN RUHUNA KAST EDİLDİ'
Görevden uzaklaştırıldıktan sonra yerine kayyım atanan birçok belediye eş başkanı yargılandıkları davalardan beraat etti. Bunlardan biri de Diyarbakır Ergani Belediye Eş Başkanı Ahmet Kaya. Beraat etmesine rağmen göreve iade edilmeyen Kaya, CHP’li Akgün’ün kayyım atama gerekçesi olarak ‘terör soruşturması’ göstermesine sert tepki gösterdi.
"Bu açıklama ile demokrasinin ruhuna kast edildi" diyen Kaya, "Bunu söylediğiniz zaman kayyım atamalarını, hukuksuz bir şekilde, sübjektif olarak normatif tüm ilkeleri yerle bir ederek meşrulaştırmış oluyorsunuz. Yani ‘Terör vardır. Terör sürdüğü sürece…’ Terör nedir, kime göre terör, nasıl bir terör. Terörle kayyım atamaları arasındaki bağlantıyı hangi ilkeler üzerinden, hangi kurallar üzerinden kuracağız? Yani afaki, söylemden ibaret alt yapısı hukuka dayanmayan, bilime, ilime, sosyolojiye dayanmayan resmen bir saçmalamadır bu. Başka bir izahı yok" dedi.
Ahmet Kaya
'BERAAT EDENLERİN GÖREVE İADE EDİLMEMESİNİ NEDEN ANLATMIYOR?'
Akgün’ün sözlerinin kabul edilir bir tarafının olmadığını ifade eden Kaya, "Kaldı ki terör bağlamı ile söyleniyor. Hasan Akgün bunu söyleyeceğine, neden beraat edenlerin görevlerine iade edilmediğini söylemiyor? Davaları hiç olmamasına rağmen kayyım atanlar atandı. Hiçbir dosyası olmayan belediye eş başkanlarımız var. Bunlarla ilgili neden bir cümle kurmuyor? Dolayısıyla bu açıklama böyle talihsiz, maksadı aşan falan bir açıklama değil, bilinçli olarak söylenmiş. Parti parti dolaşan, ANAP’ta, Doğru Yolda, Cumhuriyet Halk Partisi'nde, Ak Parti’ye dahi göz kırpan Hasan Akgün’e yakışan, ama CHP’nin de neredeyse onayının bu sessizlikle tescillendiği bir söylem olarak görmek gerekir. Esastan karşı çıkmak gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi bu mantığıyla demokrat olamaz, halkın partisi olamaz. Cumhuriyetin o köhnemiş ideolojisinin temsilciliğini yaptığını bu açıklama zaten ortaya koyuyor" diye konuştu.
'CHP BUNA KARŞI SERT TEPKİ GÖSTERMELİ'
CHP’ye yönelik eleştirilerini de sıralayan Kaya, Cumhuriyet Halk Partisi’nin anti demokratik yaklaşımının sadece bununla sınırlı olmadığını söyleyerek, 2019 yılında yapılan Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) encümen seçimlerini hatırlattı. Ankara’da yapılan bu seçimde AKP, CHP ve MHP'li üyelerinin ortak kararıyla HDP'ye encümen verilmemiş, HDP heyeti ise seçimleri protesto ederek oy kullanmadan ayrılmıştı. O seçimde yönetime giren Hasan Akgün’ün ve CHP’lilerin sessiz kalmasının birçok şeyi ifade ettiğini ifade eden Kaya, CHP’nin buna karşılık sert bir tepki göstermemesi gerektiğini söyledi.
Aksi takdirde kendilerinin açıkladığı ‘kayyım uygulaması son bulacak, bundan sonra böyle keyfi uygulamalar olmayacak’ şeklindeki açıklamalarının da boşa düşeceğini ifade eden Kaya, "Yani üst perdeden Hasan Akgün'e ‘Böyle bir mantık mı olur’ denilmediği sürece Cumhuriyet Halk Partisinin kayyımla ilgili bugüne kadar yazılı olarak söylediği, evet tepki olarak ortaya koymadığı, bütün belediyelere kayyım atanırken küçük harflerle söylediği bütün itirazlar da boşa çıkmış olacak" dedi.
'BU NE PERHİZ, BU NE LAHANA TURŞUSU'
Şırnak Cizre ilçe Belediye Eş Başkanı Mehmet Zırığ, Akgün’ün o konuşmasının şaşkınlık yarattığını söyledi. Bir tarafta CHP'nin demokrasi vurgusu yaptığını, diğer taraftan CHP’li olan bir belediye başkanının bu sözleri kullandığını hatırlatan Zırığ, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diyerek, "CHP bir taraftan demokrasi deyip, 6 parti ile bir araya gelip Türkiye'nin geleceğini konuşacağız diyor. Diğer taraftan bu sözler sarf ediliyor. Adeta anti demokratik bir uygulamayla AKP’nin arka bahçesiymiş gibi bir politika izliyor. Bu kendisi ile çelişen bir anlayış. Açıkçası söz konusu Kürtler olunca bütün sistem partilerinin aynı davrandığının bir göstergesidir. Demokrasi deyince kendilerine demokratlar. Söz konusu Kürtler olunca maalesef böyle kendi içinde çelişen yaklaşımlar gösterebiliyorlar. Biraz da kendi yüzlerini ortaya çıkarmış oluyorlar" dedi.
Mehmet Zırığ
'CHP’NİN POLİTİKASINDAN AYRI GÖRMÜYORUM'
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirleri almasının en büyük etkeni HDP’nin ortaya koyduğu seçim stratejisi olduğunu hatırlatan Zırığ, şunları söyledi:
"Bunların tümü ortadayken bunların kalkıp ta HDP’li belediyelerine, yada halkın seçmiş olduklarına yönelik kayyım atamasını meşruymuş gibi bir politika söylemini geliştirmiş olmaları kabul edilir bir durum değil. Bu akla ziyan bir yaklaşımdır. İkincisi bu zatında yapmış olduğu açıklamayı CHP politikasından ayrı görmüyoruz. Bireysel bir açıklama olarak ta ele almamak gerekiyor. Bu bir anlayışın ürünüdür. Kürtlere yönelik ötekileştirme anlayışının dışa vurumu olarak ele alıyorum."
'CHP'NİN SİYASİ İSTİKRARSIZLIĞI VE SİYASET YAMAMA HALİ'
Diyarbakır Bismil Belediye Eş Başkanı Orhan Ayaz, CHP’nin söylemleri ile eylemlerinin, sözlerinin bir biri ile çeliştiğini söyledi. Ayaz şunları söyledi:
"AKP ve MHP’nin yerel seçimlerde aldığı büyük yenilgiden kaynaklı Kürt halkının tüm kazanımlarına dönük gerçekleştirdiği kapsamlı saldırıların önemli bir parçası da , Halkın oyları ile seçilmiş ve seçimle kazanılmış belediyelere kayyım atanmasıdır. Kayyımların atanması Kürt halkının kazanımlarına tahammülsüzlüğün ve halkımızın varlığının açıkça yok saymaktır. Bu denli kapsamlı bir saldırı ve asimilasyon politikasına rağmen, yıllarca halkımız mücadelesinin yarattığı değerlere ve siyasi iradelerine sahip çıkmaya devam etmiştir. Türkiye’de birçok alanda çözümsüzlüğün adresi haline gelen AKP ve küçük ortağı MHP’nin Türkiye demokrasisine verdiği zarar yetmiyormuş gibi, birde ana muhalefet partisinin siyasal iktidarsızlığı ve siyaset yapamama hali açıkça ortadadır. Avrupa konseyinde CHP temsilcilerinin Kayyım atamalarını savunması, CHP’nin demokratik siyaset anlayışının yetersizliğini göstermektedir.
Orhan Ayaz
'CHP AÇISINDAN TALİHSİZ BİR SİYASİ ÇIKIŞ'
Kayyım zihniyetini savunmaya çalışmak, Türkiye’deki tüm halkların kazanılmış haklarını ve adalet ve barış içerisinde yaşama arzusunu yok sayanları savunmaktır. Halkın oy kullanma ve irade beyanını tanımamakla eşdeğerdir. Ondan kaynaklı Kayyımları savunmak CHP açısından çok talihsiz bir siyaset çıkışı olmuştur."