İYİ Parti'li Poyraz'dan Van açıklaması: Seçmen iradesinin gaspıdır

İYİ Parti'li Poyraz'dan Van açıklaması: Seçmen iradesinin gaspıdır
İyi Parti'li Uğur Poyraz, Van'da seçilen Abdullah Zeydan'a mazbatasının verilmemesine "Seçim değil de bunu ihale gibi değerlendirip 2. Teklif sahibi gibi 2. en çok oy alan adaya mazbata vermek seçmen iradesinin gaspıdır" sözleriyle tepki gösterdi.

Artı Gerçek - Van'da seçmen iradesinin gaspına tepkiler çığ gibi büyüyor. Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’a ait mazbatanın AKP’li adaya verilmesi üzerine İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz da bir açıklama yayınladı. Poyraz, yapılmak istenen uygulamaya, "Seçmenin iradesini yok sayarak, seçim değil de bunu ihale gibi değerlendirip 2. Teklif sahibi gibi 2. en çok oy alan adaya mazbata vermek seçmen iradesinin gasbıdır" sözleriyle tepki gösterdi.

Poyraz'ın Ersan Şen'in açıklamalarını alıntılayarak yaptığı paylaşım şöyle:

'VAN İLİMİZDE SEÇİMLER YENİLENMELİ'

"Sayın @ProfDrErsanSen’in paylaşımı birçok soruyu cevaplıyor.
Ben de bu mevcut durum için önerimi ve gerekçelerimi paylaşmak isterim.

- Mahkeme tarafından verilen kararı usulen inceleyen Seçim Kurulu onay vererek adayın seçime girmesini sağlamıştır.

- Aday kampanya yapmış, seçmen de bir tercihte bulunmuştur.

- Zira; mahkeme karar vermeseydi ve Seçim Kurulu da uygun bulmasaydı süresi içinde aday değiştirilecek ve seçmen de buna göre tercihte bulunacaktı.

- Seçmenin iradesini yok sayarak, seçim değil de bunu ihale gibi değerlendirip 2. Teklif sahibi gibi 2. en çok oy alan adaya mazbata vermek seçmen iradesinin gasbıdır.

- Van ilimizde seçimler yenilenmelidir. Partiler seçime girme yeterliliği olan adayları ile yeniden yarışmalıdır. Adliye ve Seçim Kurulunun hataları seçmenin iradesini ortadan kaldırmak için gerekçe olamaz."

Ersan Şen ise, Van'da halk tarafından seçilen Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının geri alınmasıyla ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

"Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçimi tartışmasında öncelikle temel sorunları ve soruları doğru tespit etmek gerekir:

- Seçilen adayın mahkumiyetine bağlı yasaklanmış haklarının geri verilmesi için aranan yasal süre şartı sağlanmamış gözüküyor. Bu durumda, Mahkemenin ilk kararı Adli Sicil Kanunu m.13/A’ya aykırı.

- Cumhuriyet Savcısı, yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi hakkında olumsuz mütalaa vermiş. CMK m.260’a göre, mütalaasına aykırı verilen bu karara karşı kanun yoluna başvuru imkanı sağlanmamış. Çünkü karar Başsavcılığa tebliğ edilmemiş. Mahkemenin bu tasarrufu da eksik.

- Kararın Mahkeme tarafından kesinleştirilmesi hatalı, esasen bu usul Kanuna aykırılık içerdiğinden, kesinleştirme “yok” hükmünde bile sayılabilir. Karar ise; daha bihakkın infazı tamamlanmamış ve üzerinden üç yıl geçmemiş mahkumiyet kararı yönünden açıkça aykırı, ama “yok” hükmünde mi değil, Yasaya aykırı.

- Yerel seçimlerden 2 gün önce, Aynı Mahkeme bu hatalı kararından dönmüş gözüküyor. İlk kararını ve kesinleşmesini kaldırmış. Mahkemenin kesinleşmeyi kaldırması; adayın yeterliliği olmadığının kabulü için yeterli, çünkü adayların yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı ile birlikte kesinleşme şerhinin de bulunması gerekiyor.

- Bu arada, aday seçime girmiş ve kazanmış.

- Sonuçta ortada üç önemli soru var:

Birincisi; evet, seçimi kazanan adayın seçime girebilmek için yeterliliği yoktu. O halde Mahkeme ilk kararı nasıl verdi?

İkincisi; bu sorun, adaylık sürecinde neden tespit edilemedi, iş neden buralara geldi? İtiraz eden bu bilgilere nasıl ulaştı?

Üçüncüsü; seçmenin iradesini hiçe sayıp, ikinci sırada olan adaya mazbatayı verme kararının meşru ve hukuki olduğuna seçmen nasıl inandırılacak?" (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar