Özgür Özel: Reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız

CHP Grup Başkanı Özgür Özel, tabanın eleştirilerini dinlediğini söyleyerek, ‘birtakım reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız’ dedi. Özel, ‘değişim’ talebini, kişisel liderlik tanımlamasına indirgemeyi doğru bulmadığını vurguladı.

Özgür Özel: Reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız

Artı Gerçek - CHP Grup Başkanı Özgür Özel, tabandaki eleştirileri dinlediğini vurgulayarak, “Reform ve devrimleri süratle yapmalıyız” dedi. “Değişim” taleplerini bir kişiye indirgemenin doğru olmadığını söyleyen Özel, İmamoğlu’nun ‘değişim’ talebini yinelediği ve ‘Değişim, lideri de kapsamalı’ çıkışına karşılık, “Değişim talebinin lideri, başta genç ve kadın üyelerimiz ile CHP gönüllüleridir” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyet’ten İklim Öngel’e konuşan CHP Grup Başkanı Özgür Özel, ‘değişim’ tartışmalarına dair konuştu. Özel, şunları söyledi:

“14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından yaptığım tüm değerlendirmelerde, bunun herhangi bir seçim kaybı olmadığını, hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağımızı, vatandaşın partimize yaptığı uyarıları dikkate almamız gerektiğini, tabanımızla partimiz arasında oluşan duygusal kopuşa çare bulmamız gerektiğini anlattım. Cesur, kararlı ve vefalı bir değişime ihtiyaç duyulduğunu anlattım. Değişim taleplerini bir kişiye ya da kişilere indirgemek doğru değildir.

Bunu mümkün kılabilmek, partimizi yeniden 86 milyonun umudu haline getirebilmek bizim elimizde. Değişimden kastedilen asla bir başkalaşım değildir. Değişimden kasıt, partimizi iktidar yapabilmek maksadıyla eylem ve söylemde değişimi gerçekleştirebilmek, partimizin örgütsel anlayışını yenilemek, partimizde katılımcı demokrasinin önünü açmaktır.

‘ÖRGÜTSEL YAPININ BAŞTAN SONA ANALİZ EDİLMELİ’

Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezinden, il ilçe örgütlerine tüm örgütsel mimarisini katılımcı ve günün şartlarına uygun biçimde vatandaşla etkin iletişimin sağlanabilmesi amacıyla gözden geçirmemiz şart. Sokakla, sahayla bağını koparmamış aksine buradaki eksiklerini tamamlamış ve yeni bağlar kurmuş, iktidarın dayatmasına rağmen demokrasinin beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret olmadığını özümseyen, her gün iktidar edenlere karşı her an muhalefet eden, sürekli hesap soran, sürekli denetim faaliyetinde bulunan bir anlayışı egemen kılmalıyız. Hesap sormayı sadece meclis faaliyetlerinden ibaret görmeden sokaktaki mücadeleyle birleştirmemiz gerekmektedir. Örgütsel yapının baştan sona analiz edilerek, üye sayısının niceliksel olarak artırılması ve birlikte çalışan, birlikte mücadele eden, birlikte öğrenen bir örgüt anlayışına sahip olmamız gerekiyor. Parti politikalarının tavandan tabana talimatlandırıldığı bir yönetim anlayışından, sürekli etkileşim halinde olunan, karar mekanizmalarına üyelerin dahil edildiği dinamik, çağdaş bir örgüt mimarisine ihtiyaç var.

‘DEĞİŞİMİN ANA SİYASAL KAYNAĞI SOL VE SOSYAL DEMOKRASİ, İTİCİ GÜCÜ DE ÖRGÜTÜMÜZ OLMALIDIR’

Partimiz yaklaşık 1 milyon 300 bin üyesiyle ülkemizin en fazla üyesi olan ikinci siyasal partisidir. AKP’nin 11 milyondan fazla üyesi olduğu göz önüne alındığında, oy oranlarımızın düşük olduğu seçim çevreleri başta üye sayımızın arttırılması ve yeni toplum kesimlerine erişilmesi temel önceliklerimiz arasında olmalıdır.

Değişimin ana siyasal kaynağı, gücünü kurucu değerlerimizden alan sol ve sosyal demokrasi, itici gücü de örgütümüz olmalıdır. Partimiz hem kurucu değerlerine hem sosyal demokrasinin evrensel değerlerine bağlı kalarak iktidar olabilir.

‘ÇOK SAYIDA ÜYE SÖZ ALARAK KONU ÜZERİNDE MÜZAKERE YÜRÜTTÜ’

PM’deki 60 kişiden 31’inin ‘değişim’ istediği iddialarına dair Özel, şunları anlattı:

“Parti Meclisi toplantısında çıkan sonuca odaklanmadan önce şunu söylemem gerekiyor. Toplantımız, 12 saat sürdü, çok sayıda üye söz alarak konu üzerinde müzakere yürüttü. Demokratik bir oylama yapıldı. Parti Meclisi, kurultaydan sonraki en üst karar organıdır. Bu toplantıyı demokratik olarak ortaya konulan fikirler ve gizli olarak yapılan bir oylamanın ardından alınan kararlarla birlikte değerlendirmek gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi; yönetimin aldığı kararları bir üst organa itirazda bulunulabildiği bir parti, bu hak kullanıldı. Oylamanın sonucu rakamlar kamuoyunda tartışılıyor. Rakamların ne ifade ettiğine bakmaksızın güçlü bir denge ve denetim mekanizmasının partide işler durumda olduğunu söylemek mümkün. Parti Meclisi’nin Kurultay tarihini belirleyecek olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu çok kıymetli. Geçtiğimiz günlerde hem genel başkanın, hem bizlerin hem de partideki üyelerin ortak kararı olarak parti içi meselelerin kamuoyunda değil, partideki yetkili organlarında tartışılması gerektiğine yönelik değerlendirmeler düşünüldüğünde, Parti Meclisi toplantısı buna zemin yarattı. Bu toplantının ve benzer toplantıların yapılıyor olmasının, önümüzdeki sürece çeşitli saiklerle endişeyle bakan partililerimiz açısından güvence olarak görülmesi lazım.

‘DEĞİŞİMİN LİDERİ KADINLAR VE GENÇLER’

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Oksijen’de kaleme aldığı ve ‘yol haritasını’ paylaştığı yazısıyla ilgili Özel şunları kaydetti:

“Cumhuriyetin 100’üncü yılında, yıllar öncesinden çok büyük anlam yüklediğimiz ve son ana kadar hem üyelerimizi, hem vatandaşlarımızı motive ettiğimiz bir seçimi geride bıraktık. Bu seçimin sonucunda yaşanan duyguyu anlamak lazım. Adına ister “değişim” diyelim, ister başka şekilde nitelendirelim, bu bir kişisel talep ya da bir araya gelmiş bir grubun talebi olmak yerine, 1995 yılından bu yana hükümette temsil edilmemiş partimize gönül vermiş insanların beklentisi olduğunu fark etmek lazım.

Cumhuriyetin 100’üncü yılında, iktidarın cumhuriyetin kurucu kadrolarına husumeti ve cumhuriyetin kazanımlarını aşındırmayı ilke edinmiş bir partiye bırakılmış olmasının yarattığı travmayı anlamak lazım.

Bir değişim talebi varsa, bunun lideri başta genç ve kadın üyelerimiz olmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyeleri ve gönül verenleridir. Değişim konusunda kişisel liderlik tanımlamasını ve böyle bir indirgemeyi doğru bulmam. Bugün kamuoyu önünde yakışıksız ifadeler, söylemler ve davranışlar kullanılmadığı müddetçe değişim adı altında ya da başka tanımlamalarla partinin kendini geliştirmesi ve başarılı olması için söylenen her sözü kıymetli buluyorum.

ATATÜRK’ÜN KOLTUĞUNA LAYIK GÖRÜLMELİYİZ’

Ekrem Bey, İstanbul’u 25 yıl sonra sosyal demokrat belediyecilikle buluşturan Belediye Başkanımızdır. Yazdığı, söylediği her şeyi dikkatle dinliyoruz. Bu süreçte konuşan, görüş bildiren herkesin açıklamalarını takip ettiğimiz gibi. Cumhuriyet Halk Partisi, 100 yıllık bir siyasi parti. Kurucusu ve ilk başkanı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğuna layık görülmeniz gerekir. 28 Mayıs’tan bu yana seçmenlerimizle, yurttaşlarımızla, partililerimizle görüşüyoruz. Önceki açıklamalarımda da söylediğim gibi 28 Mayıs’ta büyük bir travma yaşadık. Bu büyük üzüntüyü yaşadığımızdan beri sorumluluk almak gerekirse en üst düzeyde sorumluluk almak gerektiğini, fedakarlık yapmak gerekirse fedakarlıktan kaçınmamak gerektiğini anlatıyorum.

‘SORUMLULUKTAN KAÇMAM’

Bu partide sorumluluk makamında bulunmuş bir kişi olarak hesap vermekten de özeleştiri vermekten de kaçmamak gerekir. Olağan bir dönemde değiliz, olağan bir talep açma mekanizmasının yürütüldüğü bir süreçte değiliz. CHP açısından herhangi bir dönemi yaşamıyoruz. Bunun bir kişisel talep konusunda ifade edilmesini doğru bulmam. Sorumluluk almaktan kaçmayacağımı söylemiştim, düşüncemde herhangi bir değişiklik yok."

‘PARTİ İÇİ DEMOKRASİ AÇISINDAN ÖRNEK BİR SÜREÇ İŞLETMEK ZORUNDA’

Özel, 29 Ekim’le sonlanan hafta, 3-4 güne yayılan bir büyük kurultay yapılacağını söyleyerek CHP genel başkanlığı adaylığıyla ilgili şunları ifade etti:

“Genel başkan; aday olsun ya da olmasın, ismi geçenler aday olsun olmasın, Cumhuriyet Halk Partisi, parti içi demokrasi açısından örnek bir süreç işletmek zorunda. Birbirine düşmüş, kavga eden, sevenlerini üzüp, düşmanlarına keyif veren bir süreç yaşanmamalı. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’ye önerdiği demokrasiyi kendi içinde yaşadığını büyük bir özgüvenle gösterebilmeli. Cumhuriyet Halk Partisi, ülkemizde liderini çoklu yarışla seçebilen tek parti. Bu, Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir eksikliği değil, rakiplerine karşı en önemli üstünlüğü. Partimiz, rakiplerini hain, terörist, sapkın ilan eden anlayışın aksine, farklı hissedenlerin ve düşünenlerin, yönetenler kadar kendisini ifade edebildiği, propaganda imkanlarından yararlanabildiği, en özgür ortamda, en eşit koşullarda yarışabildiği bir parti olarak rakiplerinden ayrışmalıdır.”

‘TOPLANTINI KENDİSİ SON DERECE AHLAKLI, SON DERECE KURALLARA SAYGILI’

Sızdırılan online toplantıya katılan Özel, şunları belirtti:

“Söz konusu zoom toplantısında katılanlar Parti Meclisi’nin ya seçilmiş ya doğal üyeleri. Sızdırılan toplantıda utanılacak hiçbir şey yok. Utanılması gereken böyle sızdırmalarla siyasetin dizayn edilebileceğinin düşünülmesi. Toplantını kendisi son derece ahlaklı, son derece kurallara saygılı. O video kaydında utanılacak tek bir kelime yok. Kimseyi rencide edecek ifade yok. O toplantıya katılanlar arasında hiyerarşi yok, kimse kimseye patronaj dayatmıyor, kimse açısından kompleks yapacak bir durum yok.

‘DARBE GİRİŞİMİ VEYA İHANET OLARAK NİTELENDİRİLMESİ TRAJİKOMİKTİR’

Öyle ki, videoyu sızdıranların kesmeyi tercih ettiği kısımda, o toplantının başında Ekrem Bey, nezaketle, “Grup Başkanımız geldi, toplantıyı o yönetebilir” diyor. Bense, dijital ev sahibi olarak Ekrem Bey’in yönetmesinin uygun olacağını söylüyorum. Partinin kurumsal kimliğini sakınan, herkesin birbirine saygılı olduğu bir toplantı yapıldı. Toplantının içeriğinde kabalık yok, nezaketsizlik yok, partinin iyiliği düşünenler var. İktidara yakın medya, bu toplantıyı darbe girişimi olarak nitelendirdi. Demokrasiyi sindirememiş olanların demokratik hakların kullanımını anlamasını beklemiyoruz zaten. Toplantıda tüzükte verilen bir hakkın kullanımı, demokratik bir oylama tartışılıyordu. Bunun darbe girişimi veya ihanet olarak nitelendirilmesi trajikomiktir. Bu toplantı, seçmenimizin ve tabanımızın yaşadığı duygusal kopuşa çare üretmek adına yapılan onlarca yüz yüze toplantıdan bir tanesiydi.”

Dört kişiden üçünün oyunu almadık diyen Özel, partide birtakım reform ve devrimlerin olmasına dikkat çekerek şunları söyledi:

“Parti örgütlerimizi, partimize yakın sivil toplum örgütlerini, üyelerimizi, yurttaşları anlayışla ve sabırla dinlememiz gerekiyor. Elbette ilçe ve il kongrelerinin yapılması belli olanaklar sağlayacaktır ancak seçim atmosferi sağlıklı tartışmalara engel olabilir, bu durumda üyelerimizle danışma kurullarını özel gündemle toplamak, eleştirilerini ve önerilerini almak, içinde bulunduğumuz krizi çözmenin, travmayı atlatmanın ve önümüze yeni bir yol haritasını birlikte koymanın yollarını aramalıyız. Bunları yapmak yerine tabanın ve üyenin tepkisini yok sayarsak, bu onarılmaz sonuçlar doğurabilir.

‘BİRTAKIM REFORMLARI VE DEVRİMLERİ SÜRATLE YAPMAK ZORUNDAYIZ’

Cumhuriyet Halk Partisi, olması gerekenin çok altında üye sayısına sahip. Üyeyle bağımızı kongre salonlarına sıkıştırmamalıyız, doğal tabanlarımız olan sendikalarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, toplum kesimleriyle bağlar kurmamız gerekiyor.

Partimizin üyeleriyle 81 ilde ve neredeyse tüm ilçelerde, sadece Edirne, Antalya, İzmir’de değil, Muş’ta, Iğdır’da, Kilis’te, Rize’de, Kayseri’de, Diyarbakır’da hem partililerimizle birlikte çalışmış, hem vatandaşın partimize ilişkin görüş ve eleştirilerini dinlemiş birisi olarak, birtakım reformları ve devrimleri süratle yapmak zorundayız.”(HABER MERKEZİ)

RÖPORTAJIN TAMAMI