Özgür Özel'den kayyım tepkisi: 'Tayyip Erdoğan’ın oyunu geri tepmiştir'

Özgür Özel'den kayyım tepkisi: 'Tayyip Erdoğan’ın oyunu geri tepmiştir'
CHP lideri Özel Esenyurt halkının kayyım atamasını haksızlık olarak gördüğünü belirterek "Erdoğan’ın oyunu geri tepti" dedi. Özel, Dersim ve Ovacık belediyelerine kayyım atanması için de "Kötücül aklın devamı" değerlendirmesinde bulundu.

Artı Gerçek - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da gerçekleşen İl Başkanları Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.

Konuşmasında "Gelecek haftadan itibaren sizin illerinizde ve tüm ilçelerde, hem örgütümüzle, daha önemlisi o kentin tüm bileşenleriyle, meslek örgütleriyle, sendikalarıyla, kanaat önderleriyle yapacağımız toplantılarla artık Türkiye’de ülkenin gerçek gündemine bir kez daha sahip çıkan, bunu yerelde en küçük ilçeden başlayarak konuşan, tartışan ve sürekli ülke gündeminde tutan yeni bir sürecin, çok canlı bir sürecin ve kesintisiz bir sürecin içindeyiz. Bu kesintisizlik, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olacağı güne kadar sürmek durumundadır" ifadesini kullanan Özel şöyle devam etti:

"Biz o yeni ortaya çıkan, tabanımızın ve milletimizin de tepki beklediği gündemlere ekstra bir gayretle sözümüzü söyleyip, ama temel motivasyonumuzun yapılacak ilk seçimler, o seçimleri kazanmak ve o seçimleri kazanmak için bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşmak olduğuna ilişkin temel motivasyonumuzu ve asıl hedefimizi hiçbir zaman kaybetmemek durumundayız.

200 BİN YENİ ÜYE

Türkiye’nin dört bir yanında parti her gün bir önceki güne göre, her ay bir önceki aya göre, her yıl bir önceki yıla göre daha güçlü ve partimize büyük bir yönelim var. Geçtiğimiz bir yıla baktığımızda tüm zamanların en çok üye kazandığımız yılını geride bıraktık. Cumhuriyet Halk Partisi son bir yılda 200 binin üzerinde yeni üye kaydıyla kendisine ait tüm zamanların en yüksek üye kaydını, hem de misliyle çarparak başarmış durumda."

'TAYYİP ERDOĞAN’IN OYUNU GERİ TEPMİŞTİR'

2019 seçiminde Esenyurt'u CHP olarak kazandıklarını anımsatan Özel "Beş yılın sonunda yapılan seçimlerde ise Cumhuriyet Halk Partisi, Esenyurt’un sosyolojisine, beklentilerine ve vizyonuna uygun olarak belirlediği adayı Ahmet Özer ile bu kez o kenti bırakın geri kaybetmek, AKP’ye vermek her iki Esenyurtludan bir tanesinin oyunu alan Ahmet Özer ile burayı yeniden kazandı. İşte ne olduysa orada oldu" diye konuştu.

Özel konuşmasına şöyle devam etti:

“Bir takım hesaplar yapanlar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin millet ittifakını, Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletle kurduğu ittifakı yani sadece sosyal demokratları değil milliyetçi demokratları, muhafazakar demokratları, Kürt demokratları birlikte kucaklayabilen, onların beklentilerine birlikte cevap verebilen Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu başarısını cezalandırmak ve çok istedikleri ama ellerine alamadıkları bir ilçe üzerinden bütün Türkiye’ye mesaj vermek istediler. O yüzden 27 gündür her iki kişiden birinin oyu ile seçilen Ahmet Özer, biraz önce kendi ağzından mektubunu dinlediğimiz, sesini bu salona İstanbul İl Başkanımızın duyurduğu duygularda olan Ahmet Özer 27 gündür Silivri’de tutuklu. Esenyurt Belediyemize kayyum atayanlar, hemen akabinde bir algı operasyonunu tamamlarcasına Mardin’e, Batman’a ve Halfeti’ye de kayyum atadılar. Biz Esenyurt’ta verdiğimiz demokratik tepkiyi diğer belediyelerde de verdik. Zaten öncesinde de ‘Mazbatayı kazanana değil ikinciye verelim’ dediklerinde Van’da ya da seçilir seçilmez kayyum uygulamasına geçtikleri Hakkari’de de aynı samimi tepkiyi vermiştik. Esenyurt’ta da aynı demokratik tepkiyi verdik, devam eden süreçlerde de verdik, vermeye de devam ediyoruz. Bunlar yetmezmiş gibi, o günden bugüne bütün örgütümüz Esenyurt’un iradesine büyük bir samimiyetle ve burada parti odaklı değil demokrasi odaklı, kişi odaklı değil seçmenin tercihlerine saygı duyan, seçilenin seçilme hakkından çok seçmenin seçme hakkına vurgu yapan anlayışımız ortadayken, iktidar partisini rahatsız edecek sonuçlar ortaya çıktı. Esenyurt’ta yapılan kamuoyu araştırmalarında yüzde 80 ile Esenyurtlular, ‘Ahmet Özer’e haksızlık yapılıyor, adaletsizlik yapılıyor. Esenyurt’a haksızlık yapılıyor’ demekteydiler.

Esenyurt’un sakinleri iradelerine sahip çıkan ve bu meseleyi büyük bir haksızlık olarak gördüklerini ifade eden, anketlere yüzde 80 ile yansıyan rakamları size büyük bir içtenlikle telaffuz ettiler. İşte bu yüzden biz güçlüyüz. İşte bu yüzden Tayyip Erdoğan’ın oyunu geri tepmiştir, geri tepecektir. İşte bu yüzden Esenyurt’ta yapılan uygulama, bir hukuki mesele olan kayyım meselesi değil bir siyasi işgal meselesidir."

KAYYIM TEPKİSİ: KÖTÜCÜL BİR AKLIN DEVAMIYDI

Cuma günü Dersim ve Ovacık belediyelerine de kayyım atandığını hatırlatan Özel şöyle devam etti:

Bu atamanın sebebiyse o kadar açık ki, tamamen bir hazımsızlık ve tamamen bir algıyı yerleştirmeye yönelik kötücül bir aklın devamıydı. Yaptıkları iş, 12 yıl önce yapılan bir taziyeyi suç olarak gösterip, üç dönemdir seçmenlerin seçtiği belediye başkanımıza terörist yaftası yapıştırmaya çalıştılar. Bir kere şunu bir kez daha ısrarla söyleyelim: Taziye ölüye değil, diriye verilir. Hiçbir anne ve baba, evladının geçmişte işlediği bir suçtan evladının ölümünden sonra sorumlu tutulamaz. Taziyeye gidenler o acılı anne ve babaya, belki iki ayrı çocuğu iki ayrı suça bulaşmış ya da iki ayrı örgüt mensubu olmuş, birbiri ile taban tabana zıt dünya görüşlerindeki iki ayrı çocuğun taziyesini almak da aynı anneye, aynı babaya, aynı aileye düşmektedir. Oradaki bir taziye ziyaretinden, terör çıkarmak hem de bunu 10 yıl görmeyip, 10 yıl sonra soruşturma açmak, 12 yıl sonra buna ceza vermek olsa olsa dünyanın en kötü niyetli, en kötücül aklının ürünü olabilir. Kaldı ki dönemin savcısı, belediye başkanımızı arayıp; ‘Bir cenaze var. Ben bunu asker ile yollarsam yeni bir çatışmada yok yere şehit veririm. Siz aile ile görüşseniz, bu cenazeyi siz teslim etseniz, cenazeyi siz organize etseniz olur mu?’ sorusu üzerine, ‘Kaymakam ve valinin haberi var mı?’ deyince ‘Onların bilgisi ile rica ediyorum’ demesi üzerine, kaymakamın bilgisi teyit edildikten sonra yapılmış bir cenaze töreninin o gün devlet adına CHP’li belediyeden rica edilmesi, bugün ise suç olarak gösterilip, kayyum atanması milletimize şikayet ettiğimiz, son derece iki yüzlü ve son derece çıkarcı, son derece basit menfaat ile kurumlar arasındaki güveni ve devlet ciddiyetini de ortadan kaldıran bir durumun ta kendisidir. Biz 31 Mart’ta bize güvenen, umudunu bize bağlayan milletimizin tercihlerine saygı duymaya, ona sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN BİR KİŞİNİN TEK İMZASIYLA ÇIKILAN SÜRECİ TERK EDECEĞİZ'

25 Kasım. Kadına Yönelik Şiddetle Karşı Uluslararası Mücadele Günü de Özel'in gündemindeydi.

Özel şunları kaydetti:

İki gün önce Ankara’da her birinizin illerinden görevlendirilen, seçimle göreve gelmiş olan ve Ankara’da bizleri temsil eden kadın kolları üyelerimizle, Türkiye’nin tüm kadın örgütleriyle bir aradaydık. Çare Eşitlik Çalıştayı’nı gerçekleştirdik. Buradan da şiddete karşı da dayanışmayı, kötülüğe karşı iyiliği büyüten tüm kadınların mücadelesini saygıyla selamlıyorum. İlk seçimlerde iktidar olduğumuzda bu ülkede kadınların kendini güvende hissettikleri ve çalıştayımızda ortaya çıkan çağdışı, bu çağda kabul edilmesi mümkün olmayan uygulamaların her birisini terk edip, kadınlara katledilmemeleri için, şiddet görmemeleri için, çocuklarını güvende büyütebilmeleri için ve hak ettikleri eşitliği elde edebilmeleri için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bugün o kurultayın sonuç bildirgesinin son hali kamuoyuyla paylaşılacak. O sonuç bildirgesindeki irade, en başta hepimizin övündüğü ve tüm milletvekillerinin oylarıyla, alkışlarla yürürlüğe giren ve yürürlüğe girdiği sene kadına karşı şiddetle ilgili tüm rakamları tersine çeviren İstanbul Sözleşmesi’nden bir kişinin tek imzasıyla çıkılan o süreci terk edeceğimizi ve kadın cinayetleri ile ilgili hem anayasal hem yasal hem de uygulamaya yönelik, kadına karşı şiddetle ilgili her türlü eksikliği kamu idaresinde giderecek adımların atılacağına dair sonuç bildirgesindeki irade Cumhuriyet Halk Partisi'nin ortak iradesidir."

Özel, Kara Harp Okulu mezuniyetinde teğmenlerin kılıçla yemin etmesi ve ardından ihraç talebiyle disipline sevk edilmelerine de tepki gösterdi.

'GÜLEN’İN ASKERLERİYİZ DİYENLER BU MİLLETE NELER YAŞATTI'

Özel şöyle konuştu:

bugün Milli Savunma Bakanı‘nın yapmış olduğu atıfla bugün bir kararın verilmesi bekleniyor. Bugün toplanırlar, toplanmazlar. Ama pırıl pırıl, Harbiye‘den mezun, Cumhuriyet tarihinde Harbiye kurulduğundan beri, Harbiye tarihinde ilk kez hem kara hem deniz hem hava harp okullarının birincileri gencecik kadın teğmenler olmuştur. Onlar arkadaşlarıyla birlikte geçen seneye kadar yapılan bir ritüeli hep birlikte tekrar etmişler, kılıç çakmışlar ve Mustafa Kemal’in askeri olduklarını söylemişler. Sekiz gün aşırılar dışında kimse konuşmadı, milletimiz bunu hiç anormal karşılamadı. Hatta tüm medyada üç kadının birinci olduğu, bu süreç övülerek anlatıldı. Sayın Erdoğan teğmenin elini sıktı, selamını aldı, hediyesini verdi, sohbet etti. Ama sekiz gün sonra ona birileri ‘Ya Türkiye’de bu tip görüntüler ve bu tip umutlar, bu tip heyecanlar, bu tip mutluluklar bize yaramıyor, bize kavga lazım, çekişme lazım, itişme lazım, kutuplaşma lazım. Bu Türkiye’deki çok kişinin nasırına basmak olur, bunu yapalım’ dedi diye gencecik teğmenlerin geleceklerini yok sayarak, emeklerini yok sayarak, ailelerinin o günkü gururlarını mahvederek, o güzel günü kendilerine sekiz gün sonra zehir ederek teğmenlere karşı sert bir dil kullandı. Güya teğmenler ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ demekle 28 Şubat darbe, iktidara kafa tutmaya niyetleniyormuş. Saatleri sadece kendi işine gelen 20-23 yıl geriye tarihi çekerek oradan bir husumet üretmeye çalışıyorlar. Biz ise şunu söylüyoruz: Eğer bu söylemde geriye gideceksen, öyle kendi işine gelen, işine geldiğini düşündüğün bir tarihe gitme. Geriye git, Mustafa Kemal’in askeri kimlermiş diye. O teğmenler ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ demeyip de kimin askeri olacaklardı? Mustafa Kemal’in ordusu öyle 28 Şubat‘ta falan değil, Mustafa Kemal’in ordusu 100 yıl önce işgal güçlerine karşı duruyordu, karşısında yendiği komutanın adı da Trikopis’ti. O teğmenler ‘Trikopis’in askerleriyiz’ demek durumunda değillerdi, ve Mustafa Kemal’in askerleri olduğunu söylemekteydiler. Ama bugünkü iktidar bu milletin 28 Şubat sürecinden kutuplaştırmak isteyen iktidarın hocalarından keşke yunan kazansaydı dediği, Mustafa Kemal’e zerre muhabbet duyan ne ölüme ne dirime gelsin diyen Fesleğen, Fesli deli kaderi Tayyip Erdoğan’ın hasta yatağnda ziyaret ettiğini, dirim‘e gelmediği dediği cenazeye beş bakan yolladın hiç unutmayalım. O yüzden Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenlere karşı 28 Şubat süreci karşılaştırması değil Türk ordusu ve-yunan ordusu, işgal kuvvetleri yenenler-işgal kuvvetleri destekleyenler noktasında bir konumlama tarihi doğru okumak açısından çok daha doğru olacaktır. Aksi durumda Mustafa Kemal’in ordusuna rağmen, Ordu’nun içinde farklı yapılar düşünülecekse Mustafa Kemal’in askerleriyiz yerine, Fethullah Gülen’in askerleriyiz diyenlerin ve onlara ne istediğiyle verenlerin 15 Temmuz akşamı bu millete neler yaşattığını bir kez daha ifade etmek isterim. Milli Savunma Bakanı O karar için bugün işaret etmiş. Bir kez daha uyarıyoruz ki bu işleri bırakın Böyle kararlar alıp bu milleti kutuplaştırmayın, kavga ettirmeyi bırakın. Velev ki bu teğmenlere yapmamalısınız, yapmayınız ama dokunduğunuz ve görevlerinden uzaklaştırdınız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak oto teğmenlere teker teker sahip çıkacağız. Onları yanıbaşımızda tutacağız, kendi arzuları olduğu müddetce. Madden ve manen onlara sahip çıkacağız. Ve gelecek seçimi kazanıp Mustafa Kemal’in askerlerine, Mustafa Kemal’in ordusuna geri kazandıracağız, söz veriyoruz.

BELEDİYE KREŞLERİNİN KAPATILMASINA TEPKİ

CHP lideri Özel belediyelere gönderilen kreşleri kapatılması talimatına da tepki gösterdi.

Özel şöyle konuştu:

Bakın daha dün, evvelsi gün, yazı geldi. Valiliklerden tüm belediyelere. Yazıyı ilk yazan milli eğitim Bakanı olacak şuursuz. Diyor ki, Eğitim bizim işimiz, belediyeler Çocuk merkezleri ile eğitim yapmaya kalkıyorlar, yenisini açtırmayın, eskisini kapatın. Dedikleri Cumhuriyet Halk Partisi’nin şu ana kadar açtığı 650,ocağa kadar 1000’in üzerine çıkması muhtemel kreşini hedef almaya çalışıyorlar. Sebebi ne? Burada bu salonda açıkça söyleyeyim, çalışma var. Geçen 2019 seçiminde ilk seçimde hatta yetmemiş ikinci ikinci seçimde de Binali Yıldırım’a oy verip bu seçimde Sayın Ekrem İmamoğlu‘na oy veren kadın seçmene soruluyor. Bu tercih değişiminizde ne etkili oldu diye birinci cevap anne kart. Ben gözümle gördüm İstanbul’un en zayıf olduğumuz yerlerinde Ekrem başkanla geçtiğimiz otobüsün önüne çıkan, bir kolunda çocuğun tutan, çantasından İstanbulkart çıkarıp, bir kolunda çocuğu bir parmağında kartı ekran başkanı o kalp yapana neler İstanbulkart üzerinden tercihlerini değiştirdiklerini, kendilerine zor zamanda kimin sahip çıktığını gördüklerini ifade etmişlerdir. İkinci tercih, ikinci önemli beğenilen hizmet ise kreşler. Kreş evde iyi beslenemeyen, evde belki sütünü, proteinini almakta eksik kalan çocuğa hem karnını doyuracak bir imkan yaratan hem evde bulamadığı görmediği oyuncaklarla onu tanıştıran, arkadaşlarıyla sosyalleştiren, okul öncesi eğitimi hazırlayan bu kreşler Normalde 20.000 TL’n, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin örneklerinde sembolik ücretlerde. Evde biraz asgari ücretli var, aldığım maaş kiraya gidiyor. Kiraya verirse aç kalıyorlar, kayın doyururlarsa ev sahibiyle gırtlak gırtlağa geliyorlar. Kadının çalışması lazım, küçük bir çocuk var, iki tane çocuk var. O çocukları bakıcıya veremez, asgari ücret parası. Ama orada yanı başında o mahallede Ekrem Başkanın açtığı kreş var. Çocuğunu o kreşe veriyor, işe gidiyor ve bir maaş da getiriyor. Ancak böylelikle bu rejimin yarattığı bu imkansızlık da biraz olsun hayata tutunabiliyor. Şimdi o kreşten memnuniyeti görenler ya Cumhuriyet Halk Partisi bunları yapıyor, bizim seçmenin gönlü oraya kayıyor diyenler. Durun yapamazsınız kapatacağız bunları diyorlar. Bakın bu şehri Ekrem başkan değil de Murat kurum yönetsin demişti Erdoğan. İstanbul’da dedi ki bu münasip biri değil. Siz Murat kurumu daha münasip bir yerde değerlendirin, biz bu şehri muhafızına emanet ettik, beş yıl boyunca çok memnun kaldık ve bu görevde şimdi onun olmasını, en iyi görevlerde onun olmasını istiyoruz dedi İstanbul. O Murat kurum seçimi kazanabilmek için İstanbul’un her Mahallesi’nde bir kreş önermişti. Ankara’daki belediye başkan adayları 100 günde 100 kreş önermişti. İzmir’deki belediye baskanlari İzmir’e 100 yeni kreş önermişti. Şimdi seçimi kaybettiler Onların önerdiklerini geçmişte yapmış şimdi de çatı çadır yapanların açtığı kreşleri kapatalım diyorlar. Bu millet bu kötülüğün altında kalmaz. Bu kötülüğü yanınıza bırakmaz. Siz o çocukların o kreşte gördükleri, yedikleri yemeğin, gördükleri ilginin, arkadaşlığın, dostluğun ve ayrımsız kendilerini günün önemli 1 saatinde eşit hissettikleri o duygunun, annesinin, babasının, ninesinin de hangi duyguyu yarattığını bilemezsiniz. Siz bunu hedef alırsanız, siz eğer Cumhuriyet Halk Partisi elini kolunu bağlayalım, ta bizim dönemimizde yıllarca biriken vergi borcunu, SGK borcunu faiziyle bir bugünkü belediyelerden alalım, hizmet edemesinler derseniz, yapılan iyi işlere engel olmayı hedeflerseniz bu milletin bir tane hedefi vardır o da bu kötü akıldan şehrini kurtardığı gibi ülkesini de kurtarmaktır. O güne kadar hep birlikte çalışmaya, hep birlikte mücadele etmeye, gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini yerelde yaptığımız gibi genelde de iktidar yapmayan bu ülkenin yüzünü güldürmeye and içtik, on güne kadar 81 ilde çalışmaya devam arkadaşlar. Kolay gelsin, kolay gelsin, kolay gelsin. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar