Sayın Bahçeli sizi kutluyorum, bravo doğrusu

Kimsenin başkasının görüşünü münasebetsiz, hain, rezil, sefil diye nitelendirmeye hakkı olamaz bir hukuk devletinde.

Türkiye Ayasofya’nın İslami ibadete açılması ihtimalini konuşuyor.

Bence tartışma çok anlamlı değil, Ayasofya bir dünya kültür mirası, müze olarak kalması en doğru tercih.

Ancak, muhafazakâr ve milliyetçi kesimlerde Ayasofya konusunda çok derin ve köklü bir duyarlılığın varlığı da malum, saygı duyuyorum, bu nedenden de bu tartışmayı şahsen çok doğru bulmamakla birlikte anlıyorum, muhtemelen de kaçınılmaz.

Ama, bu tartışmanın da usul ve düzey dahilinde yapılması gerekiyor; bu tartışmanın ve başka tartışmaların ilk gerekli koşulu tarafların birbirini meşru görmeleri, aksi durumda konu bir tartışma olmaktan çıkıyor, bir resmi dayatmaya dönüşüyor. 

Bu Pazar günü Karar gazetesinde Sayın Devlet Bahçeli’nin Ayasofya’ya ilişkin bir görüş-demeci yayınlandı.

Aşağıda size bu bir sahifelik görüş-demecin içinden seçtiğim bazı çok şaşırtıcı ve düşündürücü ifadeleri AYNEN aktarıyorum, tüm bu ifadeler Ayasofya tartışmalarına ilişkin:

1-Kara propaganda
2-Ezan sesinden irkilenler
3-Batı hayranı yerli işbirlikçiler
4-Sorumsuz ve şuursuz bazı akademisyenler
5-İnanç zafiyeti yaşayanlar
6-Sakat ve soysuz teklif sahipleri
7-Çürük ve küflü CHP zihniyeti
8-Bizans artıkları
9-Fuzuli laf kalabalığı
10-Nifak seferberliği
11-Gizli Bizans lobisi
12-Mabetlerimizi itibarsızlaştırma girişimleri
13-Dış kaynaklı tazyik ve tedbirler
14-Karanlık özlemlerle yanıp tutuşanlar
15-Mesnetsiz iddialar
16-Münasebetsizce mukayeseler
17-Hain bir uydurma
18-Rezil bir yalan
19-Sefil düşünce beyanına kimsenin hakkı yoktur.
20-Başka mihraklara halt yemek düşecektir
21-Kinayeli soru soranlar
22-Çirkin sesler
23-CHP’nin karalama kampanyası
24-Kimin ne söylediğinin önemi yoktur
25-Bitmeyen kafa karışıklıkları
26-Bitmeyen fikir ve görüş ayrılıkları

Şaka yapmıyorum, Sayın Bahçeli tüm bu ifadeleri bir sahifelik bir Ayasofya demecine sığdırmayı başarmış bir siyasi kişiliktir.

Bu beceriye ancak şapka çıkarılır.

Ancak, tüm bu ifadeler tek tek özenle incelense bu ifadelerin yaklaşık tümünün demokratik, laik bir hukuk devleti ile bağdaşamayacağının açık olacağı görülecektir.

Yapmayın Sayın Bahçeli, sizin insani kumaşınızın bu düzeyin yukarısında olabileceğini düşünüyorum.

En sondan başlayıp yavaş yavaş başa gidelim:

Bitmeyen kafa karışıklıkları, bitmeyen fikir ve görüş ayrılıkları demokratik toplumun olmaz ise olmazlarıdır, farklılıkları da ASLA kafa karışıklığı diye görmemek gerekir, başkasının görüşüne kafa karışıklığı demek insanın kendi kafasının düzgün, başkasının karışık olduğunu iddia etmektir ki, bu yakışıksızdır, üstelik kafa karışıklığı bilimsel gelişimin de temelidir. 

Kimin ne söylediğinin önemi yoktur denemez Sayın Bahçeli, demokrasilerde herkesin ne dediği önemlidir.

Çirkin sesler diye bir şey olamaz, hakaret ve nefret söylemi içeren, şiddeti savunan sesler olabilir, bunlar da zaten suçtur, suç olmayan bir ifadeye çirkin ses demek çok çirkindir.

Mesnetsiz iddialar, Münasebetsizce mukayeseler, Hain bir uydurma, Rezil bir yalan, Sefil düşünce beyanı: Bu ifadelerin tümü ifade özgürlüğü kavramına taban tabana zıttırlar, kimsenin başkasının görüşünü münasebetsiz, hain, rezil, sefil diye nitelendirmeye hakkı olamaz bir hukuk devletinde. İddia mesnetsiz ise neden mesnetsiz olduğu açıklanmalıdır.

Mabetlerimizi itibarsızlaştırma girişimleri, Dış kaynaklı tazyik ve tedbirler, Karanlık özlemlerle yanıp tutuşanlar: Kimsenin bir mabedi itibarsızlaştırma gibi bir amacının olduğunu zannetmiyorum, görüşlerin dış kaynaklı baskılarla alındığı ifadesi de en hafif tabiriyle hoş değildir, herkesin farklı bir özlemi olabilir, hukuk devleti sınırları içinde olduğu sürece bu farklı özlemleri karanlık diye nitelemek yine en hafif tabiriyle ayıptır.

Bizans artıkları, Gizli Bizans lobisi gibi ifadeler çok çirkindir, bu ifadeler için yorum yapmaya bile tenezzül edemiyorum.

Ezan sesinden irkilenler, Batı hayranı yerli işbirlikçiler: Bunlar da GERÇEKTEN çok düzeysiz ifadelerdir, Bahçeli’ye, MHP gibi Türkiye’de önemli bir siyasi damarı temsil eden bir partinin liderine ait olduklarına inanamıyorum.

Sorumsuz ve şuursuz bazı akademisyenler: Hatırladığım kadarıyla Sayın Bahçeli de akademik yaşamın ilk basamaklarından siyasete geçiş yapmış birisidir, bu sözün kendisine yakışıp yakışmadığını da hem Sayın Bahçeli’nin hem de MHP’de bugün görev yapan profesörlerin takdirine bırakıyorum.

Siyasi söylemin düzeyini keşke buralara çekmeseydiniz Sayın Bahçeli.

Bu kadar hukuk dışı ifadeyi bir sahifeye sığdırabilmenize de doğrusu hayret ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi