İklim değişikliği: 'Dişiler 20 yıl sonra çiftleşecek erkek kaplumbağa bulamayacak'
Artı Gerçek - Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Dr. Cengiz Deval, iklim değişikliği sebebiyle dişi kaplumbağaların gelecekte çiftleşmek istediklerinde erkek kaplumbağalar bulamayacağını söyledi.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde deniz kaplumbağalarını koruma çalışmalarını sürdüren Deval, iklim değişikliğinin deniz kaplumbağalarının geleceği için tehdit olabileceğine dikkati çekerek "Küresel ısınmadan ötürü buradaki havanın ısınması, kumun sıcaklığını artıracaktır. Bunların artması, 30'lara gelmesi bu yuvalardan artık hep dişi yavruların çıkmasına neden olacaktır. 20 yıl sonra bunlar çiftleşmek istediklerinde, erkek bireyler bulamayacak" dedi.
Akdeniz Üniversitesi ile Deniz Kaplumbağaları Akdeniz Fokları Kum Zambakları ve Kıyı Koruma Derneği (DEKAFOK) iş birliğinde Manavgat sahili Mendirek bölgesi ile Side Doğu Kapısı arasındaki 9 kilometrelik sahil bandında yuvadan çıkan ilk deniz kaplumbağası yavruları denize ulaştı.
Mendirek bölgesinde bu yıl 320 yuva tespit ettiklerini belirten AÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Deval, geçen yıl 353 yuva tespit ettiklerini, bu yıl 400 yuvaya ulaşmayı ümit ettiklerini söyledi.
Son dönemdeki aşırı sıcakların deniz kaplumbağalarını etkilediğini aktaran Prof. Dr. Deval, kum sıcaklığının yavruların kuluçkadan çıkışını etkilediğini, 60 gün olan kuluçka süresinin havanın ve kumun ısınmasıyla 50 gün seviyesine kadar inmesini öngördüklerini anlattı.
'YUMURTLAMA YAPMALARINI NEGATİF ETKİLİYOR'
Dünya üzerinde 110 milyon yıllık bir yaşam serüvenine sahip deniz kaplumbağalarının sahillerin asıl sahibi olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Deval, "Uzun dönemdir yumurtladıkları bu alanda insanların gelip çeşitli faaliyetleri yapmaları elbette ki; kaplumbağaların burada yumurtlama yapmalarını negatif olarak etkiliyor. Aynı zamanda da yuvadan çıkan yavruların denize daha sağlıklı ulaşmalarını engelliyor" dedi.
'İNSANIN, IŞIĞIN OLMADIĞI ALANDA 89 YUVA TESPİT ETTİK'
Manavgat'ta ilgilendikleri 9 kilometrelik sahil bandının yaklaşık 6 kilometrelik alanının turizm alanı, 1,3 kilometrelik alanın mesire alanı ve 1,15 kilometrelik bölümün ise ışık ve hareketlilikten uzak bir alan olduğunu anlatan Prof. Dr. Deval, "İnsanın, gece ışığın hiç olmadığı alanda 89 yuva tespit ettik. Işıkların olduğu, faaliyetlerin hiç durmadığı mesire alanında, yerel yönetimlerin hiçbir şey yapmadığı bu alanda maalesef kilometrede 18 yuva tespit ettik. Turizm alanında inanın buradaki mesire alanından çok daha iyi, orada kilometrede 36 yuva tespit ettik. Kilometreye düşen yuva miktarına baktığımız zaman zaten etkiyi görüyoruz" diye konuştu.
'IŞIKLARIN KIRMIZIYA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKİYOR'
Manavgat Belediyesi'ne önemli görev düştüğünü ifade eden Prof. Dr. Deval, "Bizim öncelikle Manavgat'ın yerel yöneticilerinden beklentimiz var. Burada bulunan mesire alanını daha önceki yıllarda olduğu gibi, saat 21.00-22.00'den sonra insanların böyle sahilde oturmalarına, ateş yakmalarına, mangal yakmalarına izin vermemeleri gerekiyor. Burada görülen ışıkların kırmızıya dönüştürülmesi gerekiyor. Çünkü yavrular yumurtadan çıktığında bu ışıkları görüp, deniz yerine ters yöne gideceklerdir" dedi.
'İNSAN KAYNAKLI ÖLÜMLER ÇOK'
Deniz kaplumbağaları hakkında henüz ayrıntılı bilgi sahibi olmadıklarını vurgulayan Prof. Dr. Deval, "Kaplumbağaların yaşam süreci, inanılmaz bir süreç ve bilinmezliklerle dolu. Ama yapılan çalışmalarda şöyle bir kabullenmemiz var. Bir tane yumurtadan 15-20 yıl sonra buraya geri dönebilenin sadece bir tane olduğunu kabul ediyoruz" diye konuştu. Deniz kaplumbağalarının korunmasında vatandaşlara da görevler düştüğünün altını çizen Prof. Dr. Deval, "Denizdeki ağlar, denizdeki çöpler özellikle caretta carettalar etçil olduğu için denizdeki hayvanları tüketiyor, deniz analarını çok tüketiyor. Denizdeki bu poşetler denizanası görüntüsü verdiği için bunları tüketiyorlar sonra ölüyorlar. Denizde bırakılan ağlar, yani birinci derecede insan kaynaklı ölümler var maalesef" dedi.
'KUM SICAKLIĞI ARTINCA DİŞİ KAPLUMBAĞALARIN SAYISI ARTACAK'
Kaplumbağaların cinsiyetinin belirlenmesinde kuluçkaların bulunduğu kumun sıcaklığının önemli bir etken olduğunu anlatan Prof. Dr. Deval, "Sıcaklık yukarıya doğru, 30 derecelere doğru çıktıkça dişi oranı çok fazla oluyor. Aksine 27'lerden 26'lara gittikçe erkek çıkıyor. Küresel ısınmadan ötürü buradaki havanın ısınması, kumun sıcaklığını artıracaktır. Bunların artması, 30'lara gelmesi bu yuvalardan artık hep dişi yavruların çıkmasına neden olacaktır. Ne olacak? 20 yıl sonra bunlar çiftleşmek istediklerinde, erkek bireyler bulamayacak. Bunu 20- 30 yılla kıyaslamayın 110 milyon yıldan bahsediyorum. Belli bir sürecin içerisinde en büyük tehlike de yumurtadan dişilerin çıkması nedeniyle popülasyonlarında böyle bir etki var maalesef" dedi. (DHA)