Taleplerimizi Şam'a ilettik, yanıt bekliyoruz
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, yeni Şam yönetimi ile görüşmeler ve Tişrîn barajı etrafında süren çatışmalara dair açıklamalarda bulundu. Abdi, Şam'a taleplerini ilettiklerini ve yanıt beklediklerini, HTŞ ile aralarında 'askeri koordinasyon olduğunu' söyledi.
Artı Gerçek - Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Suriye’de yaşanan gelişmelere dair bölgede haber yapan Hawar Haber Ajansı'na konuştu.
HTŞ ile Özerk Yönetim arasındaki görüşmeler, bölgedeki Kürtler arası diyalog ve çatışmaların sürdüğü Tişrîn bölgesindeki son durum gibi bir çok başlığa değinen Abdi, konuşmasına Türkiye'nin hava saldırılarında yaşamını yitiren gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı anarak başladı.
Esad rejiminin devrilmesinin ardından net bir yol haritasının ortaya çıkmadığını söyleyen DSG Genel Komutanı, ancak Suriye'nin eski duruma da dönmeyeceğini vurguladı. Abdi, "Tüm kesimler yeni bir Suriye’nin inşa edilmesi için mevcut değişimlerden ve fırsatlardan faydalanmaya çalışıyor" dedi.
'SURİYE HALEN KUŞATMA ALTINDA'
Suriye için üzerinde durulması gereken konunun 'güvenlikteki boşluk' olduğunun altını çizen Mazlum Abdi, "Bazı çevrelerin ihlallerde bulunduğunu duyuyoruz. Bu ihlaller Suriye bölgelerinin istikrarını bozuyor. Ekonomik durum kötü ve daha da kötü oluyor. Suriye halen kuşatma altında. Ülke üzerindeki ekonomik abluka halen kalkmış değil. Uluslararası güçler, bu ablukanın kalkması konusunda tam bir kanaate varmış değil. Nedeni ise ülkenin şimdiye kadar gereken yeni yönetim formuna kavuşmamış olması. Öte yandan sorumlu güçler bu yönetimin uygun olup olmadığı konusunda hâlâ net bir tutuma varabilmiş değil. Yeni yönetime karşı bu yaklaşımlar, Suriye’nin siyasi geleceği için de endişeler ortaya çıkarıyor. Başlıca endişe Suriye topraklarına yönelik saldırıların devam etmesi olasılığı" ifadelerini kullandı.
TİŞRÎN'E SALDIRILAR: DURMASI İÇİN ÖNERİLERİMİZ VAR
Türkiye'nin Tişrîn Barajı çevresindeki saldırıları hatırlatan Abdi, saldırıların durması için birçok öneride bulunduklarını söyledi: "Örnek olarak Kobanê’ye yönelik saldırıların durması için önerilerde bulunduk. Şimdi de Tişrîn Barajı ve Qereqozaq bölgesine saldırıların durması için önerilerimiz var. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) aracılığıyla bu konuda çalışıyoruz. Bazı kesimlerin saldırıların durması için olumlu yaklaşım sergiliyor, biz de saldırıların durması için gelen tüm önerilere olumlu yaklaşıyoruz."
Saldırılar ile ilgili Suriye yeni yönetimine sorumluluk düştüğünü ve yeni yönetimin net bir tutum ortaya koyması gerektiğini belirten Mazlum Abdi, "Yeni yönetim kendini tüm Suriye’den sorumlu görüyor ve Suriye’nin geleceği konusunda ortak çalışma ve diyalog için bizimle görüşüyor. Haliyle bu saldırıları durdurmak yeni yönetimin görevidir. Söz konusu saldırılar Suriye krizinin çözüme kavuşması için yapılan iç ve dış girişimlere karşıdır" şeklinde konuştu.
'AMAÇ SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ'Nİ ALMAKSA BUNA YOL VERİRİZ'
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Tişrîn Barajı çevresindeki çatışmalara ilişkin son durum ile ilgili de şunları söyledi:
"Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü, coğrafi olarak Minbic ve Kobanê arasında bulunuyor. Saldırıların devam etmemesi ve savaşın tamamen durması için, güçlerimizin Minbic’den çekilmesi konusunda diğer taraf ile anlaşma sağladık. Ama şunu gördük; anlaşma sağlanan sınırları geçme ve Fırat’ın doğusuna girme girişimleri sürdü, saldırılar devam etti. Saldırıların durması için anlaşma sağlanan sınırlar, doğal coğrafi sınırlardı. Savaşın durması konusunda Fırat’ın batısındaki sınırları belirleyen anlaşma çerçevesinde Minbic’den çıktık. Türk ordusunun Süleyman Şah türbesine kadar gelmesine yol açtık. Anlaşmamıza göre Tişrîn Barajı, ‘Milli Ordu’nun ulaşamayacağı bölgedeydi. Anlaşma, Minbic’in kırsal bölgelerine kadardı. Fakat onlar Kobanê’yi ablukaya almak için Tişrîn Barajı ve Qereqozaq Köprüsü’ne saldırdı, Fırat’ın doğusuna ulaşma girişiminde bulundu. Tişrîn Barajı’nı kontrol etmek, Fırat’ın doğusuna ve Sirrîn bölgesine geçerek Kobanê’nin ablukasını tamamlamak istediler. Fakat halkımızın direnişi bunları boşa çıkarttı. Onlar Fırat’ın batısına çekildiler. Hâlâ da Fırat’ın doğusuna geçme çabasındalar. Eğer ki amaçları Süleyman Şah Türbesi'ni geri almaksa buna yol verebiliriz. Ama bu çabalar bölgede yeni bir savaşın başlangıcı için ise, hiç şüphe yok ki buna yol vermeyiz."
Tişrîn Barajı ve Qereqozaq için ateşkes girişimleri olduğunu söyleyen, Abdi, bu girişimlerin saldırıların genişlemesini önlediğini ancak saldırıların durması konusunda herhangi bir sonuç ortaya çıkaramadığını söyledi.
Mazlum Abdi bu konuda diplomatik çalışmaların da sürdüğünü söyledi: "Bahsini ettiğimiz yeni süreçte kapsamlı bir ateşkes başlar ve savaş sonrası diyalog, inşa sürecine girilir. İnanıyorum ki saldırıların durması Suriye’de siyasi diyalogların başlamasına vesile olacaktır."
'HTŞ İLE ARAMIZDA ASKERİ KOORDİNASYON VAR'
DSG Genel Komutanı Mazlum Abdi HTŞ ile olan ilişki ve görüşmelerine dair de şunları söyledi:
"Operasyona başladıklarında benimle konuşmuşlardı, hedeflerinin Suriye rejimi olduğunu, DSG bölgelerinin hedeflerinde olmadığını, bizle çatışmaya girmek istemediklerini söylemişlerdi. Aramızda arabulucuların desteğiyle Rakka, Dêrazor ve Halep kenti konusunda bugüne kadar devam eden askeri koordinasyon var. Birçok kesim bizlerle onlar arasında çatışma olduğunu iddia ediyor fakat böyle bir şey yok. Böyle iddiaları çıkaranlar, bölgenin istikrarını bozmak, iki tarafı çatışmaya sürükleyerek faydalanmak istiyorlar. Ancak DSG olarak biz ve Heyet Tahrir El Şam tarafı, bu planları ve perde arkasını bildiğimiz için, o kesimlere sadece şunu söylemek istiyorum, planlarınız boşa çıkacaktır."
"Üçüncü bir tarafın" DSG ile HTŞ arasında bir savaşın çıkmasını istediğine dikkati çeken Abdi, "Öte yandan fitne yayan bazı şahsiyetler ve gruplar da var. Gizli de değil, açık bir şekilde yapılıyor. Bazen Şam’daki Emevi Meydanı’na çıkıp savaş ve çatışma olduğunu söyleyip, bu minvalde çağrılar yapılıyor. Ama DSG ve HTŞ de dahil tüm kesimler ve uluslararası güçler, diyalogdan ve ulusal projelerden yanadır ve savaşın çıkmasını istemez. Haliyle kimse Suriye’deki krizin silahlı savaş ile çözülmesini istemez. Suriye’de iç çelişkilerin yeniden ortaya çıkması kimsenin çıkarına değildir" diye konuştu.
'EL ŞARA İLE ŞAM'DA GÖRÜŞTÜK'
Özerk Yönetim ile HTŞ arasında görüşmelerin olduğunu aktaran Abdi görüşmelerin içeriğine dair de şunları söyledi:
"Öncelikle onların görüşünün ne olduğunu öğrenmek, onların da bizim ne düşündüğümüzü bildirmek için Şam’a gittik. HTŞ yönetimiyle, Sayın Ahmed El Şara ile uzun görüşmeler yaptık. Üzerinde görüş birliğine vardığımız bazı noktalar var. Bu noktalar; Suriye’nin gelecekteki ordusu içinde DSG’nin durumu ve geleceği, Suriye’nin toprak bütünlüğü, parçalanmanın reddi, diyalogların aktifleştirilmesi ve siyasi çözüm konularıdır. Bizler esasen ve stratejik olarak genel bir Suriye üzerinde düşünüyoruz. Birlik halinde bir Suriye istiyoruz, ayrılıkçılık gibi bir niyetimiz yok. Birçok kişi, bizim Suriye’de iki ordu oluşturmak ve devlet içinde devlet için çalıştığımız propagandalarını yapıyor. Böyle bir niyetimiz hiçbir şekilde yoktur. Temel noktalarda iki taraf arasında farklılık bulunmamaktadır.
'TEK BİR ORDU KONUSUNDA ANLAŞTIK'
Suriye’de tek bir ordunun olması ve DSG’nin de bu ordunun parçası olması konusunda anlaştık. Fakat mekanizmasının ne olacağı, nasıl yürütüleceği gibi konularda görüşmeler devam ediyor. DSG 10 yıldır var ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin tüm bileşenlerinden oluşan bir güç. Üzerinde biraz anlaşamadığımız konu, bunların ne zaman olacağı konusu. Şimdi Tişrîn Barajı’nda çatışmalar var. Bu baraj ulusal bir kurumdur ve genel Suriye’yi alakadar ediyor. Dolayısıyla sorun, Şam yönetimi aracılığıyla çözülmelidir. Aramızda bir çelişki yok ve en önemlisi de şu ki her tarafta da diyalog niyeti var. Bu yüzden sabırlı bir düzenleme yapmak gerekiyor. Hızlı hareket etmek bu durumda olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilir.
'YENİ HÜKÜMETTEKİ ROLÜMÜZÜ NETLEŞTİRMELİYİZ'
Şimdi bölgemizi siyasi sürece nasıl dahil edeceğimiz üzerinde çalışıyoruz. Gerçekleştirilmesi planlanan ulusal diyalog kongresine nasıl katılacağımız konusunda net bir çerçeve ortaya çıkarmalıyız; önümüzdeki aylarda kurulması planlanan geçiş hükümetinde nasıl yer alacağız, bunlar üzerinde çalışıyoruz. Hükümetteki rolümüz ne olacak, bu noktanın netleştirilmesi lazım. Öte yandan Suriye gelecekte hangi prensipler üzerine kurulacak, demokratik olacak mı, nasıl yönetilecek? Bunların netleştirilmesi lazım. Birçok kesim ve güç, Şam’da hazır olmamız ve Şam hükümetinin temsilcilerinin bölgelerimizde olması için destek veriyor.
'TALEPLERİMİZİ İLETTİK, YANIT BEKLİYORUZ'
Birkaç gün önce bir toplantımız olmuştu, görüşlerimizi onlarla paylaştık. Onlar bazı taleplerini bize sundular ardından biz de kendi taleplerimizi onlara ilettik. İnanıyorum ki bize yanıtımızı verecekler ve bazı noktalar netleştirilecek. Genel Komutanlık düzeyinde bizler ve onlar, bazı düzenlemelerin yerine getirilmesi adına pratik adımların atılması için toplantılar gerçekleştirebiliriz. Fakat gerçekleştirilecek adımların aramızda görüşülmesi ve netleştirilmesi lazım. ‘DAIŞ ve teröristlere karşı mücadele, binlerce kişinin yaşadığı Hol Kampı’ konularında onlarla (HTŞ ile) çalışabileceğimizi düşünüyorum. Şam’dan bir komitenin bölgemize gelerek biz ve Hol Kampı yönetimi ile bir koordinasyon oluşturmalı, kamptakilerin yurtlarına nasıl döneceğini netleştirmelidir. Diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye’deki Til Koçer ve Qamişlo sınır kapılarının açılması için araştırmalar yapılmalıdır. Çünkü bu mesele hükümetle alakalıdır."
Abdi, Özerk Yönetim'in taleplerine dair ayrıntılara dair de şunları söyledi: "Söz konusu talepler halen tartışma ve görüşme aşamasında olduğu için kapsamlı bir şekilde bahsetmek istemiyorum."
Abdi, geçici yönetimden bazı isimlerin yaptıkları açıklamalara işaret ederek, "Bizim için en önemlisi HTŞ yöneticisi Sayın Ahmet El Şara’nın açıklamalarıdır. HTŞ ve Şam yönetimi ile doğrudan görüşmeler var. Aramızda bazılarımızın gidiş gelişleri oluyor. İlişkilerimiz üst düzeydedir. Diyalog ve diyalogların devam etmesi konusunda aramızda çelişki olduğunu düşünmüyorum" diye kaydetti. (HABER MERKEZİ)