Merkez Bankası merakla beklenen faiz kararını açıkladı, döviz kurları rekor kırdı
ARTI GERÇEK - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) bugünkü toplantısının ardından merakla beklenen faiz kararını açıkladı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), eylül ayında başlattığı faiz indirimine ekim toplantısıyla devam etti. Politika faizi 200 baz puan indirimle yüzde 16'ya çekildi.
Anketlerde faiz indirim beklentilerinin yarısı 50 baz puan, diğer yarısı ise 100 baz yönünde oluşmuştu. Sınırlı sayıda ekonomist ve aracı kurum ise Merkez Bankası'nın ekim ayını pas geçeceğini düşünüyordu.
DOLAR VE EURO REKOR TAZELEDİ
Dolar/TL, Merkez Bankası'nın Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizini yüzde 16'ya indirmesinin ardından yüzde 9,52'yi görürken Türk Lirası perşembe günü en fazla değer kaybeden gelişen ülke para birimi oldu. Euro/TL ise 11,06 seviyesini geçti.
Dolar kuru, TCMB’nin 23 Eylül’deki faiz toplantısından sonra yüzde 6 civarında yükselerek 9,3344 ile gün kapanışı rekoru kırmıştı. Sonrasında hafif gerileyen dolar kuru, Merkez Bankası’nın politika faizi kararı öncesinde sabah saatlerindeki işlemlerde 9,21 seviyesinde bulunuyordu.
Dolar/TL, 8 Ekim’den 19 Ekim’e kadar her gün rekor tazeleyerek yedi gün ile son bir yılın en uzun rekor yükseliş serisini gerçekleştirdi. Dolar/TL, en son hem TCMB hem ekonomi yönetiminde değişikliklerin yaşandığı 2020 Kasım ayı öncesinde 23 Ekim’den 2 Kasım’a kadar art arda sekiz gün rekor tazelemişti.
ALTINDA DA REKOR GELDİ
Güne 528 TL seviyesinden başlayan gram altının fiyatı da TL'deki düşüşe paralel olarak arttı. Gram altın, Türk Lirası karşısında yüzde 2,4 değer kazanarak 543 TL seviyesini aşarak tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı.
Çeyrek altın 872 TL satış ve 893 TL satış fiyatına ulaşırken Cumhuriyet altını 3 bin 481 alış ve 3 bin 557 satış fiyatı ile işlem görüyor.
Karar öncesi 443 seviyesinde yer alan Türkiye'nin beş yıllık CDS'i, 455 seviyesine yükselerek altı ayın zirvesine çıktı.
10 yıllık tahvil faizi yüzde 20,40 seviyesine tırmandı. Eylülden bu yana tahvil faizinde 350 baz puan yükseliş kaydedilmiş oldu.
YENİ PPK ÜYELERİYLE İLK TOPLANTI GERÇEKLEŞTİ
Son toplantıdan bu yana beklentileri en fazla etkileyen gelişme TCMB’de yaşanan görevden almalar oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun basına kapalı gerçekleştirdiği toplantının ardından, Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararına göre, TCMB Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Tümen, TCMB Başkan Yardımcısı Dr. Uğur Namık Küçük, Para Politikası Kurulu Üyesi Prof. Dr. Abdullah Yavaş görevden alındı.
Boşalan Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı koltuğunu, BDDK Başkan Yardımcısı Taha Çakmak devraldı. Para Politikası Üyeliğine ise Prof. Dr. Yusuf Tuna atandı.
Anketlerde faiz indirim beklentilerinin yarısı 50 baz puan, diğer yarısı ise 100 baz yönünde oluşmuştu. Sınırlı sayıda ekonomist ve aracı kurum ise Merkez Bankası'nın ekim ayını pas geçeceğini düşünüyordu.
Yeni üyeleriyle toplanan PPK sonrası faiz kararına ilişkin değerlendirme şöyle:
"Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır.
Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.
Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.
Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.
Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir."
UNICREDIT: YIL SONUNA KADAR YÜZDE 15'E İNECEK
Öte yandan UniCredit, TCMB'nin Türk Lirası'ndaki değer kaybına ve yüksek enflasyona rağmen politika faizinde indirime gitmeye devam edeceğini açıkladı.
Analistler, "Politika faizinin bu yılın sonuna kadar yüzde 15'e indirileceği tahminimizi devam ettiriyoruz. Bununla birlikte faiz indirimlerinin hızı ve büyüklüğü Türk Lirası'nın performansına bağlı olmaya devam edecek" değerlendirmesi yaptı.