Ağır koşullarda çalışan sağlıkçılar geçinmek için ek iş yapıyor: 'Mangal yerlerinde garsonluk yapıyoruz'
Foto: Arşiv
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi çalışanı Adem Kılbıyık, 13 Haziran günü görev yaptığı ameliyathanede kendini asarak yaşamına son verdi. Geçim sıkıntısı ve çalışma koşulları nedeniyle bir dönem psikolojik sıkıntılar yaşadığı ifade edilen Kılbıyık'ın daha önce yer değişikliği için başvuruda bulunduğu ancak talebinin reddedildiği de iddia ediliyor. 3 çocuk babası olan Adem Kılbıyık'ın yoğun çalışma koşullarına rağmen, geçinmek için ek iş olarak mısırcılık yaptığı ortaya çıktı. Kılbıyık'ın intiharı, ameliyathane çalışanları başta olmak üzere sağlık emekçilerinin zorlu çalışma koşullarını bir kez daha gündeme getirdi.
DEÜ Hastanesi personelinin anlatımlarına göre yaklaşık 30 çalışan bulunan ameliyathanede, tekniker ve diğer personelle birlikte bu sayı 180-200 kişiyi buluyor. Cam ve pencere olmayan alanda gün ışığına hasret kalan sağlık emekçileri günün 8-12 saatini burada geçiriyor. Çalışma şartlarının ağırlığı nedeniyle yılda iki kez psikolojik destek talep ettiklerini aktaran sağlık emekçileri, bu taleplerinin yanıtsız kaldığını dile getirdi.
‘HASTANENİN HAPİSHANESİ’
Duvar'a konuşan bir hastane personeli ise çalışma şartlarını şöyle anlattı:
"Ameliyathaneden dışarı çıkamıyoruz. Kapalı bir ortam. Girdiğin saatten çıktığın saate kadar dışarı çıkmak yok. Yemek aramız yarım saat. Ameliyathanedekiler dışarının nasıl olduğunu bilmez. Orası kapalı bir kutu. 10 dakikada temizlik yapıp yeni vaka alıyorsun. Hemen temizleyip, hemen hastayı almak zorundasın. Temizlik personeli sayısı da az. Nöbetteyken kesinlikle alanını terk edemezsin. Girdiğin zaman çıkışı yok. Hastanenin 'hapishanesi' olarak geçer. Vakanın ne zaman geleceği belli olmaz. Bazen hiç vaka gelmez, bazen de dinlenmeye fırsatın bile olmaz"
‘HASTANENİN GENELİ GEÇİNMEK İÇİN EK İŞ YAPIYOR’
Personelin çalışma şartlarının ağırlığına rağmen, maaşlar ise çok düşük. Öyle ki birçok hastane personeli mesai sonrası geçinmek için ek iş yapmak zorunda kalıyor. "Çalışma şartlarına göre maaşlarımız düşük. Şu an 5 bin 500 lira civarı maaşımız var. Türkiye şartlarında bu iyi bir rakam değil" diyen bir ameliyathane personeli, hastanenin genelinin ek işlerde çalıştığını anlattı: "Hastanenin geneli ek işlerde çalışıyor. Garsonluk yapan var, atölyedekiler ek olarak dolap işlerine gidiyor. Hasta bakımına giden var. Hastanenin yarısı hasta bakıyor. 24-48 saat hastanede kalanlar bile var."
‘HASTANE PERSONELİ MANGAL YERLERİNDE GARSONLUK YAPIYOR’
Başka bir birimde çalışan bir personel ise "Hepimiz akşamları bulduğumuz ek işlere gidiyoruz. Vasıflı, vasıfsız fark etmez. Bu bölgedeki düğün salonlarının, İnciraltı'daki mangal yerlerinin birçoğunda çalışan garsonlar bizim personel" diye konuştu.
'SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ YOKSULLUK VE ÇARESİZLİĞE İTEN BİR DURUM VAR'
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz ise, son zamların tüm emekçileri zora düşürdüğünü ifade etti. Batmaz yaşananları şöyle anlattı: "Hanede iki devlet memuru veya iki işçi olmasına rağmen geçinememe durumu söz konusu. Bu noktada bizleri yoksulluk ve çaresizliğe iten bir durum var. Biz sağlık emekçileri olarak inanılmaz yoğun, tehlikeli ve zor bir iş yapıyoruz. Buna rağmen bize kalan dinlenme zamanımızda hayatımızı idame ettirebilme derdiyle ek işler yapmaya başladık. Son süreçte artan ev kiraları, ulaşım ve diğer zamların hepsi birleştiğinde sağlık emekçileri 7 gün 24 saat çalışıp ne oturacakları eve sahip olabiliyorlar ne de sosyal yaşamları mümkün oluyor."
'EK İŞ YAPSAK DA YOKSULLUK SINIRINI BİLE YAKALAYAMIYORUZ'
Sağlık emekçilerinin tükenmişlikle boğuşurken bir yandan da açlık ve yoksullukla mücadele ederek hayatta kalmaya çalıştığını söyleyen Erkan Batmaz, "Artık gerçekten bu ekonomik krizle bizler, sürekli daha da kötüye giden bir durumu yaşıyoruz. Yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırında yaşadığımız bir durum söz konusu. Kamuda sağlık emekçisi olarak çalışırken bir yandan ek iş yapsak da bugün yoksulluk sınırını bile yakalayamıyoruz. Pandeminin bizlere yüklediği tükenmişliğin yanında bir de bu yoksulluk ile yaşamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki süreçte mücadeleyi tam da buradan yükseltmek gerekiyor" diye konuştu