Barzani hanedanlığı, Kuzey Kürtleri ve Türkiye

Barzani hanedanlığı, Kuzey Kürtleri ve Türkiye
Türkiye'nin siyasal konsepti, Kürtlerin meşru taleplerini bastırmak veya zayıflatmak için akla gelebilecek ve hayal edilemeyecek her türlü kötülükleri içermektedir.

Mehmed S. KAYA*


HDP ve bu partiye yakin Kürt hareketleri son yillarda 'Türkiyelileşme' stratejisi ile

eleştiriliyor. Son yıllarda Kürt milliyetçi kesimleri, hakları gasp edilmiş bir halk olarak kendi güvenliğini sağlamak için demokrasi ve insan haklarını savunarak, Türk egemen güçlerin, güç ve rekabet dengesi ile ilgili manevra yapıyor, yapmalıdır. HDP, seçimler yoluyla Türk siyasetinde sol ve demokratik güçlerle ittifaka girmeyi seçti ve bu, o zamandan beri Kürtlerin legal güvenlik politikasının dayanak noktası oldu. Kürtlerin Türk baskıcı devletine karşı manevra alanı bu nedenle her zaman demokratik güçlerin devletle olan ilişkilerinden etkilenmektedir. Bunun alternatifi, 1990'larda olduğu gibi, Kürtlerin despotik bir devlete karşı tek başlarına mücadele etmeleri olurdu. Çünkü Türkiye'nin siyasal konsepti, Kürtlerin meşru taleplerini bastırmak veya zayıflatmak için akla gelebilecek ve hayal edilemeyecek her türlü kötülükleri içermektedir. Buna ırkçılık, her türlü baskı, devlet terörü, yayılmacılık, yeniden işgal, Türk saldırgan milliyetçiliğini güçlendirmek için İslamı kötüye kullanmak da dahildir. Bir örnek; Türk-İslam sentezi üzerinden üretilen politikalar, yani İslam dinini Türkçülüğe alet etme tercihi demektir.

Bu nasıl uygulanıyor? Örneğin, Erdoğan demeçlerine sıklıkla vatan uğruna YPG ve PKK'ye karşı ne kadar kararlı mücadele ettiklerini, onları nasıl ezdiklerini ve ezecekleri ile başlıyor ve konuşmalarını dualarla ve bazen de Fatiha Süresinin mealiyle bitiriyor. Bu örnek, İslam’ı milliyetçi amaçlar için nasıl istismar edildiğini gösterir. HDP’nin bu stratejisi Barzani taraftarları tarafindan eleştiriliyor. Birçoğu Barzani hanedanının bağımsız bir Kürt devleti için savaştığına inanıyor. Bu ne kadar gerçekçi olabilir? Barzani destekçileri bağımsız bir Kürdistan için mi savaşıyorlar, yoksa Barzani hanedanının hayatta kalması için mi savaşıyorlar? Buna cevap vermek için Barzani hanedanının Güney Kürdistan'ın siyasi örgütlenmesindeki rolüne bir göz atabiliriz.

Mesud Barzani iktidar partisi KDP'nin lideri. Oğlu Mesrur Barzani ise başbakandır. Yeğeni Necirvan Barzani, özerk Kürdistan'da bölge başkanıdır. Mesud'un dayısı Hoşyar Zebari dışişlerinden sorumludur. Bunlar özerk Kürdistan'ı yöneten ana siyasi pozisyonlardır. Ayrıca Barzani hanedanı, KDP'nin politbürosunu, askeri güçleri (Peşmerge), İstibarat Birimleri, Polis Teşkilatı, medyayı ve diğer yarı devlet kurumlarını kontrol ediyor. Bu kapsamlı kontrol, halkın siyasi karar alma sürecine katılmasını engeller. Burada şu soruyu sormak gerekir; Halk, demokratik sürece hangi düzeyde katılabilir? Egemen seçkinler, Barzani ailesi ve onlara yakın aileler tarafından seçildiğinde, o zaman insanlar ne için mucadele edecek? Ya da hanedan modeli savaş cephelerine nasıl yansıdı? Irak'ın, Kerkük dahil güney Kürdistan'ın yarısını bir gecede tekrar işgal ettiği 16 Ekim 2017'yı hatırlıyoruz. Belki insanlar artık Barzani ve Talabani hanedanları için ölmek istemez. Güney Kürdistan halkının da Barzani'nin Türkiye ile yakın çalışmasına karşı olduğu bilinmektedir. Pek çok Kürt, KDP'yi Erdoğan rejiminin yöntemlerini kullanmakla suçluyor. Örneğin, Erdoğan gibi Barzani hanedanı da PKK'yi kendi sefaletiyle suçluyor. Geçen Aralık ayında Süleymaniye'deki memur maaşlarına getirilen kesintiyi protesto eden halk gösterilerinden tut, Şengal'ın gelecekteki statüsü konusundaki anlaşmazlığa dek PKK’yi sorumlu tuttukları gibi. PKK ise KDP’yi Türk devletine karşı korkak ve teslimiyetçilik ile suçluyor. Barzani hanedanı, halka siyasi karar alma sürecine katılma şansı vermiş olsaydı, Türkiye ile işbirliğine devam edebilir miydi? Barzani yönetiminin yıllardır Türkiye Cumhuriyeti ile ittifak halinde olması, çoğu Kürt'e ve bütünlüğe ihanet olarak görülüyor. PKK dahil Kürt hareketleri, Kürtlerin uluslararası arenada davasını güçlendirmek amacıyla sayısız kez ulusal birliği sağlamaya çalıştılar, ancak Türkiye her defasında Barzani yönetimi aracılığıyla engellemiştir. Türkiye-Barzani ittifakının Kürt ulusal birliğini ciddi bir şekilde engelledigi açıktır.


*Profesör Dr., Inland Norveç Üniversitesi

Bingöl’ün Solhan ilçesinin Keşkon köyü doğumlu.

Uluslararası bir dizi bilimsel çalışmaları yayınlanmış. En son çalışması ‘The Zaza Kurds of Turkey’ kitabı 2011 ve 2018 tarihlerinde ünlü I. B. Tauris Yayınevi tarafından Londra’da basıldı.

En son bilimsel makalesi Turkey’s Vain Struggle to Create a Homogeneous Nation 2018'de Washington merkezli ünlü Middle East Policy bilimsel dergisinde yayımlandı.

Öne Çıkanlar