Bundan daha kötüsü ne olabilir?

Bundan daha kötüsü ne olabilir?
Tüm bu olaylar, bir haftanın içinde oldu. Muhalefet bu gelişmelerin içinde boğulmuş durumda.

Yusuf BARAN BEYİ*


Gele gele ülke uçurumun başına getirildi. Bundan sadece iktidarın değil, muhalefetin de katkısının olduğu bir realitedir. Yaşanan son gelişmeler, AKP ve ortağı MHP, tüm bunları seçim kazanmak için yaptığı aşikardır. Bu, net olarak görülüyor.

Peki iktidarın bu oyununu bozmak için acaba muhalefet ne yapıyor?

Yıllardan beridir devam ettiği pasif siyasi pozisyonundan ayrılıp, güçlü bir direniş sergiliyor mu?

Ancak Millet cephesi dedikleri blok, hiç de öyle davranmıyor. Halen, "kapatılan HDP'nin seçmeni acaba bize oy verir mi" hesabı yapılmaktadır. İki arada bir derede oyununu oynuyorlar. Bundan daha kötü bir politik seçenek olamaz. Bu tür siyasi davranışlar kaybettireceği gün gibi ortadadır. O zaman muhalefet, bu seyirci/pasif tutumdan acil bir şekilde uzaklaşmalıdır. Yoksa sadece HDP ve Kürtlere değil, ülkeye büyük bir kötülük yapmış olacaklardır. Gün gelecek, beterin beteriyle karşılaşacaklardır. O zaman Hitler döneminde Almanya'da vahşetin tanığı olan çekimser Papazın durumuna düşeceklerdir.

Gelmekte olan bu anti demokratik gelişmelere karşı, muhalefetten çatlak ve pasif siyasi tutumun devam etmesi, herkesi korkutuyor ve umutsuzluğa sevk ediyor. "İktidar toplumla itişip didişip, kötü duruma düşsün" beklentisi, beyhude bir tutumdur. Bu tutum topluma umut vermez. Tam tersine güvensizlik yaratır. Muhalefet bu pasif/seyirci olma siyasi akstan derhal uzaklaşmalıdır. Daha dinamik ve kararlı bir pozisyona geçmelidir.

Ülke hiç bu kadar kötü yönetilmedi. Gidişat, sivil bir 12 Eylül ortamına götürüyor ülkeyi. Buna rağmen muhalefet biçare durumda ise, halen halka umut veremiyorsa, hatayı başka yerde aramanın gereği yoktur.

İktidar atak üstüne atak geliştiriyor. Bir taraftan yolunu temizlerken, değer yandan, tabanına şirin görünmek için, bazı düzenlemeler hayata geçiriyor. Mesela; Andımız'ın okunmaması kararı, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılması gibi.

İktidar adeta zamana oynar gibi, atak üstüne atak geliştiriyor. Muhalefet nefes aldırmamanın yanında, bir çatlak yaratma versiyonunu devreye koymaya çalışıyor. Onun için, bir haftanın içinde yarattığı gündemlerle, muhalefeti adeta felç etmiş durumda. Bunlar nelerdir?

1) Andımız'ın kaldırılması

2) Gergerlioğlu’nun Milletvekilliğinin düşürülmesi

3) HDP'nin kapatılma davası

4) Seçim yasasının değiştirme çalışması

5) 687 HDP kadrosunun siyaset dışı bırakılması.

6) İstanbul sözleşmesi.

7) Merkez Bankası başkanın değiştirilmesi.

Tüm bu olaylar, bir haftanın içinde oldu. Muhalefet bu gelişmelerin içinde boğulmuş durumda. Halen; "Korkuyorlar, bekleyin gidecekler!" gibi söylemlerle, halkı da seyirci konumunda tutmaya çalışıyorlar. Böyle bir siyasi tutum, hem muhalefete hem de ülkeye kaybettirir. Halk biçare bir şekilde, adeta sahipsiz bırakılmıştır. Bunca ekonomik dibe vurma durumu, işsizlik, adaletsizlik, hukuksuzluğun daniskası, adam kayırmalar, pandemi sürecinde yaşanan kötü yönetim ve halkın yaşadığı sefaletten daha kötü ne olabilir ki, Cumhur İttifakı kaybetsin, muhalefet kazansın?

20 yıllık iktidar olma durumu, sadece AKP'nin başarısı değildir. Muhalefetin bundan büyük katkısının olduğu kesindir. SEYİRCİ KONUMUNDA OLAN VE UMUT VERMEYEN, PASİF BİR MUHALEFET HER ZAMAN KAYBEDER.  YAZIKTIR, GÜNAHTIR!


 *Araştırmacı yazar

Öne Çıkanlar