COVİD-19’un etkileri: Uzun COVİD-19
Hakan YAMAN*
COVİD-19 hastalığı sonrası hastaların yakınmalarının devam ettiği dikkat çekmektedir. Hastaların bir kısmında süren bu yakınmalar, sıklıkla, nefes darlığı ve halsizlik şeklindedir. Şu anda birçok klinisyen gözlemlenen bu duruma yeni isim verme arayışı içindedirler. "Post-COVID sendromu" ya da "kronik COVID-19" gibi isimler yakıştırılmış olsa da, şu anda "uzun COVİD-19" (long COVİD-19) ismi üzerinde uzlaşılmış gibi görünmektedir.
COVID-19 pandemisinin etkileri, bu hastalığa maruz kalanlar ya da yakınlarını kaybedenler dışındaki diğer insanlarda, genelde, test pozitifliği gösterenlerin sayısı, hastane doluluk oranı, entübe edilmiş hasta oranı ya da ölen hasta sayısı olarak algılanmaktadır. Bu da, insanların COVID-19’in bir bireyde yaratması olası zararları ya da yakınlarında yaratabileceği tahribatı algılamasına engel olmaktadır. Pandemi sürdükçe ve bireyler enformasyon pandemisine maruz kaldıkça, yapılan uyarılar önemini kaybetmektedir. Halbuki, bu hastalığa maruz kalan ve yaşamını sürdüren kişiler COVİD-19 ile farklı şeyler anlatacaktır. Kimisi iyileşmiş ancak akciğerinde hasar oluşmuş, kimisinde kalp ritim bozukluğu olmuş ya da en iyi ihtimalle sekelsiz atlatmıştır, ancak uzun COVİD-19 semptomlarından şikayetçidir.
Uzun COVİD-19, COVİD-19 enfeksiyonunu hafif geçirenlerde dahi uzun dönem devam eden yakınmalara neden olmaktadır: halsizlik, dermansızlık, fiziksel performansta düşme, miyalji, eklem ağrıları, çarpıntılar, ritim bozukluğu, nefes darlığı, koku ve tat alma sorunları, mide-bağırsak sorunları, dalgınlık, unutkanlık gibi yakınmalar ortaya çıkmaktadır.
COVİD-19’un tedavisi ile ilgili belirsizlikler devam ederken, COVİD-19’un akut etkilerinden kurtulan hastalarda sebat eden yakınmaların yönetimi ile ilgili yeterince deneyim bulunmamaktadır. Uzun COVİD-19 olarak adlandırılan bu sorun grubu ile ilgili veri toplanmaya başlanmıştır. Birçok hastada COVİD-19 sonrası ortaya çıkan bu yakınmaların aslında çok da nadir olmadığı anlaşılmıştır. Sistematik olarak uzun COVİD-19 ile veri toplayabilmek için öncelikle tanı kriterlerinin geliştirilmesi gerekmektedir.
CDC’nın raporladığı gözlemlere göre, 18-34 yaş grubu arasında bulunan beş hastadan birinde COVİD-19 geçmesine rağmen yakınmalarının 2-3 hafta sebat ettiği anlaşılmıştır. Halbuki influenzada on hastadan dokuzunda yakınmalar iki haftada gerilemiştir. Yaşlı hastalarda ya da çoklu kronik hastalığı olanlarda COVİD-19’un daha şiddetli ve daha uzun süreli geçtiği daha önce bildirilmiştir. Ancak genç hastalarda da bu yakınmaların uzun sürebileceği gözlenmiştir.
Italya’da yapılan bir çalışmada, hastaların %87’sinde yakınmaların COVİD-19 sonrası 60.3 (SS=13.6) gün sürdüğü anlaşılmıştır. Bu çalışmaya 143 hasta dahil edilmiştir (yaş= 56.5; SS, 14.6, min-maks=19-84 ve kadınlar %37’ydi). Hastaların %72.7’nin pnömonisi vardı. Yaşam kalitesi ise %44.1’inde kötüleşmişti. Yorgunluk %53.1, nefes darlığı %43.4, eklem ağrısı %27.3 ve göğüs ağrısı %21.7’sinde gözlenmiştir.
Başka bir çalışmada ise 90 gün geçmesine rağmen hastaların %24’ünde yakınmaları devam etmektedir. Katılımcılara (n=357 COVİD-19 pozitif, 5497 COVİD-19 negatif ve 19095 test yapılmamış vaka) 32 kısa ve uzun erimli yakınma sorulmuştur. COVİD-19 pozitif olanların %36.1’sında yakınmalar 30 günden fazla sürmüştür. Doksan günün sonunda ise en az bir yakınması olanlar %14.8 oranındaydı. Başlangıçta daha ağır hasta olanlarda ise bu oranlar 30 gün için %44.9 ve 90 gün için %20.8 olarak bulunmuştur. Test yapılmamış popülasyonda ise 30 gün sonrasında %8.4’inde yeni yakınma tespit edilmiştir. COVİD-19 geçirmiş hastalarda ise koku alamama, tad alamama, zihinsel yoğunlaşma sorunları, nefes darlığı, unutkanlık, kafa karışıklığı, göğüs ağrısı ve derin nefes almayla oluşan ağrı görülmektedir. COVİD-19 hastalığının başlangıcında nefes darlığı olan hastaların daha uzun süreli yakınmaların olduğu gözlenmiştir. Cep telefonu uygulamasına dayalı bir çalışmada ise, COVİD-19 geçirmiş olan hastaların onda birinde yakınmalarının üç hafta kadar sürdüğü anlaşılmıştır. Anlaşıldığı kadarıyla uzun COVİD-19 toplumun önemli bir kısmını etkilemesi olasıdır.
Tipik olarak tarif edilen bu yakınmaların COVİD-19 ile ilintili olduğu son zamanlarda anlaşılmaktadır. Bu bağlamda bu durum, COVİD-19 geçirmiş kişilerinin morbiditelerine olumsuz etki edecektir. Sekel bırakmasa dahi bireylerin yaşam kalitelerini ve üretkenliklerini olumsuz etkileyecektir.
Uzun COVİD-19 ile ilgili bilinmeyenler çoktur. Sorunun doğrudan COVİD-19 virüsünün etkileriyle mi, yoksa sitokin fırtınasına bağlı olarak mı geliştiği bilinmemektedir. Uzun COVİD-19’un hangi risk gruplarda daha sık görüldüğü de anlaşılmamıştır. Uzun COVİD-19 yakınmalarını önlemek için müdahale edilmesi gereken faktörlerin de belirlenmesi gerekmektedir.
Bu sorunun takibi ve yönetiminde yeni takip teknolojilerinin kullanımı önem arz edecektir. Sağlık sistemine erişim sorunlu olacağı için ve bireyler kendilerini korumak amacıyla sosyal izolasyon ve karantina kurallarına uymaları gerekeceği için, sağlık bakım hizmeti alabilmek için tele-tıp uygulamalarından yararlanmaları gerekecektir. Ayrıca herkesin sağlık hizmetlerine erişim olanakları eşit değildir. Bu nedenle özellikle handikaplı kesimlerin erişimleri kolaylaştırılmalıdır. Uzun COVİD-19 yakınmalarının değerlendirilmesi uzmanlaşmış sağlık sitemi içinde olanaklı görünmemektedir. Farklı branş uzmanlarına başvurmak durumunda kalan hastanın, bakım sürecinden yılması olasılığı da vardır. Bu nedenle, bu sorunun önüne geçmek için uzmanlaşmış uzun COVİD-19 merkezleri (örn. Center for Post-COVID Care, Mount Sinai hospital, New York; Post-COVID Assessment and Recovery Clinic, Penn Medicine ve İngiliz NHS 40 klinik açmayı planlamaktadır) kurulmaya başlanmıştır. Bu merkezler ihtiyacı olan hastalara derli toplu bir tanı ve tedavi hizmeti verebilecekleri gibi, gelen uzun COVİD-19 hastalarının dokümentasyonunu ve bu konuda araştırmalar yapılmasını sağlayacaktır.
Aslında uzun COVİD-19, yıllar öncesi benzeri bir mücadele veren kronik yorgunluk sendromun (miyaljik ensafalomiyelitis) yolunda ilerlemelidir. Kronik yorgunluk sendromu olan hastalar, ciddi ve engelleyici sorunları olduğunu kanıtlamak için yıllarca beklemek durumunda kalmıştır. Mevcut deneyime dayanarak, uzun COVİD-19’da daha hızlı yol alınması olasıdır.
Her ne kadar kamuoyu, doğal olarak ön planda, güvenli bir aşının geliştirilmesi ve küratif bir tedavi beklentisi içinde olsa da, uzun COVİD-19’in araştırılması ve insanlarda uzun erimli etkilerinin anlaşılması son derece önemlidir. Böylece Pandeminin insanlar üzerine olan gerçek etkisi anlaşılmış olacaktır.
Kaynaklar:
1- Carfì A, Bernabei R, Landi F; Gemelli Against COVID-19 Post-Acute Care Study Group. Persistent Symptoms in Patients After Acute COVID-19. JAMA. 2020 Aug 11;324(6):603-605. doi: 10.1001/jama.2020.12603. PMID: 32644129
2- Elizabeth T. Cirulli, Kelly M. Schiabor Barrett, Stephen Riffle, Alexandre Bolze, Iva Neveux, Shaun Dabe, Joseph J. Grzymski, James T. Lu, Nicole L. Washington Long-term COVID-19 symptoms in a large unselected population.medRxiv 2020.10.07.20208702; doi: https://doi.org/10.1101/2020.10.07.20208702
3- Long COVID: let patients help define long-lasting COVID symptoms. Nature. 2020 Oct;586(7828):170. doi: 10.1038/d41586-020-02796-2. PMID: 33029005.
4- Meeting the challenge of long COVID. Nat Med. 2020 Dec;26(12):1803. doi: 10.1038/s41591-020-01177-6.
5- Tenforde MW, Kim SS, Lindsell CJ, Billig Rose E, Shapiro NI, Files DC, Gibbs KW, Erickson HL, Steingrub JS, Smithline HA, Gong MN, Aboodi MS, Exline MC, Henning DJ, Wilson JG, Khan A, Qadir N, Brown SM, Peltan ID, Rice TW, Hager DN, Ginde AA, Stubblefield WB, Patel MM, Self WH, Feldstein LR; IVY Network Investigators; CDC COVID-19 Response Team; IVY Network Investigators. Symptom Duration and Risk Factors for Delayed Return to Usual Health Among Outpatients with COVID-19 in a Multistate Health Care Systems Network - United States, March-June 2020. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2020 Jul 31;69(30):993-998. doi: 10.15585/mmwr.mm6930e1.
*Prof. Dr.