Her şey benim, hizaya gelin!
Cafer CEBE
Cumhur Başkan’ı Erdoğan’ın söylemlerinde bir istikrar var.
Her konuşmasında mutlaka kullandığı bir terim;
Benim Valim,
Benim kaymakamım,
Benim Muhtarım,
Benim Bakanım,
Benim ülkem der.
Ülkede hiçbir şeyin sahibi yok
Ne var ne yoksa hepsi Cumhurbaşkanı’nın.
Siz bakmayın ihale verilen şirketlere,
Yollar, köprüler, barajlar da başkalarına ait değil.
Şehir hastaneleri, alış veriş merkezleri,
Her nehrin,
Hatta her derenin aktığı deniz de,
Yani ülkede ne var ne yoksa hepsi onun!
Toplanan deprem paralarını,
Ülkenin ekonomik değerlerinin el altında peşkeş çekilmesini sormaya da kimsenin hakkı yok!
Madem her şey onun,
İstediği gibi harcar,
Bu soruyu sormak dahi ayıp!
Bir tek söylemediği
Kafasına takılan bir nokta var,
O da Muhalefet
Ne demekse o!
Arada bir sesleri çıkıyor ya,
Buna hayret ediyor!
Mesela; Fransa Başkanı ile didişiyor
Ne manyaklığını,
Ne akli dengesini bırakıyor,
Ağzına ne gelirse dümdüz söylüyor.
Boykot çağrısı yapıyor
Yerde kesilen öğretmen Başı,
Katledilen dört Can gölgede kalıyor!
Tüm muhalefet tek sıra,
Fransa’yı kınama bildirisi yayınlıyor.
Saldırıya açık ve yalnızlaşmış bir HDP hariç.
Muhalefet; kuluçkaya yatan tavuk misali sesler çıkarmaya başlıyor
Ne bir başkaldırı
Ne de Horozlanma!
"Başkanımıza Dokunma, O, bizim ülkemizin sembolü" diyorlar.
Emine Hanım’ın çantası olmasa, hiçbir sorun yok!
Boykota da katılacaklar amma, çantayı koyacak yer bulamıyorlar!
Başkanımız Avusturya’ya Başbakanı’na da restini çekiyor;
"Yaşın genç, kaç fırın ekmek yemelisin, gününü görürsün" mealinden şeyler söylüyor.
Muhalefet sıraya dizilmiş, yeni bir bildiri yayınlayacak
Tam da bu arada bir katliam!
Aslında buna da destek sunacaklardı da, İzmir depremi araya girdi,
Ölüm ve çığlıklar bunu engelledi
Yoksa bu da "İslami Fobi" olarak kınanacaktı!
Sınır ötesi harekatlara ilişkin tasarıların tümüne de destek veriyorlar;
Sorun Irak harekatı mı,
Suriye’de kalkan, yelken, pınar mı?
Libya’ya çıkarma,
İsmi önemli değil
Hangi harekat olursa onay vermeye hazırlar!
Azarbeycan – Ermenistan arasında savaş mı var!
Katliam mı, ölüm mü, kıyım mı?
Hiç önemli değil
Başkanımız kükremiş ya,
Cihatçılar devreye girmiş, ne gam!
Şimdi de yeni bir tezkere ile asker yollanacak,
Sıkıysa muhalefet gıkını çıkarsın!
Barış – Kardeşlik desin
"Ermeni Katliamı" diye bir geçmişimiz,
Günahımız , bir özür borcumuz var! deyip düşünmeye bile ihtiyaç duyulmuyor.
Tek sıra hizaya giriyorlar!
Sonra da Suriye’de, Libya’da, Irak’ta ne işimiz var gibi komiklik yapıyorlar!
Sahi muhalefet; siz niye muhalifsiniz?
Göstermelik oyunbozanlığı bıraksanız da
Siz de Erdoğan’a bir kolaylık sağlasanız
O da size "Benim Muhalefetim" dese iyi olmaz mı?
Muhalefet:
Başkanımızı zorda bırakmayalım!
Mızıkçılık yapmayın yeter
O da size "Muhalefetim" deyip mutlu olsun!
Bunu da beceremeyecekseniz;
Kendine muhalifliği de kendisi yapacaktır!
Siz "Yemin – Billâh" biz Anayasa taslağı hazırlamadık,
Hele HDP ile bir araya gelmedik deyip durun
Siz böyle korkak ve ürkek davrandıkça;
Mafya da saldıracak,
Sizin de samimiyetinize inanılmayacaktır.
Ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın!
Rotanız Erdoğan’ın söylemi olmazsa olmaz mı?
Kararlı davranma, birlikte hareket etmenin ve direnmenin zamanı geçmiyor mu?