İslamcıların tükenişi - Bir Bülent Arınç hatırası
Memet KILIÇ*
‘Yazsam mı acaba’ deyip, evet ile hayır arasında en çok gidip geldiğim yazılardan biridir bu.
Ne zaman Bülent Arınç’ın merkezinde olduğu bir tartışma yaşansa, kendisiyle olan bir anım aklıma gelir. Ve o anı üzerinden ‘şu an ne düşünüyordur, geriye baktığında’ diye düşünürüm.
Tüm bu yaşananlardan sonra Bülent Arınç ile Recep Tayyip Erdoğan’ın İslamcıların tipik özelliklerini taşıdıklarına ikna oldum.
55’inci Türkiye Hükümeti, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı ve Bülent Ecevit’in başbakan yardımcılığında kurulmuş (1997) ve Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Danışma Kurulu (YYVDK) (ilk kuruluş ismi Yurtdışı Vatandaşlık Üst Kurulu), oluşturulmasına karar vermişti (1998). Kurulun 13 ülkeden 62 üyesi bulunmaktaydı. Yurt dışında yaşayan vatandaşların çözümü Türkiye’nin görevinde olan sorunlarını ilk elden öğrenip çözüm önerileri almak maksadıyla kurulmuştu. Bu kurulun ilk üyelerinden oldum.
İslamcılar kurumlar oluşturamadıkları için daha sonra bu kurulu da kendi yetersiz militanları ile doldurma yolunu seçtiler (Bakınız, Rıfat Serdaroğlu)
İslamcının muhabbeti ihtiyaç duyduğu sürecedir
Ancak önce bu kurula da ihtiyaç duydular.
Türkiye’de askeri vesayet AKP hükümetine kafa tutup Cumhuriyet Mitingleri’ne giden yolu oluşturmaya başlayınca, AKP Avrupa’nın desteğini almak için bu kurulu dört yıl aradan sonra hatırladı. 1-3 Haziran 2007 tarihleri arasında yurtdışında yaşayan Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Prof. Mehmet Aydın başkanlığında beşinci kez İzmir’de biraraya geldik. Bu kurulun AKP Hükümeti döneminde ilk toplantısıydı.
Bülent Arınç 23 Nisan 2006 tarihinde ‚Demokrasi Manifestosu‘ olalrak nitelendiren ve çok yankı bulan konuşmasını yapmış ve askerler ile duello başlamıştı.
13 Mayıs 2007 tarihinde İzmir’de Anneler Günü içinde Cumhuriyet Mitingi düzenlenmişti. Biz toplantı bitimi araçlar ile havaalanına dönerken, Bülent Arınç Bey ile aynı araçtaydım. Cumhuriyet Mitingi’nin izleri askeri binaların cephelerinde büyük Türk bayrakları ile hala gözükmekteydi. Bülent Bey kaygılı bir ses ve yüz ifadesiyle bayrakları göstererek, 'Memet Bey bakınız, biz halkın oylarıyla seçilmiş bir hükümetiz. Bize karşı bayrak açarak, bize düşman muamelesi yapıyorlar‘ demişti.
İslamcı zayıfı ezen, güçlünün önünde diz çökendir
İnsan Hakları Danışma Kurulu, 4643 Sayılı Kanun’a dayanarak kurulmuş (2001) ve ben bu kurulda Prof. İbrahim Kaboğlu, Prof. Baskın Oran ve Prof. Türkan Saylan ile görev almıştım.
Askeri vesayete karşı sivil toplumun desteğini alan islamcılar, yerlerini sağlamlaştırdıktan sonra tüm bu isimlere savaş açtılar.
Gezi Direnişi (2013) döneminde göstericiler ile diyalogdan yana olan Arınç, Erdoğan ile önemli bir kırılma yaşamıştı. Ötelenen Arınç, oğlunun milletvekili listesine alınması bedeliyle, gene Erdoğan’ın çevresinde konuşlanmıştı.
Şimdi Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’a yapılan haksızlığı dile getirdiği için ulu orta fırça yiyen Arınç ne düşünmüştür acaba.
Bence şunu demiştir: 'Bizden hazzetmeyen askerler bize cepheden bayrak açıyorlardı, bizim islamcılar ise bizi sırtımızdan vuruyorlar!'
Doğru mu Bülent Bey?
* Av. Memet Kılıç, 17. Dönem Almanya Federal Parlamentosu Milletvekili,
Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Üstkurulu ve Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu eski üyesi