Kürdistan referanduma gidiyor
Halil DAĞ
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani, Erbil'de bağımsızlık referandumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. Barzani, referandumun daha önce belirlenen tarih olan 25 Eylül’de yapılacağını belirtti.
Demokratik bir sürecin başlayacağını da ifade eden Barzani, her kesi sandık başına giderek oy kullanmaya davet etti.
Referandum için oy verme işlemi sabah 08.00’de başlayacak. Peki, aylar süren tartışmalar, tehditler, yapılması durumunda kendisiyle beraber nasıl sonuçlar doğuracağı merak edilen referandum sürecine nasıl gelindi?
KDP Genel Başkanı Mesut Barzani, 7 Haziran’da Erbil’in Pirmam ilçesinde siyasi parti temsilcileriyle bir araya geldiği toplantının ardından Kürdistan Bölgesi ve Kürdistan idaresi dışında kalan tartışmalı bölgelerde 25 Eylül tarihinde referandumun yapılmasına karar verildiğini açıklamış, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Bağımsızlık referandumu tarihinin 25 Eylül Pazartesi günü olarak belirlendiğini duyurmaktan ötürü mutluyum" mesajını vermişti. Pirmam’daki toplantıya Goran (Değişim) Hareketi ve Komeleya İslami (İslami Topluluk Partisi) katılmamıştı. Irak Türkmen Cephesi ise daha sonra, "referandum, Irak anayasasına aykırıdır ve tek taraflı bir karardır" gerekçesiyle referandum karşı çıktığını belirtmişti.
Barzani’nin başkanlığında Pirmam’da yapılan toplantıya katılan siyasi parti ve hareketler ise şunlar:
KDP, Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK), Yekgirtuya İslami (İslami Birlik Partisi), Bizutnewey İslami (İslami Hareket Partisi), Komünist Partisi, Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi (KDSP), Kürdistan Emekçiler Partisi (Hizbi Zehmetkeşan), Kürdistan Kalkınma ve Reform Partisi, Erbil Türkmen Listesi, Irak Türkmen Cephesi (ITC), Türkmen Kalkınma Partisi, Kürdistan Parlamentosu Ermeni Listesi, Asuri Demokratik Hareketi, Asuri ve Keldani Meclisi.
REFERANDUM KARARI NEDEN ALINDI?
KDP iktidarı, referanduma gitme kararına gerekçe olarak, Kürdistan Bölgesi ve Bağdat arasında, petrol gelirlerinin paylaşımı, statüsü belirlenmeyen bölgelerin idaresi ve bütçe dağılımı konularından uzun yıllardır devam eden anlaşmazlığın çözümü için yapılan girişimlerin sonuçsuz kalmasını gösteriyor.
Bu anlaşmazlıkların başında ise, petrol zengini Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin kim tarafından yönetileceğinin belirlenmesi için Irak anayasasının 140’ıncı maddesi gereğince 31 Aralık 2007’den önce düzenlenmesi gereken referandumun çeşitli gerekçelerle ertelenmesi gösteriliyor.
Petrol gelirlerinin paylaşımı konusunda Merkezi Hükümet ve Bölgesel Hükümet arasındaki anlaşmanın ihlal edilmesi bir diğer anlaşmazlık maddesi. Bağdat ve Kürdistan Bölge Hükümeti arasında yapılan anlaşma Erbil’in günlük 550 bin varil petrolü, Irak Milli Petrol Şirketi'ne (SOMO) teslim etmesini ön görüyordu. Buna karşılık Bağdat yönetimi, yıllık bütçeden Kürdistan Bölgesine yüzde 17'lik pay gönderecekti.
Ancak Erbil yönetimi anayasadaki boşluklardan yararlanarak 2013 yılında Türkiye üzerinden petrol ihraç etmeye başladı. Bağdat, buna 2014 yılında bütçede kesintiye giderek yanıt verdi. Taraflar birbirini anlaşmaya "sadık kalmamak ve sorumluluklarını yerine getirmemekle" suçladı. Bütçeden ayrılan pay ile peşmergeye yardımın kesilmesi bölgede derin bir ekonomik krize yol açmıştı.
SÜREÇ NASIL GELİŞTİ?
Barzani’nin referandum için 25 Eylül tarihini işaret etmesi ardından başta Irak, Türkiye ve İran olmak üzere, ABD ve AB ülkelerinin birçoğu karara karşı çıktı. İçerde de kararın parlamento tarafından alınmamasının referandumun meşrutiyetini zayıflattığı eleştirileri üzerine KDP ve YNK anlaşarak, 15 Eylül günü 2 yıl aradan sonra Kürdistan Bölge Parlamentosu’nu yeniden açtı. Goran Hareketi ve Komela İslami partileri ile YNK'den de 6 parlamenterin katılmadığı ilk oturumda referandum kararı oylanarak kabul edildi.
Referandum kararına içeride karşı çıkan siyasi partiler referandum zamanlamasının uygun olmadığı ve bu kararın Barzani ve partisinin Güney Kürdistan’da giderek azalan etkisini yeniden diriltmeye yönelik bir hamle olduğunu savunuyor.
Bağdat ise referandumun anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle önce Irak Parlamentosu’nda referandumu "ret" kararı alarak, Başbakan Haydar Ebadi’ye ülkenin toprak bütünlüğünün korunması için "gerekli tüm önlemleri" alma yetkisini verdi. Ardından Irak Anayasa Mahkemesi'nden referandumun anayasaya aykırı olduğu şikayetlerinin değerlendirilmesi süreci tamamlanana kadar referandumu askıya alma kararı aldı.
Türkiye ve İran referandumun kararının iptal edilmemesi durumda "müdahale tehditlerinde" bulundu. ABD'nin IŞİD'le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk başkanlığında ABD, Birleşmiş Milletler (BM), İngiltere ve Fransa temsilcilerinden oluşan bir heyet 13 Eylül günü Duhok'ta Barzani'yi ziyaret ederek "alternatif bir plan" sundu. Ancak Barzani, "artık çok geç" ve "istenen uluslararası garantinin verilmemesi nedeniyle" referandumu ertelemeyeceklerini açıkladı.
Son olarak Güney Kürdistan’da bir heyet Bağdat’ta Iraklı yetkililerle referandum gündemli toplantı gerçekleştirdi, Bağdat’ın Kürdistan Bölgesi’nin taleplerini kabul etmemesi nedeniyle toplantı sonuçsuz kaldı. Barzani, bugün yaptığı açıklamada, ‘Bağdat’ın tutumu bizi referanduma gitmeye zorunlu kılmıştır’ dedi.
SANDIKLAR NEREDE KURULACAK, NE KADAR SEÇMEN OY KULLANACAK?
Güney Kürdistan Yüksek Seçim ve Referandum Komitesi, Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Halepçe’nin dışında 140’ıncı madde kapsamına giren Kerkük, Şengal, Celawla, Xeneqin, Kelar, Dakuk, Xurmatû ve diğer bölgelerde de referandum sandıklarının kurulacağını açıkladı.
Yaklaşık 5,5 milyon nüfusa sahip olan Güney Kürdistan’da 2013'teki Irak Parlamentosu seçimleri sırasında 2,8 milyon seçmen oy kullanmıştı. Statüsü belirlenmeyen bölgelerin de referandum oylamasına dahil edilmesi üzerine 5 milyondan fazla seçmenin oy kullanabileceği tahmin ediliyor.
Oy kullanma merkezlerine gidecek seçmenlere referandumda, "Kürdistan bölgesinin ve Kürdistan dışında kalan Kürt yerleşimlerinin bağımsız devlet olmasını destekliyor musunuz?" sorusu sorulacak.
Sandık başına gidecek seçmenin büyük oranda "evet" demesi bekleniyor. Sonuçların açıklanması ve yüksek oranda "bağımsız devlet olmayı destekliyoruz" sonucu çıkarsa, nasıl bir yol haritasının takip edileceği ise hala belirsizliğini koruyor. Kürdistan Bölgesi yetkileri, referandumun sınır çizmek ve ertesi gün devlet ilan etmek olmadığını söylüyor. ‘Başlayacak yeni sürecin nereye evirileceği?’ sorusu ise hâlâ yanıtını bulmuş değil…