AKP'nin rezerv alan açıklaması doğru değil: 'Afet yasasında afet yok, sadece inşaat var'

AKP'nin rezerv alan açıklaması doğru değil: 'Afet yasasında afet yok, sadece inşaat var'
AKP’li Mustafa Demir’e göre afet yasasıyla, mahalle olan yer rezerv yapı olamaz. ‘Yeni yerleşim alanı’ ibaresinin kaldırılmasıyla başlayan tartışmalara dair uzmanlar, “Her yer rezerv yapı alanı olabilir. Bu yasada inşaat var, afet yok” dedi.

Osman ÇAKLI


İSTANBUL – Mülkiyet hakkı tartışmasına neden olan “Afet yasası” Resmi Gazete’nin 9 Kasım tarihli sayısında yürürlüğe girdi. Yasanın en tartışmalı başlıklarından biri de ‘her yerin rezerv yapı alanı’ ilan edilebilmesi oldu.

Tepkiler sonrasında AKP İstanbul Milletvekili Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Mustafa Demir, HaberTürk’e yaptığı açıklamada, bir sokağın ya da mahallenin olduğu alanın rezerv alan ilan edilemeyeceğini söyledi. Ancak bu durum yasa içeriğine göre tam olarak gerçeği yansıtmıyor.

İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen ile İstanbul Şehir Plancıları Odası Pınar Pelin Giritlioğlu'na göre, üzerinde yapı stoku olsa dahi, çoğunlukla riskli alan olan, kaçak ya da ruhsatsız bölgeler rezerv yapı alanı ilan edilebilir durumda. Her iki uzman da yürürlüğe giren yasanın afetle ilgisi olmadığı eleştirisini yaptı.

BEYOĞLU BELEDİYESİ HAREKETE GEÇTİ BİLE

Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun (6306) ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından AKP’li Beyoğlu Belediyesi ilçedeki muhtarlıklara, ilk elden Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi’nin hazırlanması için yazılı belge gönderdi. İlçedeki muhtarlıklara aynı zamanda hem bakanlık hem de belediye tarafından bilgilendirme toplantısı yapılacağı da ifade edildi. Kanuna göre; her yer rezerv yapı alanı ilan edilebilecek.

Ancak, eski Fatih Belediye Başkanı olan AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Mustafa Demir, “Meskûn mahal alan içindeki rezerv alan demek boş alan demek. Yani yapıların olmadığı alanlardan bahsediyoruz. Bir sokağın ya da mahallenin olduğu alan rezerv alan ilan edilemez” açıklamasında bulundu. Demir, örnek vererek Kadıköy’ün merkezinde rezerv alan bulunamayacağını öner sürüyor.

KAÇAK VE RİSKLİ YAPI ÇOĞUNLUKLUYSA REZERV ALAN İLAN EDİLEBİLECEK

Fakat yasaya göre durum tam olarak böyle değil. İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, yasağının yürürlüğe girmesine paralel Beyoğlu Belediyesi’nin çalışmalara başladığını hatırlatarak, bir yerin rezerv yapı alanı ilan edilebilmesine ilişkin şöyle konuştu:

“6306’da riskli yapı alan olabilmesi için ‘üzerindeki yapı stokunun yüzde 60’ının ruhsatsız ya da ruhsat eklerine aykırı yapılmış olması gerekir’ deniyordu. Burada da diyelim, yapı kaçak ise çoğunlukla riskli ise rezerv yapı alan ilan edebilecekler. Planlama yetkisini de ellerine alıyorlar.”

‘REZERV ALANLARIN DAHA ÖNCE NASIL KULLANILDIĞI UNUTULMAMALI’

Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Pınar Pelin Giritlioğlu da açıklamaya tepki göstererek, “Meskûn iskânlı demek zaten. ‘Her yer rezerv alan ilan edilemez’ iddiası doğru değil” dedi.

2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı ‘afet yasası’ rezerv alanlarla ilgili olan “yeni yerleşim alanı” ibaresi, 9 Kasım’da yürürlüğe giren düzenleme ile çıkarıldı. Değişikliğin özündeki ‘mülkiyet gaspı’ tartışmasına neden olan ibare de tam olarak buradan kaynaklanıyor.

Giritlioğlu, rezerv alanlarla ilgili bir hatırlatma yaparak, bu alanların daha önce nasıl kullanıldığının unutulmaması gerekliliğine işaret etti:

“Mevcutta rezerv alanlar vardı ama gerçek amacına hiçbir zaman uygun kullanılmadı. Çünkü kamu arazisi değil, vatandaşın arazisine yeni imar izni vermişlerdi. Bunun depremle mücadeleyle ilgisi yok. Kamu arazisi olmalı ki oraya kamu konutu yapılsın, sonra riskli bölgelerdeki insanları kamu konutlarına geçirsin ve iyileştirme yaptıktan sonra, insanları tekrar yerlerine taşısınlar. Özet tarif böyle. Rezerv alan denilen şey böyle uygulanıyor olsaydı anlamına uygun olurdu.”

‘AFETLE MÜCADELE NİYETİ OLSAYDI KAMU ARAZİLERİ TASARRUFU OLURDU’

Giritlioğlu, ‘afet yasasına’ dair, genel değerlendirmesinin ise mülkiyet hakkının ortadan kaldırılmasına dönük olduğunu ifade etti. Giritlioğlu, şöyle konuştu:

“Vatandaşın mülk hakkına el koymak ya da ona ortak olarak çökmeye çalışıyorlar. Bu yasadan başka bir şey anlaşılmıyor. Gerçekten afetle mücadele etmek isteniyor olsa, kamu arazileri üzerinde tasarruf planlaması yapılırdı. Bir tane örnek var mı? Yok. Kupon arazi toplayacaklar. Beyoğlu’nda başladılar zaten.”

‘BU YASADA İNŞAAT VAR’

Giritlioğlu, yeni düzenleme ile öncelikli hedefin kent merkezileri olacağı görüşünde. Kent merkezlerinin ‘kıymetli’ yerlerine ‘göz dikildiğini’ belirten Giritlioğlu, yasa içeriğinde olmayanları şöyle anlattı:

“Bu yasada afet yok. Bu yasada sadece inşaat yapımı var. Bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Onun dışında, mühendis, mimar ve plancıların niteliklerini yükseltmeye yönelik düzenleme yok. Mesela sosyal yapı, aidiyet, yere bağlılık ve duygu gibi etmenleri ele almadan insanları oradan oraya serpiştirmek var. Yani bunun afet yasası olabilmesi için önce içeriğinde afet olması gerekiyor.”

“Yeni düzenleme ile 6306, Anayasal hakları ihlal ediyor” diyen Giritlioğlu, hak arayabilme mekanizmaların da tasfiye edildiğini sözlerine ekledi:

“6306 sayılı kanun 2012’de çıktığında insanların hak arama hakkı vardı. Yürütmeyi durdurmaya itiraz edilebiliyordu. Şimdi bu da olmayacak. Yakın bir zamanda, daha üst mahkemelerde hak arama hakkımız da kalmayacak, görünen o.”

Öne Çıkanlar