Erdoğan'ın korumalarının avukata işkencesine suç duyurusu
ARTI GERÇEK - Ankara Barosu Artı Gerçek’in gündeme getirdiği, İstanbul’da yandaşların düğünü nedeniyle trafiğin kapatılmasına tepki gösteren avukata yönelik Cumhurbaşkanlığı korumalarının saldırısını şikayet etti.
13 Nisan’da, Demirören ve Kalyon gruplarının Çırağan Sarayı'ndaki düğünü gerekçesiyle trafiğin felç olması sonucu evine yürüyerek gitmek zorunda kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu, caddedeki polislere yolun neden kesildiğini sormuş, bunu gören Cumhurbaşkanlığı korumaları "Sen burada kimin olduğunu biliyor musun? Kimin düğünü biliyor musun?" şeklinde sorularla Sürenoğlu'nu darp ettiği ortaya çıkmıştı. Avukata yönelik saldırının bir aracın içinde de devam ettiği, iki saat boyunca ters kelepçeli ve zaman zaman gözleri bağlı şekilde şiddetin sürdüğü ortaya çıkmıştı. Sürenoğlu, daha sonra Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından polise teslim edilirken, olayı gündeme getiren Artı Gerçek’e konuşan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, kolluk güçlerinin işkence suçunu işlediğini ve hukuki sürece dahil olduklarını belirtmişti.
Ankara Barosu da, saldırı günü Çırağan Sarayı’nda görevde olan Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında "görevi kötüye kullanma, eziyet ve işkence" suçlarından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulundu.
Baro, işkence suçu konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki (AİHM) davalardan örnekler verdiği dilekçesinde, Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında kamu davası açıklamasını talep ederek özetle şunları kaydetti:
"1- İstanbul Çırağan Sarayı’nda yapılmakta olan bir düğün nedeniyle trafiğin kapatılması üzerine mağdur Avukat Sertuğ Sürenoğlu evine gitmek isterken yarım saat otobüste bekledikten sonra aşağıya inerek orada bulunan polis memurlarına yolun trafiğe neden katıldığını sorduğu sırada çevrede bulunan Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile koruma aracına alınmış, kendisine ters kelepçe uygulanmış ve gözleri bağlanarak darp edilmiştir.
Koruma aracının daha sonra Çırağan Sarayı içerisine alınması ile meslektaşımıza uygulanan işkence araç içerisinde yaklaşık iki saat daha devam etmiştir. Uğradığı işkence neticesinde gözü patlamış ve meslektaşımız kafa travması geçirmiştir. Ayrıca araç içerisinde yapılan işkence sonrasında korumalar Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasını kabul ettiğine dair tutanağı imzalamasını istemişler aksi halde dayağın devam edeceği tehdidinde bulunarak zor duruma soktukları meslektaşımızın işkence altında tutanağı imzalamasını sağlamışlar, bu tutanak doğrultusunda da polise teslim etmişlerdir.
Bir gece gözaltında kalan Avukat Sertuğ Sürenoğlu ertesi gün Cumhurbaşkanına hakaret iddiası ile adliyeye sevk edilmiş, Savcılığın tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen meslektaşımız hakkında ev hapsi koruma tedbiri uygulanmıştır.
2- Olay günü evine gitmek isteyen ve trafiğin kapalı olması sebebiyle otobüste beklemek zorunda kalan mağdur meslektaşımız sadece trafiğin neden kapalı olduğu görevli memurlara sormak isterken iki saati aşan işkence ve eziyete maruz kalmıştır. Ekte sunulan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere meslektaşımız yoğun bir şiddete maruz kalmış, kendisine eziyet edilmiş ve tüm bu eylemler neticesinde tarafına imzalatılan tutanak ile bir anda "şüpheli" durumuna düşmüştür.
3- Cumhuriyetin niteliklerini düzenleyen Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumun huzurunu, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde İNSAN HAKLARINA SAYGILI, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu açıkça düzenlenmiştir.
Yine Anayasanın 17. maddesinin 3. fıkrasında; kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı, kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağı belirtilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesinde; hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ve işlemlere tabi tutulamayacağı açıkça düzenlemiştir. Bu düzenlemenin gereği olarak devletlere de sorumluluk yüklenmiştir.
4- Görevli Cumhurbaşkanı korumaları, Türk Ceza Kanunu’nun 94. maddesini ihlal ederek; insan onuruyla bağdaşmayan bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranış sergileyerek meslektaşımıza işkence etmişlerdir.
Korumaların bu fiili ayrıca TCK’nun 95. maddesinde düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence suçuna vücut vermektedir. Çünkü iki saatten fazla işkence ve eziyete maruz kalan meslektaşımızın gözü patlatılmış, kafa travması geçirmesine neden olunmuş yüzünde sabit iz kalmasına sebebiyet verecek şekilde darp edilmiştir.
Yine şüphelilerin eylemi, TCK’nun 96. maddesinde yer alan eziyet suçunun ihlali niteliğindedir. Avukat meslektaşımızın araç içerisinde iki saat boyunca aralıksız darp edilerek acı çekmesine yol açılmıştır."
‘GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA’ SUÇU
"Cumhurbaşkanlığı korumaları görevlerini kötüye kullanmışlardır.
Meslektaşımız tarafından sadece trafiğin neden kapalı olduğu sorgulanmasına rağmen, sadece Cumhurbaşkanına yönelecek tehlikelere karşı Cumhurbaşkanını korumakla görevli korumalar, görev tanımlarında olmamasına rağmen meslektaşımızı alıkoyarak, araç içerisinde iki saati aşkın darp etmişler, gözünü bağlayarak ters kelepçe uygulamışlar ve bu yaptıkları işkence sonrasında zorla gerçeğe aykırı tutanak imzalatmışlardır. Tüm eylemlerin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle meslektaşımızın mağduriyetine neden olduğu ortadadır. Bu nedenle işkence ve eziyet suçlarının yanı sıra TCK’nun 257. maddesi uyarınca da haklarında soruşturma açılması gerektiği açıktır."
KAMU DAVASI AÇILMASI TALEBİ
"SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen ve re’sen tespit olunacak nedenlerle; suç işleyen şüphelinin eylemine uygun TCK’nın 94, 95, 96 ve 257. maddelerini ihlal etmesi nedeniyle gerekli soruşturmanın yapılarak, şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz."