Bakan Özhaseki: 'Kimsenin malında, mülkünde, toprağında gözümüz yok'

Bakan Özhaseki: 'Kimsenin malında, mülkünde, toprağında gözümüz yok'
Çevre Şehircilik Bakanı Özhaseki, 'rezerv alan' tartışmalarına dair konuştu: "Herkes endişe etmesin, evinde rahatça otursun, kimsenin malında, mülkünde, toprağında gözümüz yok."

Artı Gerçek - Mülkiyet hakkı tartışmasına neden olan “Afet yasası” Resmi Gazete’nin 9 Kasım tarihli sayısında yürürlüğe girdi. Yasanın en tartışmalı başlıklarından biri de ‘her yerin rezerv yapı alanı’ ilan edilebilmesi oldu.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, gündemdeki 'rezerv alan' tartışmalarına "Kimsenin malında, mülkünde, toprağında gözümüz yok" sözleriyle yanıt verdi.

Mülkiyet hakkı tartışmalarına neden olan ve kamuoyunda ‘afet yasası’ olarak bilinen 6306 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, meslek ve demokratik kitle örgütleri tepki göstermişti. Yasada yapılan değişikliklerle birlikte mümkün olan en kısa sürede “riskli” bölgelerin dönüştürülmesinin önünün açıldığı belirtiliyordu. Ancak bahse konu yasa, uzmanlar tarafından mülksüzleştirme aracı olarak kullanılacağı eleştirilerine neden olmuştu.

Özhaseki, CNN Türk ekranlarında Dicle Canova'nın sorularını yanıtladı. Kendisine rezerv alanlarla ilgili yöneltilen sorulara yanıt veren Özhaseki'nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

"Milletin evlerine el koyup bakanlık ne yapacak? Olan şu: Mevcut yasada yeni yerleşim alanı olarak geçen tabir var. Onu mahkemelerimiz rezerv alanları yerleşim alanı deyince bizim yerleşim alanlarının dışında boş bir alan olarak anlıyor. O zaman şehir içinde bulduğunuz araziyi mahkeme siz yapamazsınız diyor. Ve yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bizim yapacağımız kentsel dönüşüm sekteye uğruyor. Yeni yerleşim alanı tabiri çıkınca bizim kullandığımız alanlar içinde yer varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz."

"Bizim genellikle rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş yerler. Siz bir yerden kentsel dönüşüm yaparken, bir de gidip de milletin oturduğu evleri rezerv alan ilan edip uğraşır mısınız?"

(Yerleşim yerlerinde böyle bir uygulama olmayacak mı sorusu üzerine) "Olmayacak tabi, orada kamu alanı varsa mevcut yerleşim yerleri içerisinde, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Yürütmeyi durdurma kararı vermesinler istiyoruz. Orada belki bizim sosyal donatıya ihtiyacımız var. İlle de konut olması şart değil, orada çıkardığımız sadece üç kelimeden ibaret. Herkes endişe etmesin, evinde rahatça otursun, kimsenin malında, mülkinde, toprağında gözümüz yok."

'179 BİN REZERV ALANDA KONUT YAPACAĞIZ'

- Deprem bölgesinde yapılan konutlara ilişkin de açıklamalarda bulunan Bakan'ın sözlerinden öne çıkanlar şunlardı:

- Bizim belediye başkanı arkadaşlarımız aylarca orada kaldılar. Gelinen son noktada 179 bin kadar rezerv alanlarda konut inşaatına başladık. Boş bulabildiğimizi Hazine arazilerinde, zemin sorunu olmayan yerlerde mevcut yıkılan şehirlerin etrafında bulabildiğimiz yerlerde inşaata başladık.

- Aldığımız kararlarla şehirlerin meydanlarını yapalım, ana caddelerini düzgün bir şekilde yapalım diye karar aldık 70-80 bin civarında ihale ya yapıldı ya bitmek üzere neredeyse 250 bin konuta başladık.

- 9 şiddetinde dayanıklı köy konutu yapılması kararı çıkmıştı onun da ihaleleri çıktı 100 bin konuta yakını da böyle yapacağız.

-Yılbaşından önce 50 bin civarında konutu teslim edebileceğiz.

- Orta hasarlı binalar için sahipleri için ikili bir seçenek var. Diyorlarsa ki hükümet bizi düşünüyor binalar yorgun, yıkın ağır hasarlıya atın bizi, yeni binamızı verin diyorlarsa tamam, onların hepsini ağır hasarlı gibi göreceğiz, hak sahibi yapacağız yeni evlerini vereceğiz. Yerinde dönüşmek istiyorlarsa 1.5 milyon TL para vermeye devam edeceğiz.

- Güçlendiririz diyorlarsa ne yapmak lazım? Önce rapor almak lazım, sonra uygun şekilde statik hesaplarını hazırlayıp müracaat etmek lazım. O süre içerisinde İçişleri Bakanlığı tarih öngördü. Önümüzdeki ayın 29’una kadar müracaat edin, nisan ayının başına kadar raporlarınızı getirin, başlayın güçlendirin.

- İtirazlar oluyor. Heyelanlı bölgede orta hasarlıya izin vermek heyelan geldiğinde bunların ölümünü beklemek olur. Bazen güçlendirme noktasında vatandaşın zorluğu oluyor. Birtakım hesaplarının yapılması, belediye müracaata kadar yorucu bir süreç var. Kahramanmaraş’ta karar aldık. Büyükşehir belediyemiz uzmanlarla anlaşacak. Vatandaş orta hasarlı binasını güçlendirmek istiyorsa belediyenin yol göstericiliğinde statik hesaplar yapılacak. Kendileri güçlendirecekler. Tercih vatandaşta.

'NE YAPACAĞIMIZI İMAMOĞLU'NA MI SORACAĞIZ'

- Bizim ne yapmak istediğimiz anlayamamışlar. Ben kendi Bakanlığım içinde kentsel dönüşümü nasıl yürüteceğimi İmamoğlu’na mı soracağım. Ne alakası var. Arkadaşlar polemik konusunu çok seviyorlar herhalde.

- Hiç kimse onların elini tutmuyor ki önlerini kesecek bir nokta kadar dahi bir engelleyici yasa gelmedi. Kolaylaştırıcı yasa geldi. Tüm Türkiye için geçerli olan 50+1 ile karar alabiliyorsunuz. 50+1 ile ruhsat da verebiliyorsunuz, tebligatta sorun vardı. Kötü niyetli insanlar yüzde 0.5’lik hissesini Kenya’da oturan bir tanıdığına satış gösteriyor. Siz kocaman bir arazide binlerce dönüşüm yaparken 0.5’lik mülkiyetin vekaletine tebligat yapamadığınız için 5 sene bekliyorduk. Siz rıza gösterebilir misiniz?

- Geldiler konuştuk. İstanbul’da 15 tane toplantı yaptı arkadaşlar. 15’ine İBB’de katıldı, orada söyleselerdi ne diyorlarsa, şu yanlış deselerdi.

- Bu işler niye yapılıyor? Biz niye risk alıyoruz? Türkiye Himalaya’lardan başlayarak Alplere doğru uzanan çizgi var. Buradaki en riskli 5 deprem ülkesi var birisi Türkiye.

- Depremsellik neticesinde her deprem olduğunda ağlayıp hep beraber koşup vicdanımızı sızlatıp devam mı edelim? Bunun çözümü ne derseniz? Kentsel dönüşüm.

- Yasalar çıkarken yapmaya çalıştığımız tek şey olası bir depremden vatandaşımızı korumak. Bunun dışında bir derdimiz yok. 50+1 sağlandığında itiraz edenler varsa yüzde 100 vatandaşımız evi güvenli hale getirin diyor. Endişeler var. Nasıl gidereceğiz. Kira yardımında bulunacağız. Kirada kalabilmeleri 2 sene içerisinde ne ise onu vereceğiz. Sonrasında değer farkı oluşacaksa minimize etmeye çalışıyoruz. Ödeyebileceği bir miktarda tutmaya çalışıyoruz.

- Vatandaşın üstüne çok yük gelmeden cüzi bir miktarda kurtarmaya çalışacağız. Vatandaş diyelim ki 1 lira bile ödeyemem diyor. O zaman yaptığımız teslim ettiğimiz evde oturabilir. Tapuda borcu hususunda şerh düşeceğiz. O borcu ödediği gün tapusunu kendi alacak.

- (Ödeyemezse el mi konulacak) Hayır ölünceye kadar oturacak içinde."

Öne Çıkanlar