‘Yenidoğan Çetesi’ davasında 5’inci gün... Doktor Eryılmaz’ın avukatı: Savcı Engin hakkında suç duyurusunda bulunacağız

‘Yenidoğan Çetesi’ davasında 5’inci gün... Doktor Eryılmaz’ın avukatı: Savcı Engin hakkında suç duyurusunda bulunacağız
‘Yenidoğan Çetesi’ davasının ilk duruşması, beşinci günde devam ediyor. Bebek ölümlerinde ihmali olduğu iddia edilen doktor Dursun Eryılmaz’ın avukatı, dosya gizliliğinin ihlal edildiğini belirterek Savcı Engin hakkında duyusunda bulunacaklarını söyledi.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL- İstanbul’da yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla yargılanan 22’si tutuklu 47 sanık, beşinci günde de hakim karşısına çıktı.

Bakırköy 22'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 500 kişilik konferans salonunda görülen davanın beşinci celsesi, sanık ve müdafilerin hazır bulunmasıyla başladı. AKP Osmaniye Milletvekili, eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna geldi.

EN KİLİT İSİMLER DİNLENECEK

Geride kalan dört günde tutuklu 22 sanıktan 18’i ifade verirken, yenidoğan çetesinin en kilit isimleri arasında yer alan 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, İlker Gönen, Dursun Eryılmaz ve Fırat Sarı’nın da bugün dinlenmesi bekleniyor.

‘HASTA SEVKİNDEN MADDİ KAZANÇ SAĞLADIĞIMI KABUL EDİYORUM’

Örgüt yöneticileri arasında yer alan 112 ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, ifadesini vermek üzere sanık kürsüsüne getirdi. Suçlamaları genel olarak reddeden, ancak hasta yönlendirmesi yapmasından kaynaklı maddi kazanç elde ettiğini itiraf eden Özdemir, yenidoğan bebeklerin hastanelere yapılan sevk zincirini şu şekilde anlattı:

“Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ancak, hasta yönlendirmesi yaptığımdan kaynaklı maddi bir kazanç elde ettiğimi kabul ediyorum” dedi.

‘AVRUPA YAKASINDA KAMUDA SADECE 4 KUVÖZ EKİBİ VAR’

Özdemir, 112 Acil Çağrı Merkezi ve nakil yerlerinin iki farklı birim olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

“İddianamede, hastayı 112’ye bildirmeyen tıp merkezlerinden bahsediliyor. Tıp merkezlerindeki sevk algoritmasından bahsedecek olursam; tıp merkezleri isteseler de 112’ye doğrudan bildirim yapamazlar. Bu, telefonla acil çağrı olarak bildiriliyor. İstanbul Avrupa yakasında kamuda sevkleri yapan 4 kuvöz ekibi olduğunu ve bu ekiplerin bir hastayı alıp diğer bir hastaneye götürmelerinin iki üç saat sürdüğünü belirtmek isterim. Benim çalıştığım Bağcılar 112’de kuvözlü ekip yoktur. İstesem de yönlendirme yapamam.”

‘KAMU HASTANELERİNDE YER BULUNAMAZSA ÖZEL HASTANELER ARANIR’

Bir diğer sevk algoritmasının da yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerle ilgili olduğunu kaydeden Özdemir,

“Bu hastaneler, tıp merkezi ruhsatlarından daha farklıdır. Yoğun bakım ihtiyacı olunduğu zaman, 112 nakil birimine bilgi verilmesi gerekir. Ancak sadece hasta bilgilerinin 112 nakil birimine iletilmesi 30 dakika kadar sürer. Tüm kamu hastaneleri arandıktan sonra, yer bulunamazsa özel hastaneler aranır. Burada 'çeteleme listesi' devreye girer. Listedeki hastane hangisiyse sıra ondadır. Bu süreç, o hastanenin kabul etmesi durumunda gerçekleşir” ifadelerine yer verdi.

‘SAVCI YAVUZ ENGİN ALGI OPERASYONU YAPTI’

Savcı Yavuz Engin tarafından art niyetli şekilde 112 ambulans şoförü olduğu için bir algı operasyonu yaratıldığını ileri süren Özdemir, “Hasta bana ulaştığında tüm kamu hastanelerini aramış; ama yer bulamamış oluyor. İddianame bin 400 sayfadır. Ancak İstanbul dışında çalışan 112 nakil biriminde çalışan personelin ifadelerinin alınmadığını görüyorum. Bu durum, benim açımdan art niyet barındırıyor. Tüm 112 çalışanlarının da zan algında bırakıldığını düşünüyorum. 112 ambulans şoförü olarak örgüt yöneticisi olarak buradayım. Ben sadece Fırat Sarı’ya hasta yönlendirmesi yapmadım. Dosya sadece yenidoğan için kısırlaştırılmış. Ancak yetişkin, kardiyoloji yönlendirmesi de yaptım. Her hasta ile ilgili yönlendirme yaptım. Herhangi bir örgüt yöneticisi değilim. Suçlama komik duruma düşmüştür” şeklinde konuştu.

‘YARGILANDIĞIM 10 BEBEK ÖLÜMÜNDEN SADECE BİR BEBEK ÜZERİNDEN SAVUNMA YAPABİLİRİM’

İddianamemeye göre 10 bebeğin ölümünden sorumlu tutulduğunu ve bu şekilde yargılandığını belirten Özdemir, sadece Kaya bebek üzerinden savunma yapabileceğini söyledi. Öncelikle bir bebek sevki değil, gebe sevki sağlandığına dikkat çeken Özdemir, bu konudaki rolünü şu sözlerle açıkladı:

“Kaya bebek bir bebek sevki değil, gebe sevkidir. Esencan Hastanesi’ne 28 haftalık olarak gidiyor ve riskli olduğu için yoğun bakım ihtiyacı olabilir diye hastane tarafından 112’ye bildiriliyor. Bu bebeğe 112 nakil bildirimi yapılmış, saatlerce hiçbir kamu hastanesinde yer bulunamamıştır. Yer bulunamadığından dolayı hastane 112’den umudunu keserek kendi imkanlarıyla yer bulmaya çalışmış. Hastanın durumu ciddiyetini koruduğu için hastaneden bana ulaşmışlardır. Ben de Özel Güney Hastanesi ile iletişime geçtim. Bir doktor kabul etmiş ve bu nakil, Özel Güney Hastanesi ambulansı ile yapılmıştır. Konu buradan sonra benden çıkmasına rağmen, bunun Savcı Yavuz Engin tarafından bilerek ve isteyerek yapıldığını düşünüyorum. Ölen 10 bebekten sadece Kaya bebeğin hastane sevkinde dahlim var. Geride kalan 9 bebeği bilmiyorum."

‘HASTANELERİ ÇEVREM OLDUĞU İÇİN BULUYORDUM’

Mahkeme başkanının hasta sevki yaptığı özel hastaneleri nasıl bulduğuna ilişkin sorusuna Gıyasettin Mert Özdemir, “Çevrem olduğu için buluyordum. Sanki 112 verilerini yaymışım gibi bir suçlama yapılmış. 112’ye bildirilemeyen durumlardan dolayı yaşanıyordu” dedi. Mahkeme başkanı da “Öyle bir anlatıyorsun ki sanki millet mağdur olmuş, 112’ye başvuramamış, sen de sadede yardımcı olmuşsun” ifadelerine yer verdi.

HASTALARIN TABURCU OLMASINI ENGELLEMİŞLER

Mahkeme başkanı, Sanık Özdemir’e Fırat Sarı ile arasında geçen taburcuların durdurulmasına ilişkin telefon tapelerini sordu. Hasta taburcularına dönük konuşmalarının ‘işgüzarca’ olduğunu kaydeden Özdemir’e cevap veren mahkeme başkanı, “Sen konuşmanın başında sadece Fırat Sarı değil, başka yerlere de yönlendirme yaptığını söyledin. Oradaki taburcu sayılarını kontrol ediyor muydun?” diye sordu. Özdemir bu soruya, “evet” yanıtını verdi. “Sen hastaların taburcu olmamasını niye istemiyorsun? Seni neden ilgilendiriyor” diye soran mahkeme başkanını yanıtlayan Özdemir, “Hastanelerde boşluk var mı yok mu diye bunaldığım zamanlar oluyordu” dedi.

‘HASTA SEVKİ İÇİN KAZAN’DAN PARA ALDIM’

Bağcılar Şafak Hastanesi’nde müdür olarak çalışan ve aynı zamanda dosyada sanık olarak bulunan Mustafa Kazan’dan ne kadar para aldığını soran mahkeme başkanına yanıt veren Özdemir, “Hasta sevki için bir kez 67 bin TL, bir kez de 45-50 bin TL ödeme aldım” dedi.

‘İŞİ KOMPLE BIRAKMAK İSTEDİĞİM İÇİN FIRAT SARI İLE AYRILDIK’

İddianamedeki telefon tapelerinde yer alan Fırat Sarı ile yaşanan ayrılığın sebebini soran mahkeme başkanına cevap veren Özdemir, “Ayrılığın nedeni mevcut hastane yoğunluğundan ve hasta yönlendirmesi yapmam konusunda darlandığımdan kaynaklıdır. Bir de o dönem işi komple bırakmak istediğimden dolayı. Ama Fırat Sarı ile ayrılık olduktan sonra hakkımda bir sürü şikayet olmuş, olay çığrından çıkmıştır.

HASTA SEVKİNDE ARACILIK EDENLERİ AÇIKLADI

Mahkeme başkanının ardından üye hakim sanık Özdemir’e sorular sordu:

Üye Hakim: Hasta sevklerinde size aracılık eden şahıslar kimdir?

Gıyasettin Mert Özdemir: Medikalpark’tan Emrah Dulkaya, Asya Hastanesi’nden Şahin Bayraktar. Serdar Yüksel (il dışı sevkler)

Üye Hakim: Ne iş yapıyor?

Gıyasettin Mert Özdemir: Okan Üniversitesi’nde çalışıyor.

Üye Hakim: Peki, Renas Kılıç aracı şahıs mı?

Gıyasettin Mert Özdemir: Hayır, kendisini tanımıyorum.

‘İL DIŞINDAN AYDA 4-5 ÜÇÜNCÜ BASAMAK HASTA YÖNLNEDİRMESİ YAPIYORDU’

Üye Hakim: Serdar Yüksel il dışı olarak ne kadar sıklıkla hasta sevki yapıyordu?

Gıyasettin Mert Özdemir: Şu an sayı olarak tam hatırlamıyorum. Ancak, ayda 4-5 hasta yönlendirmesi yapıyordu. Üçüncü basamak, ağır hasta yönlendirmesi yapıyordu.

ÖRGÜT YÖNETİCİSİ OLARAK YARGILANDIĞIMI TV’DEN ÖĞRENDİM’

Sanık Özdemir, ortada bir örgüt olduğunu ve örgüt yöneticisi olarak yargılandığını televizyon öğrendiğini söyledi:

“Ben sadece yenidoğan değil, farklı branşlarda da hasta yönlendirme yaptığımı söylüyorum. Yaptığım iş yasal olan bir iş. Ben sadece 112’de çalıştığım için resmileştiremedim. Örgüt yönetici olarak yargılandığımı televizyondan öğrendim.”

SANIK DOKTOR 4 BEBEĞİN ÖLÜMÜNÜ ANLATTI

Mahkemenin verdiği 40 dakikalık aranın ardından duruşma devam etti. Bağcılar Medilife Hastanesi’nde yenidoğan yoğun bakım sorumlu doktoru olarak çalışan ve iddianamede Karaduman, Kırçiçek bebek dahil dört bebeğin ölümlerinden sorumlu tutulan doktor Dursun Eryılmaz sanık kürsüsüne getirildi.

ERYILMAZ İÇİN ‘YARGILAMANIN DURDURULMASI’ TALEP EDİLDİ

Dursun Eryılmaz'ın avukatı, sağlık çalışanlarına soruşturma açılabilmesi için Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınması gerektiğini belirterek Eryılmaz açısından yargılamanın durdurulup, bu aşamada tahliyesini istedi. Mahkeme heyeti, değerlendirme yapmak üzere salondan ayrıldı. Kısa bir sonra salona geri dönen heyet, diğer savunma beyanları alındıktan sonra talebin değerlendirilmesine karar verdi.

Söz konusu dört bebeğin ölümlerine ilişkin savunma yapan Eryılmaz, şunları söyledi:

Kırçiçek bebek: 29.11.2023 tarihinde eks olmuştur. Bebeğin başında ben vardım, gerekli müdahaleyi yaptım. Üç defa canlandırma işlemi yaptım. Ancak sonuncu da geri gelmedi. Gerekli müdahaleyi yaptım.

Karakoç Bebek: Bağırsaklarında çürüme vardı, hastanemize sevk olarak getirildi. Tedavisine başlandı. Ameliyat oldu. Bu bebeğin başında da ben vardım, gerekli müdahalelerde bulundum. Canlandırma işlemi yaptım. Ancak sonra hasta eks oldu. Sonra polis geldi. Aile şikayetçi oldu dediler ancak olmadılar. Basında bizi linç ettiler.

Karaduman bebek: 36 haftalık olarak doğuyor. Solunum sıkıntısı, kan şekeri düşüklüğü nedeniyle hastanemizin yenidoğan yoğun bakımına kabul ediliyor. Tedavisine başlanıyor. 24 saat içerisinde hastanın tahlilleri isteniyor ve yatışına devam ediliyor. Bir süre sonra eks oldu. Bebeğe 45 dakika müdahale ediliyor ancak bana haber verilmedi. Çocuğun başında nöbetçi doktor var. Beni haberdar etmediler. Ben o sırada evde uyuyordum.

‘HATIRLAYAMADIĞIM BİR BEBEK’

Melek Süleymanoğlu: Hatırlayamadığım bir bebek. Savcı dosyayı bulamadı. Dosya elime gelirse daha net bir bilgi verebilirim. Anladığım kadarıyla bebek solunum sıkıntısıyla bize geliyor. 2 gün sonra kalp hastası olduğu anlaşılıyor. 112’ye bildiriliyor ancak yer bulmakta sorun yaşanıyor. Baştan bilinse kimse almazdı.

‘MAAŞIMIN YATTIĞI ŞİRKETİN FIRAT SARI’YA AİT OLDUĞUNU TUTUKLANMADAN ÖNCE ÖĞRENDİM’

Mahkeme başkanı: Hangi hastanede çalışıyorsun?

Sanık Dursun Eryılmaz: Bağcılar Medilife Hastanesi

Mahkeme başkanı: Maaşı oradan mı alıyorsunuz?

Dursun Eryılmaz: Maaşı şirketten alıyordum, şirket kimin bilmiyordum. Tutuklanmadan 6 ay önce şirketin Fırat Sarı’nın olduğunu öğrendim.

‘DİPLOMAMI DEĞİL 80, 180’DE VERSELER KULLANDIRMAZDIM’

Mahkeme başkanı: İlker ile Fırat arasındaki bir konuşmada, ‘Dursun abi ben göbek açayım deyip açmış, mahvetmiş’ diye geçiyor. Ne diyorsun?

Sanık Dursun Eryılmaz: Ben 15 yıllık bir hekimin. Göbek açmak benim için kolay . Dedikodu mahiyetinde anlıyorum ben o konuşmaları.

Üye Hakim: Fırat Sarı ve İlker Gönen arasındaki konuşmada diplomanızın kullanıldığına dair bir ifade geçmiş. 80 bin TL karşılığında diplomanızı kullandırttınız mı? Bu doğru mu?

Sanık Dursun Eryılmaz: Bana öyle bir teklif gelmedi. Onlara da sorun. Değil 80, 180 de verseler kullandırtmazdım.

‘POLİS GELMİŞ, TEDİRGİN OLMUŞ’

Üye Hakim: Karakoç bebeğin ölümüyle ilgili İlker Gönen ile Çağla Durmuş arasında bir görüşme oluyor. Çağla saat 14:00’te İlker’i arıyor ve “bebek eks oldu" diyor. Ama siz 16.00’da eks oldu dediniz.

Sanık Dursun Eryılmaz: Bebek 16.00’da eks oldu.

Üye Hakim: "Epikriz notları benim dolabımda" dediniz. Çağla, İlker’e "Ölüm saatini kaç yazalım?" diyor. Epikrizleri yazması gereken sizsiniz. Çağla neden size sormuyor?

Sanık Dursun Eryılmaz: Onlara sorun. Epikirizi yazan benim, onaylayan da benim.

Üye Hakim: O zaman İlker neden Çağla’ya "Dursun abiyle ağzınız bir olsun" diyor? Ne diyorsun?

Sanık Dursun Eryılmaz: Polis gelmiş, tedirgin olmuş. ‘Ağız birliği ‘yapalım’ dedi. Ama polis geldi, otopsi yapıldı.

'HER HASTANEDE TÜM BÖLÜMLER KİRAYA VERİLMİŞTİR'

Savcı: Şirketten haberin olduğunu söyledin. Kiralama usulü bir yerde neden çalıştın?

Sanık Eryılmaz'ın avukatı: Bu soruyu müvekkilime değil, Sağlık Bakanlığı'na sorulmalı.

Sanık Dursun Eryılmaz: İstanbul'da kiralama usulü olmayan bir yer yok.

Mahkeme başkanı: Sorunun sorulmasına karar verildi.

Sanık Dursun Eryılmaz: Anlaşmayı yapan ile hastane arasında geçen bir durum. Her hastanede tüm bölümler kiraya verilmiştir. Sadece yenidoğanda değil.

‘ERYILMAZ’IN AVUKATI: TÜM SPİKİRLER CEZA HAKİMİ OLDU

Dursun Eryılmaz’ın sanık avukatı yaptığı savunmada müvekkilinin itibarlarının zedelendiğini, lekelenmeme hakkının ihlal edildiğini söyleyerek şöyle konuştu:

“İddianame kabul edildi, basın yoluyla tebliğ aldık. Tüm raporlar televizyonlarda yayınlandı. İsmini de vereceğim, "Teke Tek" isimli programda yayınlandı. Tüm spikerler adeta ceza hakimi oldu. Bu insanlar her yerde bebek katili olarak geçti. Sayın Hakim, artık sizin hükmünüzün bir anlamı kalmadı. Bu kişilerin zedelenen itibarları nasıl geri getirilecek, bilmiyorum. Müvekkilimizin lekelenmeme hakkı ihlal edilmiştir. Soruşturmanın ve dosyanın gizliliği ihlal edilmiştir. Her iki savcı hakkında da suç duyusunda bulunacağız.”

‘SAVCI ENGİN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMASINI İSTİYORUZ’

Savunmasını mahkeme başkanının “toparlayalım lütfen” sözlerine karşın sürdüren avukat, “Soruşturma Savcısı Yavuz Engin hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum. Bu telefon tapeleri nasıl sızdırıldı? Telefon tapeleri tüm Türkiye’nin dedikodu yaptığı bir hale dönüştü. Bebeklerini kaybeden aileler gelip bu duruşmayı izlesinler, bu insanları dinlesinler. Hekimlerin hangi şartlar altında çalıştığını görsünler” diye konuştu.

Öne Çıkanlar