Barış Terkoğlu, Cem Küçük'ün belgesini yazdı: Milis gücüne benzer yapılanma düşüncesi var

Barış Terkoğlu, Cem Küçük'ün belgesini yazdı: Milis gücüne benzer yapılanma düşüncesi var
'Bir gazeteci, silahlı örgüt suçlamasıyla yargı önüne çıkarılan bir gruba, neden 'milis kuvveti' kurulmasını önerir? MİT Başkanı’nın adını kullanarak neden MİT ile aracılık teklif eder?'

İktidara yakınlığıyla bilinen gazeteci Cem Küçük'ün 'devlet adına' yaptığını iddia ettiği görüşmelerde Oktarcılarla neler konuştuğu ortaya çıktı.

Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, operasyonlar öncesi Adnan Oktar'a yakınlığıyla bilinen Cem Küçük'ün Emniyet'te gizlenen belgesini yazdı. Terkoğlu'nun aktardığına göre; Küçük, Oktarcılarla yaptığı görüşmede 'milis kuvvetlerinin oluşturulması' yönünde 'fikir birliğine' vardı. Küçük'ün yaptığı görüşmede Oktarcılara, "Darbeyi yapanların yüzde 80’i Gülen Örgütü’nden’ dedi. Onlar organize etti, ABD çok karışmadı" dediği görüldü.

GÖRÜŞMELER 'DEVLET GÖREVİYMİŞ'

Terkoğlu'nun yazısından ilgili bölüm şöyle:

"11 Temmuz 2018’de İstanbul Emniyeti, Adnan Oktar grubuna operasyon yaptı. Haliyle gözler Cem Küçük’e çevrildi. Ancak Küçük bir anda ortadan kaybolmuştu. Sosyal medya hesabını kapatan, programlarına ara veren Küçük, daha sonra 'tatilde' olduğunu açıkladı. Operasyondan dokuz gün sonra gazetesinde Oktar’la görüşmelerinin 'devlet görevi' olduğunu söyleyerek şunları yazdı: 'Devlet için bilgi ve belge toplamanın önemini anlamazsınız.'

Peki, Cem Küçük ile Oktarcıların toplantılarında neler konuşuluyordu? Cem Küçük, sahiden devlet için bilgi ve belge topluyor muydu? 'Devlet görevi' olduğunu söylediği toplantılarda onlara neler anlatıyordu?

Bu sorunun bir yanıtı var. Zira üç yıl önce yapılan operasyonda, İstanbul Emniyeti, Oktar’ın evinde Cem Küçük’le ilgili kritik 'bazı materyallere' ulaştı. Açıkçası grubu takip eden polisler, Küçük’ün Oktar bağlantılarını biliyorlardı. Ancak gördükleri onları da şaşırttı.

Sonra ne mi oldu? Savcılıkta "bir el" devreye girdi. Cem Küçük belgeleri iddianameye girmek yerine dosyanın dehlizlerinde arşivlik oldu. Konu başkaları olunca, elleri her yere uzanan dönemin Başsavcısı İrfan Fidan ve vekili Hasan Yılmaz, acaba olan bitenden habersiz miydi?

Neyse, gelelim konumuza…

'MİLİS GÜCÜNE BENZER BİR YAPILANMA DÜŞÜNCESİ VAR'

Güvenlik kaynaklarının aktardığına göre, Oktarcı ekipten Cem Sedat Altan ve İbrahim Seral Köprülü’nün yazdığı, istihbarat çalışması içeren belge, bir notla başlıyor. Oktarcılar, Cem Küçük’e olası bir darbeye karşı "Birlikte neler yapabiliriz" diye sormuş. Yanıtı ise şöyle not almış:

- Milis gücüne benzer bir yapılanma düşüncesi var.

- Belirli şehirlerde darbe tatbikatı da düşünülüyor.'

Oktarcılar-Küçük görüşmesinde Oktarcılar da Küçük’le milis gücü konusunda anlaşıyor. Küçük’e verdikleri yanıt şöyle:

'- Karakollara, Emniyet’e ağır silahlar, tanksavarlar, uçaksavarlar verilsin.

- Milis gücü kurulsun.'

Cem Küçük’ün Oktarcılarla görüşmesinde, Küçük’ün darbe üzerine söylediği başka bir bilgi daha var. Oktarcılar şöyle not almış:

''Darbeyi yapanların yüzde 80’i Gülen Örgütü’nden’ dedi. ‘Onlar organize etti, ABD çok karışmadı’ dedi.'

Oktarcılar ile Cem Küçük’ün istihbarat görüşmesinde, Oktarcıların Küçük’le "ABD mi İngiltere mi" konuşması yaptığı anlaşılıyor. Oktarcılar; her şeyin arkasında "İngiliz derin devleti var" tezini Küçük’e anlatıyor. O an yaşananlar notlara şöyle girmiş:

'O ana kadar ABD güçlü, İngiltere güçsüz diyordu. Anlattıklarımızdan sonra üst aklın İngilizlere ait olacağına kanaati gelmeye başladı.'

Küçük’ün Oktarcılarla görüşmesinde Hakan Fidan’ın adını kullanması dikkat çekiyor. Kendisini "MİT’e yakın" olarak tanıtan Küçük’ün söylediklerini Oktarcılar şöyle not almış:

'Bunlarla ilgili bilgi, belge, yazı olursa bana verin, gerekli yerlere göndereyim, MİT Müsteşarı’na vereyim' dedi.'

Küçük’ün aktardıklarının ardından Oktarcılar, şöyle yazıyor:

'Allahu Âlem Hakan Fidan’a çok yakın.'

Peki, Küçük, Oktarcılar ile MİT Başkanı arasında aracılık yaptı mı? Oktarcılardan MİT’e evrak taşıdı mı?

Konuştuğum kaynaklar bunu yalanlıyor. Hakan Fidan’ın Oktarcılar’la, dolaylı ya da doğrudan, herhangi bir diyaloğun parçası olmadığını söylüyor. Küçük’ün Fidan’ın adını ondan habersiz kullandığını, kendisini "MİT’e çalışıyor göstermek" için böyle pazarladığını söylüyor."

Terkoğlu, "Bir gazeteci, silahlı örgüt suçlamasıyla yargı önüne çıkarılan bir gruba, neden 'milis kuvveti' kurulmasını önerir? MİT Başkanı’nın adını kullanarak neden MİT ile aracılık teklif eder? Neden bazı hükümet üyelerini şikâyet eder?" diye de sordu.

Öne Çıkanlar