Engin: Afrin son derece kanlı ve acılı bir sürecin ilk adımları

Engin: Afrin son derece kanlı ve acılı bir sürecin ilk adımları
Afrin Harekatı'nı çok yönlü bir AKP operasyonu olarak değerlendiren gazeteci yazar Engin, Erdoğan'ın Kürt sorununu, Kürt hareketini yok ederek çözmeyi amaçladığını söyledi.

HABER MERKEZİ - Gazeteci-yazar Aydın Engin, Türkiye'nin Afrin'e yönelik harekatını ve 2015'te sona eren çözüm sürecinin ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Mezopotamya Ajansı'ndan Bilal Seçkin'e konuşan Aydın Engin, Haziran 2015'ten bu yana Erdoğan'ın Kürt sorununu barışçıl yollarla çözmekten ve Kürt siyasal hareketinin taleplerini dikkate almaktan vazgeçtiğini söyledi.

'ERDOĞAN ELLERİNİ YIKADI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüm masasında bulunan kendi adamları dahil herkesi sahneden çektiğini belirten Engin, gidenlerin yerine milliyetçileri aldığını söyledi:

"Yani Erdoğan artık ellerini yıkadı. 'Ben zaten Kürtlerle işbirliği yapmadım, bunlar yapıyordu' savunmasına gitti. Dolayısıyla Afrin operasyonu, Suriye topraklarında bir operasyondan önce Ortadoğu'da Kürt hareketine karşı Türk milliyetçiliğinin aldığı tavrın yansımasıdır."  

‘MEDYANIN YÜZDE 70’İ REİS’İN ORDUSU’

Afrin'in kadim bir Kürt bölgesi olduğuna dikkat çeken Engin, Erdoğan'ın buradaki Kürtlerle iyi komşu olmayı tercih etme yerine El Nusra gibi kanlı bir örgütle resmi olmayan ilişkiler kurarak Suriye'deki Kürt halkının üstüne saldırdığını söyledi:

"Afrin operasyonu, 2019'a hazırlanan Erdoğan'ın, toplum nezdinde git gide itibar kaybetmesine karşı bulduğu kanlı bir çözümdür. O çözüm de İslam'ın ümmet düşüncesini bir kenara koydu ve onun yerine Türk milliyetçiliğine soyundu. Çünkü her şeye rağmen seçmen desteği var ama puanları eksik. Irkçılarla işbirliğine gitti, bu hesap tutar mı tutmaz mı göreceğiz. Türk milliyetçiliğine sığındığı andan itibaren de bir başka hesap yaptı. Ecevit de 'Kıbrıs Fatihi' olarak 1978'de seçim kazanmıştı. Tıpkı onun gibi 'Afrin Fatihi' bir Erdoğan'la yani milliyetçi propagandaya ağırlık vererek 2019 seçimlerinde puan elde etmeye çalışıyor. Elinde çok güçlü bir medya desteği de var. Türkiye medyasının yüzde 70'i Reis'in ordusu haline gelmiş durumda. Türkiye'nin hiç yaşamadığı bir Türk milliyetçiliği propagandası toplumda az da olsa yankı bulmaya başladı. Unutmayalım ki Mussolini İtalya’sında da, Hitler Almanya’sında da diktatoryal bir iktidara yürüyen hareketler, milliyetçilik silahına sarılmışlardı ve kitleleri etkileyebildiler. Türkiye'de de bu anlamda bir etkileşim az da çok da olsa var. Milliyetçi dalga ülkemizde kol geziyor."

'ERDOĞAN SEÇİMLERE 'AFRİN FATİHİ' OLARAK GİRMEYİ AMAÇLIYOR'

Afrin Harekatı'nın çok yönlü bir AKP operasyonu olduğunu belirten Engin, harekatı Türkiye için son derece kanlı, acılı bir sürecin ilk adımları olarak nitelendirdi:

"Erdoğan hem 'Afrin Fatihi' olarak seçimlere girmeyi hem de Kürt sorununu, Kürt hareketini yok ederek çözmeyi amaçlıyor. Defalarca denenmesine rağmen tarihte bunu başaran hiçbir ülke olmadı. Bu Türkiye için son derece kanlı, acılı bir sürecin ilk adımlarıdır. Daha kötü günler yaşayabiliriz. Türkiye’de her zaman milliyetçi bir damar canlıydı ve diriydi. Keza dinden etkilenen bir damar da her zaman güçlüydü. Ama şu anda AKP’nin bu attığı adımların uzun vadede Türkiye’yi milliyetçi bir Türkiye’ye dönüştürmekten çok 2019 seçimlerini sağlama bağlamaktan ibaret. Yani stratejik değil taktik bir adım olduğunu düşünüyorum."

'ERDOĞAN İLKESİZ BİR LİDER'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'bozkurt' işareti yapmasını da değerlendiren Engin, Erdoğan'ı pragmatist bir siyasetçi olduğunu, Avrupa'da da Erdoğan için bu kavramın kullanıldığını söyledi:

"Siyasal bir terim olarak pragmatizm ilk bakışta hedefe kilitlenme olarak tarif edilir ama eksik bir tariftir. Pragmatizm tam açılımı ilkesiz demektir. O anda hedefine ulaşması için ne yapması gerekiyorsa hiç umursamadan, dün dediğinin tersini söyleyebilecek kadar da kıvrak bir tavır alabiliyor. Şuan Avrupa'da da Erdoğan için tam da bu kavram kullanılıyor. Bağlı bulunduğu İslam düşüncesi de öyle söylüyor. Erdoğan, 2019 seçimlerine giderken eksik olduğunu sezdiği, gördüğü aradığı seçmen oylarından bir miktar da milliyetçilik satarak ‘alabilir miyim’ hesabındadır. Çünkü özellikle Orta Anadolu'da milliyetçilik hala iyi satan bir ideolojik argümandır. O yüzden de bunu sonuna kadar kullanacaktır. Günü geldiğinde bunu silkeleyip bir kenara da bırakabilecektir. Pragmatizm budur."

‘BAL GİBİ DE İŞGALDİR'

Afrin saldırısının başladığı ilk günden bu yana iktidarın, "Afrin halkının güvenliği için oraya, barış için gireceğiz" propagandasına değinen Engin, bu söylemlerin Amerika'nın, "Irak'a demokrasi getireceğim" sözüyle aynı olduğunu hatırlattı:

"Bir başka ülkeye içindeki karışıklıklar ne olursa olsun 'ben orayı düzelteceğim, oradaki halka yardım edeceğim' gibi gerekçelerle asker göndermek, bal gibi de bir başka ülkeyi işgal etmek demektir. Bu terimden hoşlanılmıyor, işgal denilince 'vay hain' deniliyor ama başka türlü açıklamak zor. Çok nettir, silahla barış götürülmez. Kuzey Kore veyahut Suudi Arabistan da halkına zulüm eden, demokrasiden çok uzak, halk üzerinde baskı kurmuş rejimlerdir. Onları da mı kurtarmaya gideceğiz? ‘Suriye'den mülteciler ülkemize çok geldi onları geri göndereceğiz’ söylemleri de var ama sayılara baktığımızda Afrin'den gelen mülteci yok. Peki o zaman, yarın öbür gün Afrin'e buradaki mültecileri gönderdiğimizde onlar bize, 'Yahu kardeş biz Afrinli değiliz' dediklerinde ne denileceğini çok merak ediyorum."

Öne Çıkanlar