Ghosn, Beyrut'ta basın toplantısı düzenledi: Karakter suikastı yapıldı

Ghosn, Beyrut'ta basın toplantısı düzenledi: Karakter suikastı yapıldı
Japonya'yı adalet istediği için terk ettiğini söyleyen Carlos Ghosn, Japonya'nın adalet sistemini eleştirerek, 'insanlık dışı ve çağdışı' olarak nitelendirdi.

ARTI GERÇEK - Japonya’da adli kontrol altında yargılanmayı beklerken özel jetle İstanbul üzerinden Lübnan’a kaçan Renault-Nissan-Mitsubishi Alliance’ın Lübnan asıllı eski Yönetim Kurulu Başkanı Carlos Ghosn, Beyrut'ta basın toplantısı düzenledi.

Kendisine yönelik "karakter suikastı" yapıldığını birkaç kez ifade eden Beyrut'ta basın mensuplarının karşısına çıkarak, Japonya adaletini kastederek, "Ben adaletten kaçmadım, adaletsizlikten ve zulümden kaçtım" açıklamasında bulundu.

Renault-Nissan-Mitsubishi ortaklığının eski Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Carlos Ghosn, geçtiğimiz yıl kasım ayında Tokyo Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Ghosn’un maaşını milyonlarca dolar daha düşük beyan ederek vergi yasasını ihlal ettiği ve Japonya’da vergi kaçırdığı ortaya çıkmıştı.

13.8 milyon dolarlık kefaletle Tokyo’da ev hapsine alınan iş insanı, 28 Aralık günü, evinde bir parti düzenliyormuş gibi davranarak evindeki müzisyenlerle birlikte bir ses sistemi kutusunun içinde evden çıkmayı başarmıştı. Ghosn, Tokyo’da ev hapsindeyken geçen hafta içerisinde özel bir jetle Osaka’dan İstanbul’a kaçmıştı.

İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda başka bir jete binerek, Lübnan’a geçen Ghosn’un merakla beklenen basın toplantısı bugün düzenlendi.

Yoğun koruma personelinin de yer aldığı basın toplantısına katılan Ghosn, "Lübnanlı olmaktan gurur duyuyurum. Benim arkamda olan tek ülke Lübnan’dı. Eğer itiraf etmezsem benim ve ailemin peşine düşeceklerini söylediler. Ailemi ve kendimi korumak için kaçtım" dedi.

Ghosn, "Japonya'da 'kaç ya da öl' durumundaydım. Hal böyle olunca karar vermek çok zor olmuyor" ifadelerini kullandı. Eski CEO, Japonya'nın adalet sistemini eleştirerek, "insanlık dışı" ve "çağdışı" şeklinde niteledi. Ghosn, kaçmaktan başka şansının olmadığını söyledi. Ghosn, "Japon yargısı sebebiyle vahşi bir şekilde ailemden ve arkadaşlarımdan koparıldım. Kaçmak aldığım en zor karardı. Hakkımdaki iddialar asılsız ve tamamen yalan" ifadesini kullandı.

"17 yıl boyunca hizmet ettiğim bir ülkede, kendimi rehine gibi hissettim" diyen Ghosn, "Benden önce kimsenin başaramadığı bir şekilde şirketi hayata döndürmeyi başardım" ifadelerini kullandı.

Carlos Ghosn, kendisine yöneltilen tüm suçlamalara karşın masum olduğunu ileri sürerek, "Masumiyetimi kanıtlayabilirim. Japonya'yı adalet istediğim için terk ettim" dedi. Ghosn, "Adaleti Japonya'da bulamazsam başka yerde bulurum" dedi.

Carlos Ghosn, elinde masumiyetini kanıtlayabileceği belgeler olduğunu iddia etti.

Ghosn, cezaevinde geçirdiği 130 günü detaylı bir şekilde anlattı. Hücre dışında günde 30 dakika geçirebildiğini söyleyen eski CEO, iki haftada bir duş alabildiğini, ilaç tedavisi konusunda kısıtlamalar olduğunu ve günde sekiz saate kadar uzayan sorgulara maruz kaldığını ileri sürdü. Ghosn, hapishane görevlileri arasında İngilizce ve Fransızca bilmeyenler olduğunu ve anlaşmakta zorlandığını söyledi.

'BANA KOMPLO KURULDU'

"Tutuklandığım 2018 yılından bu yana Nissan günde 40 milyon dolar kaybetti" ifadelerini kullanan Ghosn şöyle devam etti:

"Haziran 2018 öncesi emekli olmaya hazırdım, ama maalesef Renault - Nissan bileşimi için devam etmeye yönelik teklifi kabul ettim... 'Komplo' 2017'nin ilk aylarında Nissan'ın performansının düşüşüyle başladı. Japonlar, Nissan'ın Fransız otomotiv devi Renault ile ortaklığından ve şirket yönetiminde söz sahibi olmasından rahatsızdı. Ortaklıkta taraflar birbirine güvenmiyordu. Japonya'daki bazı arkadaşlarım Nissan üzerinde Renault etkisinden kurtulmanın tek yolunun benden kurtulmak olduğunu düşündü.

Tüm bunlardan kazanan kim oldu? 2017'de ititfak bir numaralı otomotiv grubuydu. Üç şirket de büyüyor, kar ediyordu. Gruba Fiat Chrysler'ı katmaya hazırlanıyorduk, bunun için John Elkann ile müzakere ediyordum. Artık ittifak yok. İttifak kaçırılmayacak şeyi, Fiat Chrysler'ı kaçırdı. İnanılmaz şekilde Groupe PSA ile devam ettiler. Sanayinin hakim aktörü haline gelme fırsatını nasıl tepersiniz? Yanlış sayfayı çevirdiler, artık kar, büyüme, stratejik inisiyatif, teknoloji, ittifak kalmadı. Bugün gördüğümüz ittifak maskaralığından ibaret. 

Son 14 ayda bana çektirilen akla hayale sığmaz işkence, sayısı bir elin parmakları kadar olan vicdansız, kindar bireyin başını çektiği organize bir kampanyanın sonucu. Bunlar Nissan ve birlikte çalıştığı Latham & Watkins hukuk firmasındakiler, Tokyo savcılık bürosundan da destek aldılar. 

Komplo kuranlar arasında Nissan'dan Hiroto Saikawa, Hitoshi Kawaguchi, Masakazu Toyoda, Hari Nada var. 

Kötü muameleden sade savcılar değil, aynı zamanda hükümet yetkilileri, Nissan ve Latham & Watkins sorumlu. Hakkımda yalan enformasyon sızdırdılar ve bana yardımcı olabilecek doğru enformasyonu saklı tuttular. Dünyanın gözü önünde adımı temizleme hakkı tanınmadan baştan suçlu sayıldım.

17 yıl boyunca Japonya'da rol modeldim, birdenbire savcılar beni hissiz, açgözlü bir diktatör olarak sundu.

Savcı bana sürekli 'eğer itiraf etmezsen her şey senin için daha da kötü olacak' diyordu. 

Eşimle görüşmemi yasakladılar, gönderdiği mesajları camın ardından gösteriyorlardı. 

İtiraf etmezsem ailemin peşine düşeceklerini söylediler. 

Arkadaşlarım 'Sana komplo kurduklarını nasıl fark etmedin' diye sorduğunda onlara 1941'de Japon Hava Kuvvetleri'nin Amerikalılara sürpriz (Pearl Harbour) saldırısını hatırlattım.

Bu mahrumiyetin derinliğini ve ailem ve sevdiklerimle yeniden birleşebildiğim için duyduğum minnetin büyüklüğünü anlatacak söz bulamıyorum. 

Japonya'yı nasıl terk ettiğimi değil, neden terk ettiğimi anlatmak için buradayım. En temel insan haklarını ihlal eden sisteme ışık tutmak için buradayım. Adımı temize çıkarmak için buradayım. Suçlamalar doğru değil ve aslında hiç tutuklanmamam gerekiyordu.

Kaçmak hayatımda verdiğim en zor karardı, ama mahkumiyet oranı yüzde 99.4 olan bir sistemle karşı karşıyaydım, hatta yabancılar için bu oranın daha yüksek olduğunu sanıyorum.

Ya Japonya'da hapiste ölecektim ya da kaçacaktım.

Bu basın toplantısından bir gün önce eşim (Lübnan vatandaşı Carole Ghosn) için tutuklama kararı çıkardılar."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar