Bırakın artık 12 Eylül ve mahana (bahane) artık geride kalsın, yeni bir ‘yurttaşlık temsili’ biçimi yaratma zamanımız gelmedi mi?
Kenan Evren korumalığını yapan eski bir emniyet müdürüyle aynı masaya oturduk. 'Hiç suikast girişimi oldu mu?' diye sordum, 'Yok' dedi. Bir kurmaca romanda yaratılmış, yasal kekleriyle yaklaşan yaşlı bir teyze dışında, hiç kimse yok muydu?
Facianın üzerinden tam 42 sene geçtikten sonra, Türkiye’de iktidarda darbelere karşı politikaları, askeri vesayeti kalkan edinerek iktidara gelen ve iktidarını sürdüren Erdoğan var.
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı birimlerde çalışan sivil memurlar, 12 Eylül’de çıkarılan yönetmelikle getirilen saç, favori, bıyık ve kıyafet sınırlamasına karşı eylem başlattı.
Evren ve Şahinkaya hakkındaki davaların ölüm nedeniyle düşmesi ile malvarlıklarına el konulması ve TSK'den çıkarılarak rütbelerinin geri alınmasına yer olmadığına ilişkin karar onandı.
Hukukçu Turgut Kazan, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i 'Soyadı çok garip olan zat' diyerek hedef alan Erdoğan'a avukatının adının Ahmet Özel olduğunu hatırlattı.
1970'lerin sonuna Silopi ve İstanbul'dan Ermenistan'a, oradan Komünist Ermenistan'a, oradan da 1981'de Evren Türkiye'sine dönen bir Ermeni ailenin hikayesidir aktaracağım.
Hakan Kara: Türkiye’de bugün darbe yapılmamasının nedeni TSK’da demokratik kontrolün kurumsallaşması değil ordunun iç yapısının kaotik durumudur.
Sol siyaset ve sol basın olarak yaptığımız şey, HDP'nin 3. yol çizgisini bir iki kez konuşup, yazmak ama kurtarıcımızı Millet İttifakı olarak görüp daha çok onları yazıp, tartışmak.
Diyanet’in İslam Ansiklopedisi’nde Kenan Evren, ‘Sosyal demokrat görüşleriyle bilinirdi’ şeklinde anlatıldı. Ayrıca din derslerinin okullarda Evren döneminde zorunlulaştırıldığı vurgulandı.
“Geçmişle hesaplaşmadan, 12 Eylül tüm kurum ve kurallarıyla ortadan kaldırılmadan ülkemize demokrasi gelmez. Darbecilerle hesaplaşmayan bir toplum, darbe üstüne darbe yemeye mahkûmdur!”
Bu darbeyi sadece sayılara indirgemek zor. Çünkü bu sayıların ve tarihlerin içi acı, hüzün, sürgün, tutsaklık ve direnmelerle yoğrulmuş bir yığın insan hikayesiyle dolu...
Kenan Evren'den Abdullah Gül'e toplam 1816 'cumhurbaşkanına hakaret' davası açılırken, son 6 yılda bu sayı 38 bin 581'e yükseldi.
Sadece 3 ay kadar dayanabileceğini söyleyen Şeşen, 'Sokak çalgıcılığına başlayacağım, açlıktan ölelim mi' dedi.
Peker videolarını merakla bekler hale geldik. Her şey bir bir ortaya dökülürken iktidar olanlar sanki bu ülkede olmuyormuş gibi davranıyor.
19. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Komünist Enternasyonal 1919 yılında ilan olundu. Çin Komünist Partisi ise 1921 yılında, yani TKP’nin 1920 Eylül’ünde Baku’da kurulmasından 10 ay sonra...
Kenan Evren'in imzacıları 'vatan haini!' olarak tanımlamasının ardından Tatlıses 'Yahu ben toplu konut dilekçesi imzaladığımı sanıyordum' der ve sonra paşanın elini öperek barışır.
Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri, Erdoğan’ın elinde Meclis’i bypass etme aracına dönüştü. Evren, 1 kararname yayımlarken Erdoğan 71 kararname yayımladı.
'Ankara’daki çevrimiçi müzayedede, Kenan Evren’in 1997’de yapılmış, 48x60 cm yağlı boya tablosu 2 bin 500 liradan satışa konuldu.'
Son dönemde dediğimde herkes nedense hep son 18 yıllık AKP ve Erdoğan dönemini anlıyor, oysa ihbarcılık zihniyeti bu devletin ciddi bir politikası.
İşçi sınıfının ve köylünün, yani ezilenin bu kadar kalabalık olduğu bir ülkede hep sömürenden, hep kapitalizmden yana olan partilerin kazanması akıl işi midir, rasyonellik midir.
Onların dönüşünden 1 ay sonra babam da döndü. İstanbul'da, avukatlarla karşılandı çünkü bilmiyordu tutuklanıp tutuklanmayacağını.
Kenan Evren'in Kur'an-ı Kerim'i elinde sallayarak ayetlerden örnek vermesi ve Turgut Özal'ın başbakan yapılması Türkiye'de 2 önemli olayın başlangıcıydı.
Bugünün gençleri, çoğunlukla 12 Eylül’ü, ülke düzeyinde can güvenliğinin kalmadığı kötü gidişe askerlerin son verdiği gün olarak olarak biliyor. Gerçek bu kadar basit miydi?
1955: İstanbul-İzmir’de 6-7 Eylül pogromları, 1973: Şili’de 11 Eylül darbesi, 1980: Türkiye’de 12 Eylül darbesi, 1984: Yılmaz Güney’in erken yaşta sonsuzluğa göçü,…
'17 Aralık’ta derin devlet yolsuzluk batağına düşen AKP’yi yakaladı.'
Kürtler, Kenan Evren’e dikemedikleri som altın heykeli Erdoğan için Diyarbakır’ın meydanlarından birine kondurabilirler.
Kırmızıgül, haber sunucularına uyaran RTÜK Başkanına ilişkin şu soruyu sordu: Bu Orgeneral mi? Koramiral mi?
Bunu Ayşe Nur’a iletip Mamak ile ilgili bir kitap yayımlamak istediğimi söyleyince, 'Niye yapıyorsun bunu, ‘onlar’ bizi sevmez' dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.