Demirtaş, delikanlılık çağına en yakın yerde bulunuyor. Ayrıca hapisteyim diye de ağlayıp, gözyaşı dökmüyor. Bu bakımdan da 'delikanlılık' unvanını fazlasıyla hak ediyor.
Sandık taşıma uygulamasının HDP'ye oy verecek seçmenler dışında kimseye bir zararı dokunması mümkün görünmüyor. Haliyle demokrasi açısından 'sıkıntılı' bir durum söz konusu değil.
Bildiğimiz şey ülkemizin değeri her geçen gün artıyor. Sadece taşınmaz varlıklar bakımından değil bu durum. Dışarıdan gelen başka şeyler açısından da söz konusu...
'Vidanjör Medya' İnce'nin ziyaretinden pelesenk olmuş manşetler çıkartamadı. 'Terör destekçisi', 'terörist sever' falan gibi orta zekalı başlıklar kullanılamadı. Barutları bitti.
Erdoğan AKP Genel Başkanı olarak daha iyi konuşmalar yapamıyor gibi bir görüş birliği oluşuyor sanki.
Hünerleri saymakla bitmeyecek kadar çoktu. Karikatürist, tiyatro ve sinema oyuncusu, tiyatro yönetmeni, mizah yazarı gibi ünvanları vardı. Ama bunları hiç üstlenmez 'Ben Altan' der geçerdi.
Dersler dışında onu her zaman odasında bulabilirdiniz. Randevuya da gerek yoktu. Derdi olanlar erken gelip ‘kahve saatlerinde’ kendini Oğuz Hoca'nın hekimliğine emanet edebilirlerdi.
İçinde bulunduğumuz zorlu günler için, geride bıraktığımız mücadele dolu yıllara bakmalıyız. Sömürü olduğu sürece sömürüye karşı mücadele de sürecektir. Şimdi hem sömürü var, hem de savaş.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın komünistleri hedef haline getiren 'O komünist, o vatan haini terörist gençler' sözlerini komik bulduğunu söyleyen Yazar Ahmet Ümit, 'Hala korkuyorlar' dedi.
Bugün inekler için verilen özgürlük mücadelesi yarın öbür gün -inşallah- insanlara kadar uzanabilir!
Melike'nin ordudan uzaklaştırılmasına neden olan kumpas davaları yaşanırken 'hükümet yanlısı' saflarda bulunanlar davanın 'haklılığı', kurbanların da 'suçluluğu' üzerinden haberler yaptılar.
Her 8 Mart'ta kadınlar bu toplumun en ileri kitlesel itiraz gücü olduğunu gösteriyorlar. Bu kadın gücü olduğu sürece, fetvacılar, sahtekarlar asla düşledikleri yere varamayacaklardır.
Türkiye'nin bağımsız yerli ve milli yargı sistemi içinde hukuk mücadelesi verdirmiyorlar. Devreye doğrudan girip, ülkenin en üst yöneticileriyle görüşerek meselelerini hallediyorlar.
Hastaların ve yakınlarının doktorlara saldırılarıyla toplumsal gelişmemişlik arasında doğru orantı vardır. Hatta ağır vakalarda, ağır cehaletten söz edilebilir.
Medya gönüllü olarak silah altına aldırdı kendini. Haber merkezleri sahadan haber almak yerine başkentten talimat almaya daha özenli davranıyorlar.
Şimdi Afrin'e yönelik başlatılan askeri harekatın daha ilk gününden Milli Mücadele olarak takdim edilmesinin arkasında, muhalefetin tamamen susturulmasının planlandığı apaçık görülmektedir.
Ben de Aydın Ağabey gibi yeniden dünyaya gelmek istemem. Ama mecbursun tekrar gelip yaşayacaksın denilirse o zaman oturup anlatırım: Asla Türkiye'de dünyaya gelmek istemem.
Hukuk alanında istiyorlar ki, her şey beklentileri doğrultusunda gelişsin, uygulansın, hiçbir şekilde kırmızı çizgilerin dışına çıkılmasın. Ancak kırmızı çizgiler sürekli olarak değişiyor.
Ve sadece Türkiye'nin değil Ortadoğu'nun, Avrupa'nın, Asya'nın son zamanlarda Afrika'nın da en dikkat çeken lideri olarak kabul edilen Sayın Tayyip Erdoğan'ın pek çok özelliğini göremiyoruz.
Ona en çok sorulan soru elbette alkollü içkiler arasında hangisini tercih ettiğidir. Her sorunun değişmeyen cevabı yine Aydın Boysan’ın nüktedanlığına denk düşer.
Bu ülkede basın özgürlüğü artık 1947 yılının Zincirli Hürriyet koşullarının ilerisinde değildir... En ufak bir denge bozukluğunda büyük Silivri uçurumuna yuvarlanmanız işten bile değildir.
2000'li yılların yerlerde sürünen mesleğimizin eskiden nasıl yapıldığını okuyup anlamak için Ali Sirmen'in 'Eski bir Cumhuriyet İçin' isimli kitabı büyük bir görevi yerine getiriyor.
Eflatun Nuri Ulusal Karikatür Yarışması ödülleri dağıtıldı. Yarışmanın teması ifade ve basın özgürlüğüydü! İzmir bu yarışma ile değerli sanatçıya karşı bir vefa abidesi dikmiş oluyor.
Her şeyi 'tek adamın' sırtına yüklemek yerli ve milli olamaz. Ülkenin başına çoraplar ören Zarrab için bin ön alma harekatı lazımdır! Reza batarsa, sizlerin çıkması mümkün olmayabilir...
Görecek günler var daha... Her banka merkez ve şubelerinde birer imam istihdam edecek. Banka imamlarının maaşları o bankada görev yapan üst düzey yöneticilerin maaşlarından az olmayacak.
Hem cennet için Malta'ya gitmeye gerek de yok. Bizim güzel ülkemizin her köşesi kendiliğinden cennettir!
Aralarında bir liderlik kavgası çıktı mı, bütün sürü çember olup iştah kabartan hırıltılarla sonucu beklerler. Alta düşüp de kalkacak mecali kalmayan tüy ve kemik yığını haline gelir.
Son yıllarında onu evinde en fazla ziyaret edenlerin her halde başında geliyordum. Hem evlerimiz birbirine yakındı, hem de kafalarımız. O ustamızdı...
Terzi Fikri'nin 1979 Ekim'den 1980 Temmuz'una kadar sadece 8 ayda yaptıkları o kadar derin izler bıraktı ki, aradan 40 yıl geçmesine karşın unutulmuyor, örnek alınıyor ve yaşatılıyor.
Açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça dosyalarını ne zaman incelemeye alacaksınız?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.