Melis Alphan
15 yıllık şiddet ve eziyete 580 TL nafaka
Nergis, 52 yaşında; Bursa doğumlu. Annesi ve babası işçiydi. Ortaokulda eğitim hayatı bitti.
20 yaşındayken, Yavuz ile tanışıp 3 ay gibi kısa bir sürede evlendi. Yavuz öğretmenlik okuyor, bir yandan da otelde çalışıyordu; "Otelden iyi para kazanırım" diyerek okulu bıraktı.
Yavuz, evlendikleri andan itibaren, Nergis’in çalışmasına, evden çıkmasına, hatta balkonda oturmasına bile izin vermedi. Nergis çarşıya alışverişe gidemiyordu; sadece Yavuz’la dışarı çıkabiliyordu.
Nergis, ilk çocuğunun doğumundan kısa süre önce bir akşam Yavuz evde yokken, annesiyle beraber yengesine oturmaya gitti. Yarım saat geçmeden Yavuz geldi ve Nergis’i alıp eve götürdü. Evde kemeriyle Nergis’e şiddet uyguladı. Kadının yüzü kan içinde kaldı. Doğuma iki gün kala ise Nergis sancılar yüzünden yatakta dönerken Yavuz sinirlendi, kadının yüzüne yumruk attı; yorgan kan içinde kaldı.
Bir kız çocukları oldu. Yavuz çocuğu erkek değil diye istemedi. Eşyalarını toplayıp evi terk etti. Nergis’in üzüntüden sütü kesildi, kızını hiç emziremedi. Yavuz sonra eve döndü ama çocuğu hiç sevmedi. Bebek bir gün beşikten düşünce Nergis yetişti. Yavuz’a çocuğu neden tutmadığını sorduğunda "Ölsün diye tutmadım" cevabını aldı.
Yavuz askere gidip geldikten sonra, sınava girdiğini ve öğretmen olarak Bitlis’in bir köyüne tayininin çıktığını söyledi. Nergis artık şiddete dayanamıyor, boşanmak istiyordu ama babası katiyen istemiyor, "Bizde boşanma yok!" diyordu.
Bitlis’e gittiler. Yavuz taşındıkları hiçbir eve telefon bağlatmıyordu. Nergis’i annesini araması için PTT’ye de götürmüyordu. Nergis’in 5-6 ay ailesiyle konuşmadığı oldu. Yavuz kızına da şiddet uyguluyordu.
Yavuz’un "Erkek çocuk istiyorum" ısrarıyla Nergis yeniden hamile kaldı.
Yine bir kız çocukları oldu. Ama Yavuz bu çocuğu kendisine benzetti ve Nergis’e "Diğeri senin kızın. Bu benim kızım olacak" dedi.
Şiddet giderek arttı. Yavuz Nergis’in sırtında sürekli tahta sopa kırıyordu; kadının sırtı mosmordu.
Çocukları arasında şiddeti teşvik ediyordu
Bitlis’in ardından 5 yıl Afyon’da yaşadıktan sonra Bursa’nın bir köyüne taşındılar. Nergis o dönemi şöyle anlatıyor: "Yavuz okulda müdür oldu. Bana sürekli ‘Seninle değil, çalışan bir kadınla evlenmeliydim. Sen cahilsin, ortaokulu bile bitirmedin, ben üniversite mezunuyum, senin kişiliğin yok’ deyip duruyordu."
Yavuz küçük kızı ablasına karşı kışkırtmaya başlamıştı. Küçük kıza "Ablana vur" diyordu, o vurunca ablası da ona vuruyordu; Yavuz sonra, küçük kızına vurduğu için büyük kızına şiddet uyguluyordu.
O dönem Yavuz kendine bir tüfek aldı ve sürekli ava gitmeye başladı. Nergis’i ölümle tehdit ettiği günlerden birinde, Nergis koltukta çocuklarla otururken tüfeği ona doğrulttu.
Ertesi gün yine boğazına yapıştı; üst komşu sesleri duyup jandarma çağırdı.
Jandarma geldi, Nergis şikâyetçi olduğunu söyledi. Ertesi gün Nergis, kızı ve üst komşu savcılıkta ifade verdiler. Yavuz’a dava açıldı, uzaklaştırma kararı çıkarıldı.
2003’te boşandıklarında Nergis ile çocukların aldığı nafaka toplam 330 TL idi.
Yavuz bu nafakayı hiçbir zaman ödemedi. Nergis nafakayı yıllarca her seferinde icrayla aldı.
‘Bu nafaka neye yeter? Kızlarımı okutmak için 9 yıl temizliğe gittim’
Nergis boşandıktan sonra çok iş aradı ama bulamadı. Fabrikaya başvurdu, almadılar, "40 yaşındasın, biz genç arıyoruz" dediler. Bir arkadaşı "Ev temizliğine git, yorucudur ama parası iyidir" deyince evlere temizliğe gitmeye başladı.
Yavuz bu sefer, işe gitmek için 10 yaşındaki kızını evde bıraktığını söyleyip Nergis’e velayet davası açtı. Nergis o ara bunalıma girdi, psikiyatra gitmeye başladı, işi bıraktı. Yavuz davayı kaybedince Nergis yeniden işe başladı; ev temizledi, hasta baktı. Babası boşandığı için onu istemeyince ayrı ev tutmak zorunda kaldı. Ama kızlarını okutmaya kararlıydı, akıllı çocuklardı. Nergis onlar okuyup onun durumuna düşmesinler istedi. Büyük kızı Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun oldu; küçük kızı Hacettepe Üniversitesi’nde okuyor.
Çocuklarına bırakmamak için malvarlığını yeni eşinin üzerine yapan ve 7 bin TL geliri olan Yavuz bugün Nergis’e 580 TL, küçük kızına ise 350 TL nafaka ödemekle yükümlü.
Kadınların 3 kuruşluk nafakalarına göz dikilen şu günlerde, gelin biz Nergis’e kulak verelim:
"Tamam, kadın çalışsın kazansın. Zaten kadınlar bu cüzi nafakalarla ne çocuk okutabilir ne de hayatını idame ettirebilir. Ama eğitimim yok. Kocam 15 yıl boyunca ‘Evde oturacaksın, ben kadını çalıştırmam’ diyerek yalnız başıma çarşıya bile gitmeme izin vermemiş; 40 yaşıma kadar tecrübem sıfır. Ne biliyorum ben? Temizlik biliyorum. Ancak temizliğe gidebilirim. 9 yıl temizliğe gittim çocuklarımı okutmak için. Ama artık temizliğe de gidemiyorum. Şu anda boyun fıtığım var, belim sakat ve doktor bacağıma protez takılması gerektiğini söylüyor. Bu sakatlıklarda, o adamdan gördüğüm şiddetin de payı var."