Ahmet Nesin
17-25 Aralık ve Yasin el Kadı 4 kez Türkiye’ye kaçak geldi mi?
17-25 Aralık olayında halka yapılan açıklamalarda esasında bir yanlış var ama nedense bunu açıklamak kimsenin işine gelmiyor. Daha doğrusu iktidarın ve Erdoğan’ın işine gelmiyor, muhalefet de büyük olasılıkla ayırımında değil ve farkına varmıyor. Belki nedenini okuduğunuzda içinizden "Çok mu önemli Ahmet Nesin" diye geçirebilirsiniz ama bence önemli.
17-25 Aralık rüşvet olayı bir bütün olarak yansıtılsa da esasında 2 ayrı konu yada dava. Olayın arka arkaya yansıtılmasından dolayı 17-25 Aralık diye geçmesi onu bir bütün yapmıyor. En net şu şekilde ifade edebilirim, 17 Aralık olayı 4 bakanın rüşvet olayıdır, ancak 25 Aralık olayıysa sadece Erdoğan’ı ve ailesini ilgilendiren bir olaydır. Bu ayırımı neden önemsiyorum, sizin de düşünebileceğiniz gibi çok mu önemli, evet önemli, çünkü 17 Aralık’tan dolayı 4 bakan Yüce Divan’a gönderilmeyince sanki otomatikman 25 Aralık’ta ortaya çıkan Erdoğan ailesinin yolsuzluğu da temizlenmiş zannediliyor. Oysa ileride açılacak dava tek olmayacak, 2 ayrı dava olacak.
Gelelim Yasin el Kadı olayına. Yasin el Kadı Suudi Arabistanlı bir işadamı. En önemli olayı Usame bin Ladin ile ilişkisi ve 11 Eylül’de ABD’de ikiz kulelerin bombalanmasıyla ilişkilendirilmesi ve ABD tarafından "Özel Olarak Belirlenmiş Küresel Terörist" diye adlandırılması. El Kadı bu davadan beraat etti ve 2008 yılında Avrupa Birliği’nden, 2012 yılında da Türkiye tarafından terörist listesinden çıkartıldı.
Sevgili Can Dündar Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınladığı yazı dizisinde Yasin el Kadı için "25 Aralık polis fezlekesine göre Erdoğan, El Kadı ile Türkiye’de (saptanabilen) 12 görüşme yaptı. Yüz yüze gerçekleşen bu 12 görüşmenin 7’si, El Kadı’nın yasaklı olduğu dönemde gerçekleşti (…) Erdoğan, El Kadı’yı, ülkeye giriş yasağı olduğu dönemde yasadışı yollarla Türkiye’ye sokmuştu." diye yazmış.
Peki Erdoğan o dönem Türkiye’ye girişi yasak olan bu kişiyi nasıl tanımlıyor, o da "Türkiye’ye önemli yatırımlar yapacak Suudi işadamı" diyor kendisi için. El Kadı ayrıca MİT müsteşarı Hakan Fidan ile de bir görüşme yapıyor, önemli işadamı MİT müsteşarıyla ne görüşür, umarım bigün bunu mahkeme kayıtlarında okuruz ifadesinden. Hakan Fidan’ın Yasin el Kadı ile yaptığı söylenen görüşmenin tarihi emniyet kayıtlarına göre 14 Nisan 2012 ve Haliç Kongre Merkezi’nde yapılıyor. O tarihte el Kadı hâlâ terörist uygulamasında ve Türkiye’ye girişi yasak. Peki bu yasak ne zaman kalkıyor, 11 Ekim 2012 tarihinde bakanlar kurulu karar alıyor ve 19 Ekim 2012 tarihinde de Resmî Gazete’de yayımlanıyor.
Emniyetin bilgilerine göre Yasin el Kadı, Bilal Erdoğan’la birlikte gayri resmi ortağı olduğu Boshporus360, Al Baraka Türk ve BİM gibi şirketlerin yönetim toplantılarına katıldı. Milyarlarca dolar değerindeki servetin sahibi bu şirketlere, oğlu Muaz Kadıoğlu ile birlikte gayri resmi ortak olan Yasin el Kadı’nın yasadışı Türkiye ziyaretlerinde, Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ve Erdoğan’ın yakın çevresiyle sık sık görüşmeler yaptığı öğrenildi.
Yine emniyete göre Yasin el Kadı "Yasin El Kadı’nın soruşturmanın başladığı tarih olan Şubat 2012’den, BM terör listesinden çıkarıldığı 05 Ekim 2012 tarihine kadarki yaklaşık 8 aylık süre içerisinde 4 kez yasadışı yollardan Türkiye’ye geldiği" belirlendi. Yasin el Kadı, bu süreçte Türkiye’de çeşitli illegal ticari faaliyetler için toplantılar yaptı. Kadı’nın görüştüğü isimlerin başında, Başbakan Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan, BİM ve AL Baraka Türk’ün ortaklarından M. Latif Topbaş, Başbakan’ın danışmanı Hasan Doğan da bulunuyor. Yasin El Kadı’yı karşılama işlemlerini ise Başbakanlık koruması İbrahim Yıldız isimli polis memuru yaptı.
17-25 Aralık yazıları da biraz sürecek, o yüzden yazının devamını fotoğraflarla geçeceğim, ilk yazılarda 25 Aralık ve Erdoğan ailesini anlatacağım, devamında 17 Aralık ve 4 bakan gelecek gündeme. Bu yazıyla bağlantılı bikaç fotoğrafı aşağıda sunuyorum:
Yasin El Kadı ile oğlu Muaz Kadıoğlu’nu taşıyan TC-ICH ibareli uçak 14.06.2012 günü 17.05 sıralarında Sabiha Gökçen Havalimanı’na indi ve VIP binasına yanaştı. Başbakan Erdoğan o dönem dünyanın ve Türkiye’nin terörist addettiği kişiyi gayrı resmî yollardan ama resmî bir şekilde misafir ediyor.