Eser Karakaş
2023 bütçesinin anlamsızlığı
2016 senesinde hukuksuz ve ahlaksız bir KHK ile (675) üniversiteden, kamu hizmetinden uzaklaştırılmadan “Bütçe ve Mali” anabilim dalında doçent ve profesör oldum, başka bir ifade ile de devlet bütçesi konusu benim akademik alanımdır.
Biraz da bu nedenden her sene bütçenin TBMM’ye geldiği günlerde birileri beni arar ve TBMM’de görüşmeleri başlayan bütçe hakkında sorular sorarlar.
Bütçe kavramı kamu kesiminin mali planlamasıdır; seçmenin temsilcileri (TBMM) aracılığıyla yürütme erkine kamu hizmeti siparişi vermesidir.
Bütçe demokrasiler için de çok önemli bir kurumdur, bir yasadır özünde ama TBMM’de reddedildiği zaman geleneksel olarak hükümetin düştüğü yegane yasa tasarısıdır.
Rahmetli Süleyman Demirel “bütçe hakkı” için demokrasilerin en muhteşem kavramı ve kurumu derdi.
Yukarıda belirttiğim gibi bütçe kurumu özünde devletin mali planlamasıdır ve bütçenin de etkinliği, başka faktörlerin yanı sıra, planlanan hedeflere uyulduğu ölçüdedir.
Bütçenin TBMM’ye sunulduğu günlerde eskiden Maliye Bakanlığı, şimdi Saray’da yerleşik Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı “Bütçe Gerekçesini” yayınlar ve ilgililere dağıtır.
“Bütçe gerekçesi” çok önemli bir belgedir, 31 Aralık’ta kanunlaşacak bütçenin özetidir bir anlamdır.
İktisatçılar, maliyeciler “Bütçe gerekçesi” üzerinden analizlerini yaparlar; bu belge yeni ucube yönetim biçimi sonrası Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanıyor, doğrusu, bir demokraside bu belgenin Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanmasıdır.
Yukarıda her sene devletin mali planlaması olarak tanımlanan bütçe üzerine sorularla karşılaştığımı belirtmiş idim; emin olun, bizim bütçeler üzerine yorum yapmak bir iktisatçının başına gelebilecek en zor iştir.
1970’lerden beri ancak çok kısa bir süre normalleşebilen fiyat artışları bütçe büyüklüklerini, ödenekleri kanunlaştığı yılbaşından çok değil, bir iki ay sonra çok büyük ölçüde analiz edilemez hale getiriyor.
Ödenekler (kanun) kısa sürede anlamsızlaştığı için de bütçenin devletin mali planlama belgesi olduğu keyfiyeti anlamsızlaşıyor.
2022 bütçesi TBMM’den geçtikten çok değil beş ay sonra yüksek enflasyon oranları nedeniyle anlamsızlaşmış ve bütçenin ilk büyüklüğüne yaklaşık eşit bir ek bütçenin TBMM’den geçirilmesi zorunlu olmuştu.
Kimsenin hakkını yemeyelim, bu durum yeni bir durum da değil, 70’lerden günümüze 2004-2010 arasını belki dışarıda tutabiliriz, bütçenin başlangıç ödenekleri ile gerçekleşen bütçe büyüklükleri arasında daima büyük farklar oluştu ve bu farklar ek ödenek talepleri ile kapatıldı.
Bu sürecin nasıl enflasyonist baskılara neden olduğunu anlatmaya gerek yok muhtemelen.
Durum böyle olunca da başlangıç ödenekleri üzerinden yapılacak yorumlar tümüyle anlamsızlaşıyor, bütçe hakkı bile büyük ölçüde tırpanlanmış oluyor.
Bu büyüklüklerin kısa süre sonra anlamsızlaşacağını bile bile temel verileri size sunuyorum:
Gider bütçesi (Hazine yardımı da var) 4.47 trilyon TL, gelir bütçesi ise 4.25 trilyon TL.
Bütçe açığı 660 milyar TL, faiz dışı açık 94 milyar TL.
Bütçe gerekçesinden GSYH deflatörünün yüzde 32.3 olarak saptandığını görüyoruz; deflatör uygulaması demek milli muhasebe hesaplarından fiyat artışlarının etkilerinin ayıklanması demek, deflatör enflasyon oranından çok fazla sapmamalı, aksi durumda anlamsızlaşıyor.
2023 bütçesi 2023 TÜFE hedefini de yüzde 24.9 olarak tahmin etmiş, böylece yukarıda ifade ettiğim bütçe büyüklüklerinin anlamsızlaştığı gerçeğini herkes görebilecek.
2023’de bütçe açığı da, faiz dışı bütçe açığı da, gider bütçesi de, gelir bütçesi de bu büyüklükleri çok aşacaklar.
Siz siz olun bu büyüklükler üzerinden ciddi makroekonomik tahminlerde bulunmayın yani.