2023 sonu işgücü istatistikleri gözlemleri

İşgücüne dahil olmayan nüfus 30.7 milyon, bu insanlar ne çalışıyorlar ne de iş arıyorlar, çok yüksek bir sayı bu, burada kanımca işgücü istatistikleri çalışanlar sosyologları bu durumu izah etmek için yardıma çağırmak zorundalar.

TÜİK işgücü göstergelerini yayınladığı gün ilgili kişi ve kurumlar işsizlik oranına ve geniş tanımlı işsizlik oranına kilitleniyorlar, haklılar tabii ama işgücü istatistikleri işsizlik oranından çok daha fazla şeyler söylüyor Türkiye’ye ilişkin.

Türkiye nüfusunun 85 milyon dolayında olduğunu biliyoruz, bu nüfusun 2023 senesi 4. çeyrek itibariyle 65.6 milyonu 15 yaş ve daha yukarı yaşlarda nüfus.

İşgücü ise (istihdam edilenler artı iş arayan işsizler) 34.9 milyon.

İşsiz sayısı ise 3.07 milyon, böylece işsizlik oranı %8.8 çıkıyor, işsizlik oranı işsiz sayısının işgücüne bölünmesi ile hesaplanıyor, 3.07 milyon bölü 34.9 milyon.

Toplam istihdam da 31.9 milyon, bu sayıya işsizleri (3.07 milyon) eklediğinizde işgücünü (34.9 milyon) buluyorsunuz

Geçen senenin (2022) Aralık ayında işsiz sayısı 3.53 milyon imiş, bir sene sonranın aynı ayında (2023 Aralık) işsiz sayısı 3.07 milyona inmiş, işsizlik sayısında bu düşüş Mayıs 2023 seçim sonuçları hakkında küçük ve kısmi bir fikir verebilir belki.

Daha önce de bu görüşümü yazdım bu köşede, Erdoğan 2021 sonbaharında Merkez Bankası politika faizini 8.5’a indirirken kanımca asla “faiz neden enflasyon sonuçtur”, “Nas var, ne yapabiliriz” gibi görüşlere zerre kadar gerçekten itibar etmedi, enflasyon zaten yüksek iken faizi 8.5’a indirerek enflasyonu füze gibi fırlattı ama iktisada giriş kitaplarından bilinen “Phillips eğrisini” kısa vadede çalıştırdı, yüksek enflasyon pahasına istihdam elde etti, en azından dünyanın en kötü yönetilen üç, dört ülkesinden biri iken Türkiye’de işsizlik oranının iki haneye çıkmasına engel oldu.

Şunu da bilelim, iktisatta kısa vade öyle bir hafta, bir ay değil, yaklaşık bir sene, ek kurumsal desteklerle kısa vade daha da ilerletilebiliyor.

Erdoğan Nas diyerek milleti işletti, bir taşla iki kuş vurdu, hem yüksek enflasyon pahasına seçimlere nispeten azalan bir işsizlik oranı ile girdi hem de Nas söylemi ile dindarların enflasyona tepkisini çok azalttı.

Yine gelelim işgücü göstergelerine.

İşgücüne dahil olmayan nüfus 30.7 milyon, bu insanlar ne çalışıyorlar ne de iş arıyorlar, çok yüksek bir sayı bu, burada kanımca işgücü istatistikleri çalışanlar sosyologları bu durumu izah etmek için yardıma çağırmak zorundalar, bu sayıdan hareketle işgücüne katılım oranı yüzde 53.2 çıkıyor, OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra en düşük oran.

İstihdam oranı %48.6, 65.6 milyon olan 15 yaş ve yukarı nüfusun sadece 31.8 milyonu çalışıyor, başka bir ifade ile de 85 milyon nüfusun sadece 31.8 milyonu bir şeyler üretiyorlar, çok düşük bir oran bu, böyle bir istihdam yapısı ve mevcut ortalama verimlilik düzeyi ile Türkiye’de kişi başına gelirin 20 bin dolara çıkabilmesi çok zor, adeta imkansız.

İşgücüne dahil olmayan 30.7 milyon kişinin 9.4 milyonu erkek, 21.3 milyonu kadın nüfus.

Ülkemizde 15 yaş ve yukarı nüfus içinde 33.1 milyon kadın var, bu kadınların 10.5 milyonu çalışıyor, işsiz (iş arayan) kadın sayısı 1.4 milyon, 21.3 milyonu işgücüne bile dahil değil.

15 yaş ve yukarı bu işgücüne dahil olmayan yani ne çalışan ne de iş arayan 21.3 milyon kadının gündelik yaşamlarında ne yaptıkları da yine sosyolojinin ilgi alanına giriyor herhalde.

Erkeklerde işsizlik oranı %7.2 iken, kadınlarda %11.8 ama bu oranın hesaplanmasında sadece iş arayan kadınlar var, işgücüne dahil olmayan kadınsayısı (21.3 milyon) ve bu oran içinde yoklar.

Türkiye genelinde işgücüne katılım oranı yüzde 53.2 ve bu oran seneler içinde pek artmıyor, yirmi sene önce de yüzde 50 dolayında idi, çok küçük bir kıpırdanma var sadece.

İşgücü istatistikleri kanımca sadece iktisadi performansı değil ülkenin sosyolojik yapısını da yansıtıyor.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi