23 Nisan ve çocuk istatistikleri

Enflasyon, işsizlik, büyüme oranı gibi açıklamaları çok tartışılan TÜİK 20 Nisan günü 2021 senesine ilişkin çocuk istatistiklerini de yayınladı.

Çocuk istatistikleri konusu ilk bakışta nüfus istatistikleri gibi daha siyaset dışı olması gereken bir konu gibi gözüküyor ama yine de durum tam da öyle değil sanki.

İstatistikler 0-17 yaş grubu nüfusu çocuk olarak tanımlıyor ve bu tanım çerçevesinde Türkiye nüfusunun yüzde 26.9’unun çocuklardan oluştuğu anlaşılıyor.

Bu oran 1970 senesinde yüzde 48.5 imiş, anlaşılan Türkiye nüfusu da başka ülkelerde olduğu gibi yaşlanıyor.

Projeksiyonlar çocuk nüfusun 2080 senesinde de yüzde 19’a düşeceğini gösteriyor.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerle mukayese edildiğinde Türkiye çocuk nüfusun toplam nüfus içindeki payının en yüksek olduğu ülke, AB ortalaması yüzde 18 dolayında.

Türkiye’de çocuk nüfusun en yüksek olduğu il Şanlı Urfa (yüzde 45), en düşük olduğu il ise Tunceli (yüzde 17).

Şimdi gelelim biraz daha sıkıntılı konulara.

Beş yaşındaki çocukların net okullaşma oranı yüzde 56.9.

Çalışmalar eğitim-öğretim süreçlerinin en yüksek pozitif dışsallık ürettiği yaş grubunun okul öncesi eğitim-öğretim dönemi olduğunu söylerken bizdeki yüzde 56.9 oranı çok düşük.

Ancak, bu oran 2019-20 öğretim yılında yüzde 71 iken 2020-21 döneminde yüzde 56.9’a düşmüş, muhtemelen bu düşüşün nedeni pandemidir.

Türkiye önümüzdeki yıllarda okul öncesi okullaşma oranını laik devlet ilkesi çerçevesinde yüzde yüze yaklaştırmak zorunda, bu oranı yakalayan, yaklaşan ülkeler eğitimde büyük başarıların altına imza atıyorlar.

TÜİK istatistikleri resmi kız çocuk (16, 17 yaş) evliliklerinin azaldığını ve 2002 senesinde yüzde 7.3 olan bu oranın 2021 senesinde yüzde 2.3’e düştüğünü gösteriyor.

Bu konuda kanımca iki sorun var.

Birincisi, 16 yaşındaki kız çocukları için yüzde 2.3 oranında resmi evliliklerin bile çok yüksek bir oran olduğu.

Ancak, esas sorun kanımca aynı yaşlardaki (16 ve 17) kız çocuklarının yüzde kaçının resmi nikah olmaksızın evlilik yaşamı sürdürdüğü meselesi.

TÜİK’te bu konuda bir bilgi yok; ancak, işgücü istatistiklerinde kayıtdışı işgücüne ilişkin büyüklükleri açıklayan TÜİK aslında bu konuda da bir çalışma yapabilir, mutlaka bir yöntemi vardır ve böylece çok önemli bir durumu bilgimize sunabilir.

Gündeme getirmek istediğim son konu yaş grubu 15-17 olan çocuklarda işgücüne katılma oranı yüzde 16.4.

Bu oran 15-17 yaş grubundaki çocuklarımızın yüzde 16.4’ünün işgücü piyasalarında çalıştığını ya da iş aradığını söylüyor ve kanımca bu oran çok yüksek çünkü bu yaş grubundaki çocukların tümünün eksiksiz olarak okullarda olması gerekiyor.

TÜİK çocuklara yönelik bu haber bültenin 23 Nisan’ın yıldönümü için çıkarıldığını açıklamış, bu da hoş bir durum.

Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi bu bültende çok sayıda önemli veri eksik, mesela her yüz bin sağlıklı doğum sonrası 0-5 yaş grubundaki çocuk ölümlerini göremiyoruz ama bu istatistik mukayeseli gelişmişlik çalışmalarında çok temel bir istatistik.

Çocukların 23 Nisan bayramını ben de kutluyor, özgür, güvenli ve zengin bir ülkede sağlıklı bir ömür diliyorum hepsine.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi