Ayşegül Karakülhancı
58. Münih Güvenlik Konferansı'na büyüyen savaş korkusu ve tehditler damga vurdu
Münih Güvenlik Konferansı (MSC), 1963'ten beri her Şubat ayında Münih'te düzenlenen, politikacıların, askeri ve ticari temsilcilerin, sivil toplum kuruluşlarının ve güvenlikle ilgili konularda uzmanların diplomatik ve protokol gereklilikleri dışında görüşmelerde bulunduğu uluslararası bir konferans olarak düzenleniyor. Aynı zamanda güncel dış, güvenlik ve savunma politikası konularının tartışıldığı bu alanda dünyanın en büyük konferansı olma özelliğini de taşır. 14 yıldır Wolfgang Ischinger tarafından organize edilen ve Ischinger’in başkanlığını yaptığı konferansın bu yıl 58’ncisi yine Münih’te Hotel Bayerischer Hof'ta düzenlendi. Konferansa Rusya-Ukrayna krizi damgasını vurdu. Konferansa önceden katılacağı bildirilen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov randevusunu iptal etti. 30 yıldan sonra ilk defa bir Rus heyeti konferansta bulunmazken tartışmaların ve konuşmaların merkezinde Rusya vardı.
Yaklaşık 30 ülkenin başkanları veya başbakanları ve 100 bakan katıldı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski konferansta hazır bulundu. Konferansın açılışını Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres yaptı.
GUTERRES SAHEL BÖLGESİNDEKİ İSLAMCI RADİKAL GRUPLARA DİKKAT ÇEKTİ
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres açılış konuşmasında Sahel bölgesinde İslamcı terörist gruplara karşı devam eden mücadelenin ancak daha güçlü birliklerle kazanılabileceğini belirtti. "Güçlü birlikler gerekiyor" diyen BM Genel Sekreteri "barışı zorlamaya ve terörle mücadeleye ihtiyaç var" dedi.
Münih'te uzun zamandan beri iklim değişikliğiyle mücadelenin ne kadar önemli olduğunun ve iklim politikasının aynı zamanda bir güvenlik politikası olduğunun anlaşılması gerektiği ifade ediliyor. Ancak Guterres bu konudaki gelişmelerden memnun olmadığını ifade ederek "İklim değişikliği söz konusu olduğunda, şu anda yarışı kazanmıyoruz, kaybediyoruz" diyerek uyarıda bulundu.
ALMANYA DIŞİŞLERİ BAKANI ANNALENA BAERBOCK: UKRAYNA KRİZİ DEĞİL RUSYA KRİZİ VAR
Güvenlik konferansında Dışişleri Bakanı Baerbock, Ukrayna sınırında Rus birliklerinin konuşlandırılmasının "kesinlikle kabul edilemez bir tehdit" olduğunu söyleyerek Rusya’yı kınadı.
Baerbock, Moskova'yı bir kez daha Rus birliklerini Ukrayna sınırından derhal geri çekmeye çağırdı. Yeşil politikacı, "bu bir Ukrayna krizi değil, bu bir Rusya krizidir" dedi." Ukrayna'ya bir Rus saldırısı olursa, bunun Rusya için finansal, politik ve ekonomik olarak büyük sonuçları olacağını dile getirdi. Baerbock, "Almanya bunun için yüksek bir ekonomik bedel ödemeye hazır. Bu yüzden Kuzey Akım dâhil tüm seçenekler benim için masada" dedi.
Baerbock, Kiev hükümetinin askeri yardım taleplerini inceleyeceklerine söz verdi, ancak yine de Alman silah teslimatının mümkün olmadığını savundu. Almanya'nın tarihsel ve politik nedenlerle çok kısıtlayıcı silah ihracat politikalarına sahip olduğunu açıkça belirten Baerbock, öte yandan Almanya, Ukrayna'nın en büyük finansörü olduğunu belirtti.
ALMANYA BAŞBAKANI OLAF SCHOLZ UKRAYNA KRİZİ YANI SIRA İKLİM KRİZİNE DE DEĞİNDİ
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz, hala Rusya ile askeri bir çatışma tehlikesi olduğunu söyledi. Konuşmasında, "Avrupa'yı savaş yeniden tehdit ediyor. Riskler maalesef önlenebilmiş değil" dedi.
Scholz ayrıca korona pandemisi ve iklim değişikliğine karşı mücadele gibi küresel problemlerin şu anda savaş tehlikesi nedeniyle kamuoyu tartışmasında geride kaldığına dikkat çekti.
İran’la ABD arasında başlayan 2015’de yapılan Nükleer Anlaşmayı kurtarmaya yönelik görüşmelere de değinen Scholz ABD’nin İran’la anlaşmada daha hızlı olması gerektiğini vurguladı.
Scholz, Rusya'ya gerilimi düşürme çağrısını yineleyerek "Hiçbir şey 100 binden fazla Rus askerinin Ukrayna çevresinde konuşlandırılmasını haklı çıkarmaz" dedi. Scholz, Rusya'nın Ukrayna'nın olası NATO üyeliği sorununu "casus belli" (savaş nedeni) olarak gündeme getirdiğini söyledi. Bu paradoksaldır diyen Scholz, "çünkü bekleyen bir karar yok" dedi. Ancak, Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının prensipte mümkün olduğunu, katılacağı ittifakı özgürce seçme hakkının müzakere edilemez olduğunu belirtmeyi de ihmal etmedi.
Scholz, Ukrayna'ya yönelik olası bir Rus saldırısının sonuçları konusunda bir kez daha uyardı. Ancak diplomasiye de açık kapı bıraktı. Almanya müzakereye hazır, Rusya'nın yerine getirilmez talepleriyle meşru güvenlik çıkarları arasında bir ayrım yapılması gerektiğini söyledi.
Almanya’nın SPD’li Savunma Bakanı Chtristine Lambrecht ve Fransa’nın Savunma Bakanı Florence Parly, AB Dışilişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borell Batı’nın Ukrayna’yı koruma konusunda aynı fikirde olduklarını vurguladılar. Lambrecht, 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesindeki gibi olmayacağını bu kez Avrupalıların ve Amerikalıların daha hazırlıklı olduğunu ifade etti. SPD’li bakan ayrıca Almanya’nın savunma harcamalarının arttırılması çağrısında bulundu.
AB KOMİSYONU BAŞKANI VON DER LEYEN: AB’NİN ENERJİ SIKINTISI YOK
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen son günlerde AB genelinde artan enerji fiyatları nedeniyle ve doğal gaz rezervlerinin olmadığı yönündeki bilgiler nedeniyle enerji konusunda açıklamalarda bulundu. Komisyon Başkanı Avrupa’nın enerji sıkıntısı olmadığını, AB’nin ödevini yerine getirdiğini gerekli önlemleri aldığını belirtti. ABD’nin ve Japonya’nın Avrupa’ya gerekirse doğal gaz sağlayacağına dair teminat verdiğini söyledi.
Leyen, "Uluslararası düzenin kurallarını yeniden yazmak için bariz bir girişimle karşı karşıyayız" diyerek, "Kremlin saldırırsa, Moskova'nın ekonomik çıkarları üzerinde yüksek maliyetler ve ciddi sonuçlar doğurabiliriz. Ukrayna'ya yönelik bir saldırı Rusya'ya ‘müreffeh bir geleceğe’ mal olabilir dedikten sonra Ayrıca, ‘en güçlünün yasasını’ uygulamak için yapılan Çin ile ittifakı da kınadı.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel AB’nin Ukrayna’ya 1,2 milyar euro mali destek vereceğini duyurdu. Michel, "Rusya Batı’yı ve Ukrayna’yı zayıflatmayı düşünüyorsa yanlış hesap içerisinde" dedi. Konsey Başkanı Ukrayna’nın AB’ne daha da yakınlaştırılması gerektiğini söyledi ve bir kez daha Rusya’yı sert yaptırımlar uygulanacağı konusunda uyardı.
KAMALA HARRIS: AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİ TEHDİT ALTINDA
Münih Güvenlik Konferansı’na ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve ABD Başkan Yarımcısı Kamala Haris katıldı. Haris İlk defa Avrupa’da büyük bir konferansta konuştu. Ukrayna krizinde tüm müttefikleri birleşik hareket etmeye çağırdı. Avrupa’nın güvenliğinin temelinin tehdit altında olduğunu söyleyen Haris, "halklar, milletler, hükümetler ittifak biçimlerini seçme hakkına sahiptirler. Ulusal sınırlar zorla değiştirilmemelidir." dedi.
ABD Başkan Yardımcısı ABD’nin Rusya ile diplomatik bir çözüme hala açık olduğunu, ancak bu diplomasi çıkmaza girerse, ABD ve ortaklarının sert ve birleşik ekonomik önlemler hazırladıklarını söyledi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda, geniş kapsamlı mali yaptırımlar ve ihracat kontrolleri uygulanacağını ve Rusya'nın finansal kurumlarının, ana sanayisinin hedef alınacağını vurguladı. Harris, "Doğu kanadındaki NATO müttefiklerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz" dedi. Harris, NATO anlaşmasının 5. maddesinin ABD hükümeti için "kutsal" olduğunu söyledi. "Başkan Joe Biden'ın dediği gibi: Güçlerimiz Ukrayna içinde savaşmak için gönderilmeyecek. Ancak NATO'nun her parçasını savunacaklar."
İNGİLTERE BAŞBAKANI JOHNSON RUSYA’NIN SAHTE BİLGİ YAYABİLECEĞİ UYARISINDA BULUNDU
Boris Johnson konferanstaki konuşmasında Rusya’nın dezinformasyon yaymaya çalıştığını buna karşı dikkatli olunması gerektiğini ifade etti. Johnson, NATO’nun doğuya doğru genişlememesi şantajına boyun eğilmemeli diyerek "açık olan kapılarımızın çarparak kapatılmasına izin veremeyiz" dedi.
UKRAYNA CUMHURBAŞKANI ZELENSKİ: DAHA ÇOK YARDIMA İHTİYACIMIZ VAR
Zelenski konuşmasında Rusya ile diyaloğa açık olduklarını belirtti. Herhangi bir Rus işgali durumunda yardım gelmese de Avrupa’yı tek başlarına da olsa savunacaklarını söyledi. Uluslararası güvenlik mimarisinin "kırılgan ve modası geçmiş" hale geldiğini söyleyen Zelenski, BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden birinin ülkesine uyguladığı ihlallere karşı artık kendi tüzüğünü savunamayacağı eleştirisinde bulundu. Yeni bir güvenlik sistemi oluşturulmalı diyen Zelenski, ülkesinin 25 yıl önce tüm Sovyet nükleer silahlarından vazgeçtiğini, Rusya, Amerika ve Büyük Britanya'dan güvenlik garantisi aldığını hatırlattı. Ukrayna Cumhurbaşkanı "Dürüst cevaplara ihtiyacımız var. NATO’ya kabul edilip edilmeyeceğimizi açıkça söyleyin" dedi. Ülkesinin sonsuza kadar "Rusya ile Batı arasında tampon" olmak istemediğini ifade etti. Daha çok yarım talep etti.
Ayrıca Zelenski, ABD Başkan Yarımcısı Kamala Haris ile baş başa bir görüşme gerçekleştirdi.
NATO GENEL SEKRETERİ STOLTENBERG’DEN ZELENSKİ’YE YANIT
Rusya’nın Ukrayna’ya tam bir saldırı planladığını söyleyen NATO Genel Sekreteri Ukrayna’nın savunma yeteneklerini güçlendirmeye yardım ediyoruz dedi. NATO üyeliğinin elbette mümkün olduğunu ifade eden Soltenberg, "ancak buna 30 ülkenin birlikte karar vermesi gerektiğini unutmamak gerekiyor" dedi. Stoltenberg, meselenin şu anda Ukrayna’nın NATO üyeliği olmadığını, Rusya gibi büyük bir ülkenin başka bir ülkeye neyi yapıp neyi yapmayacağını zorla kabul ettirmeye çalışması olduğunu söyledi.
Ayrıca görevi sona eren NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’e uzun yıllara dayanan çalışmaları nedeniyle Güvenlik Konferansı'nın kurucusunun adını taşıyan Ewald von Kleist Ödülü'ne layık görüldü.
ÇİN DIŞİŞLERİ BAKANI AÇIKÇA RUSYA’YI DESTEKLEDİ
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, sınırların dokunulmazlığı ilkesi tüm BM üyeleri için geçerlidir ve Ukrayna da bir istisna olmadığını söyledi. Aynı zamanda Wang, Avrupalıları NATO'nun doğuya doğru sürekli genişlemesinin gerçekten barışa hizmet edip etmediğini kendilerine sormaya çağırdı. NATO, Soğuk Savaş'ın bir ürünüdür diyen Wang, "şimdi günümüze bakmamız gerekiyor ve NATO'nun uyum sağlaması lazım" dedi.
Ukrayna ihtilafına barışçıl bir çözüm çağrısında bulunan Dışişleri Bakanı Wang, Konferans konuşmasında, tüm tarafların Minsk anlaşmasının uygulanması konusunda yoğun görüşmeler yapması gerektiğini söyledi. Wang ayrıca Çin'in Müslüman Uygur azınlığa yönelik muamelesi hakkındaki iddiaları sert bir şekilde reddetti. Sincan eyaletinde "asla" sözde yeniden eğitim kampları yoktur "Bunlar uydurulmuş ve çarpıtılmış bilgiler olarak yayılan yalanlardır." dedi.
ISCHINGER’İN BAŞKANLIK ETTİĞİ SON KONFERANSTA HAKKINDA YOLSUZLUK İDDİASI ORTAYA ATILDI
14 yıl sonra, Wolfgang Ischinger'in başkanlık ettiği son konferans oldu. Konferansı gelecek yıl diplomat Christoph Heusgen devralacak. Konferans başlamadan önce, "Spiegel" dergisi yayınladığı bir belgeye göre, Ischinger’in konferans başkanlığı görevini kendi mali çıkarları için kullandığını gösteriyor. Ischinger iddiaları reddetti. İddialara rağmen Scholz, Ischinger'in uluslararası ilişkilere ve transatlantik dostluğa olan bağlılığından takdirle söz etti.
OTUZ ERKEĞİN BİRLİKTE ÖĞLE YEMEĞİ SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU
Konferansın oturum arasında iş insanlarının öğle yemeği yerken çekilen bir fotoğrafı sosyal medyada gündem oldu. Yaklaşık 30 CEO erkeğin birlikte yemek yediği, ancak tek bir kadının aralarında olmadığı fotoğraf sert eleştirildi. Siemens CEO’su bu yıl yapılan eleştirileri dikkate alacaklarını önümüzdeki yıl durumun farklı olacağını söyledi. Bu yılki konferansın ana programında konuşmacıların yüzde 45'inin kadın olmasına karar verilmişti.
KONFERANSA PROTESTOLAR DA EŞLİK ETTİ
Münih Güvenlik Konferansı Hotel Bayerischer Hof'ta gerçekleşirken, 19 Şubat Cumartesi günü şehir merkezinde çeşitli ittifaklar ve dernekler gösteri yaptı. Katılımcılar, "yeniden silahlanma yerine silahsızlanma" veya "savaş histerisi yerine barış politikası" yazan döviz ve pankartlar taşıdılar. Göstericiler, "NATO ülkelerinin savaş seyrine" son vermesi çağrısında bulundular. Protestocular nükleer silahların güncellenmesine, silah teslimatlarına veya NATO'nun doğuya doğru genişlemesine karşı çıktılar. Protestoya Bin 600 kişi katıldı. Ayrıca Münih’in farklı noktalarında küçük gruplar da protestolar yaptılar.