Candan Yıldız
Adil Öksüz tedavülden kalktı mı?
Darbe girişiminin kara kutusu olarak hakkındaki gerçek şu ana kadar ortaya çıkarılamadı. Planlayıcı olduğu iddiasıyla en şeytani isim olarak ilan edildi. Cemaat’in imamı dediler, Cemaat içindeki MİT elemanı iddiası da konuşuldu. Üstelik bu iddianın sahibi Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.
Adil Öksüz "O" geceden sonra gözaltına alındı, ama yine gizli bir el sayesinde serbest bırakıldı. Ardından sırra kadem bastı. Nasıl serbest bırakıldığı ile ilgili muamma çözülemedi. Serbest bırakılmasıyla ilgili dava hala sürüyor.
Adil Öksüz’ün darbe girişimi ile ilgili tedavüldeki hali zaman içinde söndü. Artık adı bile anılmaz oldu unutuldu, ya da unutturuldu. Öksüz’ü yeniden hatırlatmaya vesile olan şey, Haber Türk Gazetesi’ndeki Öksüz’ü arayan emniyet içindeki özel ekibin dağıtıldığı haberiydi.
Adil Öksüz’ün kullanım süresinin dolup dolmadığından bağımsız olarak, onun gündemden düşmesinin sorgulanmasına ihtiyaç var. Zira günlerce Öksüz’le yatıp kalktık. Bu nedenle Ankara’da darbe girişiminin ana üssü olarak kabul edilen Akıncı Üssü iddianamesine bir kez daha bakmakta fayda var.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yardımcı doçent olarak görev yapan bu ismin kollarının uzun olduğu anlaşılıyor. Bir devlet memuru olarak sayısız yurtdışı seyahatlerinin akademik sınırları aştığı açık.
İddianameye göre Öksüz, darbe planını Ankara’da bir villada planladı. Gizli tanık ifadelerine göre o toplantılara Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast iddiasıyla yargılanan Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş de katıldı. Sönmezateş ise bir duruşmada "Ankara’da villada olduğum iddia edilen tarihlerde benim nerede olduğumu devlet biliyor" dedi.
Yine iddianamede dikkat çeken nokta, darbe girişiminin henüz başlamadığı akşam 8 sıralarında Adil Öksüz’ün darbe planlayıcısı olduğu biliniyor. Yani Adil Öksüz adı daha önceden tespit edilmesine rağmen serbest bırakılıyor.
Adil Öksüz’ün 6 Temmuz’da Ankara Çayyolu’nda bir villada 15 Temmuz’u kastederek "15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işler" ifadelerini kullandığı iddianamede yer alsa da iddianamenin başka bir yerinde darbenin gerçekte 16 Temmuz saat 03’te planlandığı belirtiliyor. Adil Öksüz nasıl oluyor da 6 Temmuz’da 15 Temmuz tarihini bilebiliyor? Ya da Adil Öksüz iddianamede belirtildiği gibi darbe planının panikle öne çekilmesine neden olan bilgiyi önceden mi biliyordu?
Darbe planlamasının yapıldığı iddia edilen toplantılarla ilgili "Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, ikna edilmeden bu darbenin kesinlikle başarılı olamayacağı konuşulmuş, özellikle Adil Öksüz’ün Genelkurmay Başkanı’nın ikna edilmesinde herhangi bir sıkıntı çıkmayacağı yönündeki düşüncesi orada bulunanlar üzerinde hakim görüş olduğu…" ifade de iddianamede yer aldı. Öksüz’ün Akar’ı ikna edebileceği "hakim görüş" ünün kaynağı yine sorulması gereken sorulardan biri.
18 Temmuz sonrası varlığına ilişkin rivayetler çeşitlense de son olarak Öksüz’ün Almanya’da olduğu iddia edildi. Alman makamları bunu teyit etmedi. Yine 18 Temmuz’da tutuklama istemiyle serbest bırakılan Adil Öksüz’ün HTS kayıtlarına göre izi takip ediliyor ama yakalanamıyor. Ya da yakalanmıyor. Zira İstanbul- Sabiha Gökçen, İstanbul- Üsküdar, Sakarya- Akyazı , Sakarya Üniversitesi bölgesindeki baz istasyonlarından hizmet aldığı tespit edildi.
Gözaltına alındığı sırada üzerinde bulunan GPS cihazı ve 2 adet cep telefonunun teslim edilmesi de dikkati çeken bir nokta. Hava Kuvvetleri amblemi olan kol saatin adli emanete alınması da başka bir garabet nokta.
21 dakika kaldığı Sincan’daki adliyeden çıktıktan sonra kayıplara karışan Adil Öksüz’ün gündemden düşmesine küçük bir itiraz bu hatırlatmalar. Zira kara kutular gerçeğin açığa çıkması için hayatidir.