Eser Karakaş
Akademik özgürlük sıralamamız bir kepazelik, YÖK’ten çıt yok
Almanya-Bavyera eyaletindeki önemli üniversitelerden (eyaletin ikinci üniversitesi) Friedrich-Alexander Üniversitesi’nin Siyaset Bilimi Enstitüsü, 2023 senesi dünya akademik özgürlük endeksini (AÖE) güncelleştirip yayınladı.
Friedrich Alexander Üniversitesi, Times Yükseköğretim endeksinde dünyada 193. sırada, evet, bir Harvard, bir Princeton, bir Oxford değil ama unutmayalım bu endekste, ilk iki yüzde tek bir Türkiye üniversitesi artık yok; bu notu neden koyduğumu yazının sonunda açıklayacağım.
Bu Alman üniversitesinin (FAÜ) AÖE araştırmasına 179 ülke dahil edilmiş, Türkiye bu sıralamada 165. sırada, evet, yanlış okumadınız 165. Sırada. Akademik özgürlüklerde bizden kötü sadece 13 ülke var: İran, Nikaragua, Çin, Suudi Arabistan, Güney Sudan, Ekvator Ginesi, Bahreyn, Suriye, Beyaz Rusya, Türkmenistan, Eritre, Miyanmar, Kuzey Kore. Sadece bu grubun içinde olmak bile Türkiye için bir büyük akademik, siyasal skandal.
Çin’in akademik özgürlük sıralamasında bizden de kötü durumda olması Çin’in 21. Yüzyılda dünyada hiçbir iddiasının olamayacağının kanımca bir kanıtı, 21. Yüzyılın yükselen yıldızları olacağı söylenen Çin ve Türkiye için bu iddiaların çok anlamsız olduğunun göstergesidir bu sıralama. Çünkü akademik özgürlük yoksa yaratıcılık yoktur, yaratıcılık yoksa da rekabet, ekonomik performans yoktur.
Bu endeksin oluşturulmasında FA Üniversitesi beş temel ölçme-değerlendirme kriteri kullanmış:
1-Araştırma ve öğretim özgürlüğü,
2-Farklı akademik çevrelerle ilişki kurma ve araştırmaların yayılması özgürlüğü,
3-Kurumsal özerklik,
4-Kampüslerin güvenliği, yaşamın kolaylığı,
5-Akademik ve kültürel ifade özgürlüğü.
FA Üniversitesinin bu araştırmalarda kullandığı bilgi 1900-2022 yılları arasında derlenmiş 320 bin dolayında gözleme dayanıyor.
Başka ülkeleri bir kenara bırakalım, ben bu sıralamayı (179 ülke içinde 165) Türkiye için gerçekten çok vahim buluyorum çünkü bu sıralama hem bir sonuç hem bir neden.
Sonuç çünkü son minimum 10 seneden beri içine itildiğimiz ağır otoriter rejimden daha iyi bir sonuç beklemek anlamsız ama tek neden de bu değil, 1960 ve 1980 askeri darbeleri sonrası üniversitelerde yaşanan öğretim üyesi atma ilkelliği, son KHK rezaleti, YÖK sistemi, taşrada üniversite (!) açma saçmalığı, toplumsal özgürlük karşıtlığı, toplumsal tabular, şu ya da bu yönde nesiller yetiştirme yanlışı vs. maalesef ülkeyi bu utandırıcı sıralamaya mahkûm etmiş görünüyor.
Bu sıralama aynı zamanda bir neden çünkü bu korkunç akademik skandal ülkenin, gençlerin geleceklerini ipotek altına alıyor, bu kesin. Bu ortamın Türkiye’yi daha özgür, daha zengin ve daha güvenli bir ülke haline getirmesi mümkün değil, popüler ifade ile “mümkünatı yok”.
ÇIT ÇIKMIYOR
Bu araştırmanın yayınlanmasından, basında konu edilmesinden sonra ne YÖK Başkanından ne Milli Eğitim Bakanından çıt çıkmadı, oysa bu skandal sonuç sonrası bu yetkili kişilerin, duruma ilişkin bir-iki söz etmesi gerekmez mi idi?
Milli Eğitim Bakanı için akademik özgürlük sıralamasındaki bu rezalet durum, demek ki tarikatlar kadar bile önemli gözükmüyor
Yukarıda, yazının başında FA Üniversitesi’nin dünyada ilk iki yüze girdiğini, bu kurumdan çıkan araştırmalara güvenilebileceğini ifade etmiştim ama araştırmada beni de rahatsız eden bazı sonuçlar var, açıkça söylemek lazım, araştırmanın güvenilirliğine biraz gölge düşürüyor. Mesela akademik özgürlük sıralamasında Afganistan Türkiye’nin, Honduras Macaristan’ın önünde görünüyor, bu durum çıplak gözle bile anlaşılacak önemli yanlışlar.
Araştırmanın bu yanlışların farkına vararak okunmasında fayda var ama yine de tüm bu yanlışlar ayıklansa bile Türkiye’nin 179 ülke içinde ilk elliye girecek hali maalesef yok; bu da ayrı bir gerçek, ayrı bir sıkıntı.
***
ÖNEMLİ(CE) NOT: 29 Aralık Cuma günü Suudi Arabistan’da Türkiye Süper Kupa maçı Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanacak. Bu konularda sekter bir tavrım yoktur ama Cumhuriyetin 100. Yılında bana da çok gereksiz, anlamsız geliyor bu maçın Türkiye’de değil de Suudi Arabistan’da oynanması.
Ancak, ortada daha da sıkıntılı bir durum var, 5 Kasım 2023 günü Sayın Uğur Dündar’ın başkanlığında toplanan Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu, oybirliği ile ve çok hamasi konuşmalarla bu maçın Türkiye’de oynanması yönünde karar aldı. Aşağıda Fenerbahçe’nin internet sitesinden bu toplantıda alınan kararı kes-yapıştır yöntemiyle aktarıyorum:
“Süper Kupa maçının yerinin değiştirilmesi önergesi oy birliğiyle kabul edildi
Daha sonra YDK Üyelerimiz tarafından Fenerbahçemizin Galatasaray ile 29 Aralık Cuma günü oynayacağı Süper Kupa maçının yeriyle ilgili bir önerge verildi.
Suudi Arabistan Al-Awwal Park (Kral Suud Üniversitesi) Stadyumu'nda oynanacak Süper Kupa finalinin, Cumhuriyetimizin 100. yılında Atatürk Olimpiyat Stadı veya Samsun 19 Mayıs Stadyumu’nda oynanması Yüksek Divan Kurulu’nun oyuna sunuldu. Önerge oy birliğiyle kabul edildi.”
Peki, maç üç gün sonra Suudi Arabistan’da oynanıyorsa, oybirliği ile yukarıdaki kararı alan Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu üyeleri, o toplantıya başkanlık eden Uğur Dündar acaba ne yapacaklar, istifa edebilecekler mi? Emeklilik böyle bir şey galiba, gereksiz konulara takıyorsunuz kafayı!
Bari, bu kararı siteden kaldırsalardı.
Maçın hakeminin açıklanması ile konu aklıma geldi, bir hatırlatayım dedim.
Galatasaray’da da yüksek yüksek kurullar Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu’nun bu kararını desteklediklerini açıklamışlardı, benzer bir gırgır durum onlar için de geçerli.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.