AKP’nin başına Selçuk Bayraktar mı geçecek?

Büyük damadı deneyen ama düş kırıklığına uğrayan Erdoğan, şimdi küçük damadı hazırlıyor AKP ve Türkiye’nin başına.

Bir insanın, kimseye ama kimseye güveninin olmamasında daha beter ne olabilir diye düşündünüz mü hiç, düşünmek bile insana korkunç geliyor. 

Bu saplantının sonu maalesef ruh hastalığına neden oluyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık sınırı aşmış ve her anlamda paranoya ötesi bir durumda.

Erdoğan’ın paranoyası bir tane değil, grup grup.

İlk olarak öldürülme paranoyası var, hani derler ya insan bir süre sonra kendi için başkalarına söylediği yalana inanmaya başlar, bu öldürülme paranoyası da öyle başladı Erdoğan’da. 

İnsanların geldikleri yeri hak etmeleri gerekiyor ama geri kalmış ülkelerde bu işler öyle olmuyor, birileri tarafından "Kullanışlı insan" olarak oralara getiriliyorsunuz.

Oysa geçmişine baktığınızda Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmak için yaptığı faydalı tek konu söyleyemezsiniz.

İşte bu insanlar, böyle yerlere geldiklerinde, kendi kendilerine "Madem başbakanım, beni öldürebilirler" diye düşünmeye başlarlar. Bu düşünce kafanızda çoğalmaya başlar, çoğalmaya başlama evresinin hemen sonrası, bunu yakınlarınıza söylemektir. Sonrası felakete doğru gider ve "Acaba nasıl öldürecekler" diye planlar düşünürsünüz ve paranoya başlar, basına yansır, etrafta devamlı suikastçılar yakalanır, korumalar çoğalır, artık hastasınızdır, yurt dışına da arabanızı götürürsünüz.

İkinci paranoya ülkeyi yönetmek üzerinedir ve oraya seçildiğiniz için zaten birileri size iyi yönetici olduğunuzu fısıldamıştır.

Daha doğrusu, sizi kullanacak olanların sizi iyi olduğunuz için seçtiğini zannedersiniz ve ilk önce çevrenizdekilere ahkam kesmeye başlarsınız, arkasından bu ders vermeye doğru yönelir, son aşaması da kimsenin dediğini dinlememektir, sonu
"Tek Adam"lığa doğru gider ama aynı zamanda yalnızlığınız da başlamıştır.

Kendinizi önemli noktaya getirdiğinizde (Tek adamsınız çünkü) artık tek düşünceniz, iktidarınızın yıkılacağı üzerinedir ve gayet demokratik olan iktidar değişikliğini vatan hainliği ve terörizm olarak görmeye başlarsınız. Hatta yalakalarınız da TV ekranlarında "Düşünceleri seçim kazanmak değil, Erdoğan iktidarını yıkmak" diye anlatırlar sanki suçmuş gibi. 

Benim gibi mazoşistseniz ve seyrediyorsanız, bunları söylerken dikkat edin, ses tonları değişiyor, ortaya vatan-millet-sakarya üçlüsü çıkıyor. Seçim yerine iktidarın yıkılması ön plana çıkınca, akla ilk gelen darbe olduğundan, darbe olması için çabalamaya başlar, askeriyeyi darbeye iter (Aralarına insanlar da sokarak) ve sonunda 15 Temmuz’u bu halklara yaşatır ve kendi darbenizi yaparsınız.

Son olarak da hapsedilme korkusu vardır ve tek taviz verebileceğiniz yer bu konudur, çünkü bütün bu paranoyaların sizi artık suç makinası durumuna düşürdüğünün farkındasınızdır ve hapsedilmemek için her türlü tavizi verirsiniz.

Erdoğan şimdi tam da o noktada, geçen gün açılışta çocuğun, hatta bebeğin kafasına vurma nedeni de bu bence, tahammülsüz bir noktaya geldi ve her yapılan yanlış, ona bir felaketmiş ve inadına yapılıyor gibi geliyor.

Son aylarda, hatta Berat Albayrak istifa ettiğinden beri farkında mısınız bilemem ama bütün kanallarda küçük damat Selçuk Bayraktar’dan konuşuluyor. Yok İha’ları yaptı, yok askeriyeyi yükseltti, yok bütün dünyaya satıyoruz, Türkiye kalkınıyor filan, yeni bir kahraman çıkartıyorlar ortaya.

İnsan öldürülmesi için silah yapan ve her geliştiğinde, yani daha fazla ve daha çabuk insan öldürdüğünde daha çok övülen birisi var meydanda ve bunu öven bir basın. Basın bir katili övüyor ve durup dururken övmüyor. Çünkü bana göre kimseye güveni kalmayan, son olarak büyük damadı deneyen ama düş kırıklığına uğrayan Erdoğan şimdi küçük damadı hazırlıyor AKP ve Türkiye’nin başına. 

"Tek Bayrak" diyeceğim ama bayrak gidiyor, bayrak geliyor, hazırlıklı olun.

Giden ağam, gelen paşam,

Giden Albayrak, gelen Bayraktar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi