Bir fikrim geldi: Ormanları korusak nasıl olur?

Bir yandan müthiş bir özkaynak hovardalığı, diğer yandan 'iklim değişikliği' sorunu.... Orman yangınlarının iklim krizi nedeniyle artması kaçınılmaz.

Her yaz bu felaketi yaşıyoruz. Cudi, Datça, Göcek, Muğla ve Aydos’da peş peşe çıkan yangınlar, hektarlarca ormanın yanıp kül olmasına yol açtı.

Yazın orman yangını riski artar. Hem ormanların daha kuru olması, hem de insanımızın ateş yakma merakı yüzünden.

Ülkemizde çıkan yangınların yüzde 90’ı dikkatsizlik, projeler için yer açma, sabotaj ve güvenlik gibi "neden"lerle çıkıyor, çıkartılıyor.

Hepsi birbirinden beter, akıl ve vicdan yoksunu sebepler. Her kim orman yangınına sebep oluyorsa ağır cezalar verilmeli.

Ama ne oluyor? "Ciğerlerimiz yanıyor" diye birkaç gün ağlıyoruz, siyasiler "yenilerini dikeceğiz" diyor, derken orman konusu kaynayıp gidiyor. Orman varlığı neden önemli, nasıl korunmalı konusu hep havada kalkıyor.

Malum, Twitter’da biri "Bir fikrim geldi. Neden ağaç dikme bayramı ilan etmiyoruz" diye yazdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bu fikre destek geldi.

Oysa 1972’de 21 Mart, ağaç bayramı ilan edilmiş. 2012’den beri "Dünya Orman Günü" olarak kutlanıyor.

Ama yok, illa tarih yeniden yazılacak. Bayramlarda bile halk, bölünecek...

KUZEY ORMANLARI İÇİN İMZAYA CEVAP YOK

Konu ağaç dikmekse hadi tamam, yılda iki kez yapılsın... Ama asıl iş, orman varlıklarını, ekosistemlerini bütüncül olarak korumakta değil mi? Bunu artık ilkokul çocukları bile bilmiyor mu?

Misal, Marmara’nın, İstanbul’un en değerli varlığı olan Kuzey Ormanları neden korunma altına alınmaz?

Üstelik Cumhurbaşkanlığına hitaben başlatılan bir imza kampanyası bile var. Ama ne hikmetse varolan ormanları, canlıları korumak "fikrim geldi" diyen kadar ilgiye mazhar olamıyor.

Öte yandan inşaat ve enerji "yatırımları" nedeniyle yakılan, yok edilen orman alanları hiç tartışılmıyor.

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay, yanan orman alanlarının 3-4 katı kadar ormanın onlarca başka kullanım için orman özelliğini kaybetttiğini belirtiyor. Peki bu orman alanları ne gibi kullanımlara açılıyor?

Yol, elektrik nakil hattı, HES, RES, maden, çöplük için!

Veriler şöyle: 2004-2017 yılları arasında ortalama 8.420 hektar orman alanı yandı. Aynı dönemde 28.557 hektar orman alanı, "verilen izin"lerle yok edildi...
 

İKLİM KRİZİ ORMAN YANGINLARINI ARTIRACAK

Bir yandan müthiş bir özkaynak hovardalığı, diğer yandan "iklim değişikliği" sorunu.... Orman yangınlarının iklim krizi nedeniyle artması kaçınılmaz.

Prof. Tolunay, Bianet’teki söyleşide şöyle diyor:

"Gelecekte iklimin değişme yönü, sıcaklıkların 100 yıl sonunda 4-5 derece kadar artabileceği görülüyor. Önümüzdeki 20 yıllık bir sürede 2040'lı yıllarda bu artışlar +3 dereceleri bulabilir. Aynı zamanda yağışlarda da yüzde 20'ler ile 40'lar kadar azalma bekliyoruz."

Sıcaklık artışı+yağışların azalması, ormanların daha fazla kuruması ve yanmaya karşı direncinin azalması demek...

İklim Haber ve KONDA’nın yaptığı son araştırma toplumun iklim bilincinin siyastçilerden çok daha ileride olduğunu gösterdi:

Buna göre sadece yüzde 16’lık bir kesim, iklim değişikliğiyle ilgili etkin mücadele edildiğini düşünüyor. Özellikle genç kesimde bu oran yüksek.

Artık fidan dikme, peyzaj çalışması gibi AKP iktidarının "çevrecilik" olarak sunduğu göz boyamacılığının faydası yok. Uzmanların desteğiyle, bilimsel verilerle acilen bir iklim politikası hazırlamanın vakti geldi de geçiyor....

Maalesef ormanları korumanın tek yolu, insanların girişini yasaklamak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehveş Evin Arşivi