Brexit meselesi daha da ilginçleşiyor

Theresa May’in Brexit planının Parlamento’da ağır bir farkla reddedilmesinin altında başka nedenler olabilir, kanımca tarihin büyük devleti Britanya büyük bir hatayı geri çevirmeye başlıyor.

Britanya’nın Theresa May’den önceki Başbakanı David Cameron’un neden, hangi akla hizmet için yaptığı belli olmayan, en azından benim çok iyi anlayamadığım hamle ile Britanya, AB’den ayrılmak için referanduma kadar gitti, referandumu AB karşıtları kazandı ve şimdilerde de bu kararın, geri dönüşü kolay değil, ağır sancıları hissediliyor.

Britanya’da referandumla alınan Brexit yani "British Exit" kararı son senelerin açıklanması kolay olmayan, mantık dışı kararlarından biri idi kanımca.

Bu kararları arka arkaya koyarsak durum 21. yüzyılın başında hiç de parlak görünmüyor.

ABD gibi dünyanın en mükemmel üniversitelerini kurmuş, geliştirmiş bir ülkede Donald Trump gibi bir şahsiyet ABD’ye başkan oldu.

Dünyanın en önemli hukuk kararlarına imza atmış ABD Yüce Mahkemesi’nin (Supreme Court) yavaş yavaş kompozisyonu değiştiriliyor ve senelerce sürecek bir hukuk meselesinin içine düşüyor ABD.

Britanya, AB’den çıkıyor.

AB içinde Macaristan ve Polonya gibi ülkeler AB temel ilkelerinin yanından bile geçmiyorlar artık.

Türkiye ile ilgili bir şey söylemek bile istemiyorum.

İtalya gibi bir ülkede neler yaşandığını izliyoruz.

İsveç, Hollanda gibi ülkelerde ırkçı partiler inanılmaz skorlara yükseldiler.

Brezilya’da yaşananlara muhtemelen bizler bile biraz acıyarak bakıyoruz.

Temennim Britanya’nın bir biçimde bu anlamsız Brexit sürecini sonlandırması, Brüksel’in de çok mesele çıkarmadan Britanya’nın AB içinde kalmasını sağlaması.

Dün (Salı) yapılan oylamada Başbakan'ın getirdiği AB’den çıkma programı 432’ye karşı 202 oyla reddedildi.

Bugün (Çarşamba) ise aynı Başbakan 325 oya karşı 306 oyla güvenoyu aldı.

AB’den bir ülkenin çıkması ilk kez olacak tarihte; AB antlaşmasının 150. Maddesi çerçevesinde gerçekleştirilmeye çalışılıyor bu Brexit süreci.

Ancak, mesele sanıldığından çok daha kapsamlı, zor bir mesele.

Eylül ayında Atina’da katıldığım Brexit üzerine bir panelde, katılımcılar arasında Brexit yanlıları da vardı, zarafet sınırlarını biraz çiğneyerek şöyle bir ifade kullanmış idim: "Anadilim Türkçede bir deyim vardır, bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz, Brexit meselesi de kanımca aynen bizim bu deyime benziyor."

Salonda gülen gülmüş idi ama biraz soğuk da bir hava estiğini inkâr edemem ancak Britanya’nın da yavaş yavaş bu soğuk şakanın çizgisine geldiğini düşünüyorum.

Bugün (Çarşamba) ilk kez ikinci bir referandum ihtimali resmi ağızlarda dolaşmaya başladı.

Theresa May’in Brexit planının Parlamento’da 432’ye 202 gibi ağır bir farkla reddedilmesinin altında da başka nedenler olabilir, kanımca tarihin büyük devleti Britanya büyük bir hatayı geri çevirmeye başlıyor.

Umarım tamamen anlamsız bu Brexit kararının geri alınması ile son senelerin tuhaf kararlarının, yönetimlerinin de ufukta sonu görünmeye başlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi