Eser Karakaş
Bu ülke, devlet, toplum bitiyor
Sadece devlet bitmiş, toplum taş gibi ayakta falan diyemiyorum, zaten bu mümkün de değil.
Devlet de, toplum da yani ülke tükenmişliğin ucunda.
Öyle niteliksel (kalitatif) değerlendirmeler de yapmayacağım, niceliksel (kantitatif) verileri yansıtacağım.
Çok yakındır, ne kadar partizanlık yaparlarsa yapsınlar bazı kamu kurumları ülkeyi yansıtan veri yayınlamayı sürdürüyorlar.
Bu durumun altında da muhtemelen geniş kitlelerin bu sayısal verilerle pek ilgilenmeyecekleri varsayımı yatıyor; bu varsayım doğru olabilir ama sonuçlarını günlük olarak yaşıyor herkes.
YKS (Yükseköğretim Kurumları Sınavı) yapıldı, sonuçları açıklandı.
Bu sonuçlar ağırlıklı olarak basına "puan" cinsinden yansıtılıyor, kaç kişi 150 puanın üzerine çıkmış, kaç kişi 180 puanın gibi; bunun hiçbir açıklayıcı değeri yok.
Cumhurbaşkanı, YÖK, ÖSYM, Milli Eğitim Bakanlığı muhtemelen bir ortak kararla üniversitelere giriş için saptanmış olan minimum puanları düşürdüler, şimdi daha fazla genç üniversitelere, özellikle de vakıf üniversitelerine kayıt yaptırabilecekler.
Bence bir sorun yok, bu puanlarla girdikleri bu üniversiteleri bitirdiklerinde çok muhtemelen diplomalarına (!) dayalı iş bulamayacaklar ama bu üniversitelere (!) giremezlerse alternatifleri kahvehaneler ya da altın günleri; kahvehaneler ya da altın günleri yerine dört sene bir sözde üniversitede bir şey öğrenmeseler bile sosyalleşmelerini daha hayırlı görürüm şahsen.
Ancak, bugünkü konum zaten daha fazla kişinin üniversitelere (!) kapak atabilmesi için barajın düşürülmesi konusu değil.
Puan cinsinden sonuçlarla, 150, 180, 200, vs. doğrusu hiç ilgilenmiyorum.
Önemli olan, genel durumu çok daha net yansıtan yöneltilen sorulara verilen net doğru cevap sayıları.
ÖSYM hala "Sayısal Bilgiler" başlığı altında düzgün bir biçimde bu bilgiyi sunuyor ilgilenenlere; sonuçlar aslında son derece müstehcen, yakında bu istatistiki bilgilerin yayınlanması yasaklanır ise hiç şaşırmam çünkü ortaya çıkan sonuçlar yirmi senelik bir iktidarın başarısızlığının, çöküşünün belgesi.
Sayın okurlar, sonuçlar gerçekten korkunç; örneğin yeni istifa eden Milli Eğitim Bakanı bu manzaradan hiç bahsetmiyor ama bu işin temel siyasi sorumluları o ve önceki Milli Eğitim Bakanları.
ÖSYM’nin yayınladığı "Sayısal Bilgiler" bölümünde değişik dallarda doğru cevapların istatistiki dağılım eğrileri var, hepsi inanılmaz ölçüde sola (sıfıra) yatık (skiwed to the left), istatistikten biraz anlayanlar için manzara çok korkutucu.
YKS sınavlarında Alan Yeterlik Testi (AYT) var, aşağıdaki sonuçlar bu grubun (741 bin ve bu sene lise son sınıfı okuyan öğrencimiz) sonuçları ve en yüksek başarı beklentisi (!) de bu gruba ait.
Türk Dili ve Edebiyat dalında 24 soru var, ortalama doğru yanıt sayısı 5.9.
Felsefe grubunda 12 soru sorulmuş, ortalama doğru yanıt sayısı 1.8.
Matematikte 40 soru sorulmuş, ortalama doğru yanıt sayısı 5.3.
Fizikte 14 soru sorulmuş, ortalama doğru yanıt sayısı 1.6.
İsterseniz bu sonuçları bir de lise yıllarından hatırladığımız 10’luk sistemde sunalım.
Türkiye lise gençliği ortalama olarak Türk dili ve edebiyatından 10 üzerinden 2.4 almış.
Türkiye lise gençliği ortalama olarak felsefeden 10 üzerinden 1.5 almış.
Türkiye lise gençliği ortalama olarak matematikten 10 üzerinden 1.3 almış.
Türkiye lise gençliği ortalama olarak fizikten 10 üzerinden 1.1 almış.
Başka bir ifade ile de Türkiye lise gençliği ortalama olarak bütün temel dallarda çok korkunç düşük notlarla sınıfta kalmış durumda ama sistem bu gençleri lise mezunu ve üniversite adayı olarak kabul ediyor.
Bu manzara Türkiye’nin hamaset üstü gerçek manzarasıdır.
Bu manzara ortada iken mesela TÜİK’in yayınladığı genç işsizlik oranları olağandır hatta iyimserdir, matematikten on üzerinden ancak 1.3 alabilen bir gençliğin işsizlik oranının yüzde 20’li bir yerlerde olması bile şaşırtıcıdır.
Bu manzarada Türkiye’nin büyüme oranları da, enflasyon oranları da, ihracat rakamları da, işsizlik oranları son derece şaşırtıcı anlamda iyi oranlardır.
Matematikten, fizikten, felsefeden on üzerine iki bile alamayan bir gençlikten bahsediyoruz.
Dikkat etmişsinizdir, ne Cumhurbaşkanı ne Milli Eğitim Bakanı bu oranlardan hiç bahsetmemektedirler.
Çünkü bir siyasi iktidarın yirmi sene sonra esas başarı-başarısızlık karnesi budur ve sınıfta kalmıştır.
Bu eğitim manzarası en özünde bir devlet başarısızlığıdır, devletin eğitim çöküşü toplumu da dibe çekmektedir.
Bu lise sonuçlarına da bu YÖK, bu üniversiteler bile fazladır.
Kimse de neden matematik ortalamamız kırk soruda 5.3 diye soramamaktadır.
Soramadığı için de gereği yapılamamaktadır.
Bunun adı kolektif intihardır.