Eser Karakaş
Can Atalay kararında (yarınki) en çok neyi merak ediyorum?
Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu yarın (13 Aralık 2023) Şerafettin Can Atalay’ın bireysel başvurusunu ikinci kez karara bağlayacak, “ikinci kez” çünkü Yargıtay aşağıda “Gereği düşünüldü” bölümünü yayınladığım 11 Kasım 2023 tarihli kararıyla Can Atalay’ın tahliyesini durdurdu.
Hukukçu değilim, AYM ile Yargıtay ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi arasında yaşanan hukuki tartışmaya yani Yargıtay’ın kararının doğruluğu ya da yanlışlığına ilişkin bir değer yargısında bulunmak istemem, bulunamam da ama kesin olan, bunu söylemek için hukukçu olmaya hiç gerek yok, Anayasanın 153. ve 158. maddelerine göre, AYM’nin kararı da doğru ya da yanlış olabilir, bu akademik bir tartışmadır, AYM’nin kararı nihai ve kesin karardır ve UYGULANMASI ANAYASAL BİR ZARURETTİR.
AYM kararlarında hukuki aksaklıklar da olabilir ama uygulanmaları zorunludur, bunu idrak etmek çok mu zordur?
Yarın dosya yeniden AYM Genel Kurulunun önüne gidiyor, çok büyük ihtimalle AYM 25 Ekim tarihli kararını tekrarlar, aksi yüce mahkemenin (AYM) itibarını sıfırlar, bunu merak etmiyorum.
Benim ziyadesiyle merak ettiğim konu başka.
25 Ekim tarihli, 2023/53898 başvuru sayılı AYM kararında şöyle deniyor:
“Anayasanın 67. Maddesinde güvence altına alınan seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE………...(beş hakim)…….karşı oyları ve OYÇOKLUĞU İLE KARAR VERİLMİŞTİR.
Beş AYM hâkimi yazdıkları bir karşı oyla bu karara muhalefet ettiler, bu isimleri burada tek tek vermiyorum, gerek yok, isteyen, meraklısı AYM kararından görebilirler, gizli, saklı bir şey değil, Resmî Gazetede (27 Ekim 2023, Cuma) var.
Anayasa Mahkemesi üyesi hakimler kararlarında hukuka saygılı oldukları ölçüde özgürdürler, kararları eleştirilebilir tabii, buna kuşku yok.
Ancak, Can Atalay kararında muhalif kalan hakimlerin (5 hâkim) bu kez önlerinde değişik bir karar süreci var, Yargıtay’ın AYM üyeleri hakkında suç duyurusu, böyle bir şey ilk kez yaşanıyor.
Yargıtay, Anayasanın 153. ve 158. Maddelerinin sarahatine rağmen, AYM kararını yok saydı, bunla da yetinmedi, Atalay kararı doğrultusunda, hak ihlali lehinde oy kullanan AYM hakimleri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Yargıtay’ın bu Anayasa (153, 158) tanımazlığı, bu durum kanımca çok net, sadece Can Atalay kararında hak ihlali doğrultusunda oy kullanmış hakimlere değil, tüm AYM Genel Kurulu hakimlerine (beş karşı oy yazan hâkim dahil) yöneliktir.
Yarın (13 Aralık 2023) acaba bu beş hâkim nasıl bir pozisyon alacaklardır?
Tekraren ifade ediyorum, bu beş karara muhalif hâkim eski pozisyonlarında ısrarlı olabilirler, muhtemelen de böyle olacaktır maalesef, bu nedenle kınanamazlar ama bu durum kısmî de olsa AYM’nin itibarına önemli bir darbe olabilir.
Bakalım bu beş hakim teşrik-i mesai yaptıkları diğer hakim meslektaşları ile Yargıtay’ın bu kovuşturma talebi konusunda dayanışma içinde olabilecekler midir?
Söz konusu beş hâkim hak ihlali kararına muhalif kalmışlardır, anayasal, yasal haklarıdır ama bu karar, kararın altındaki imzaları muhalif imzalar da olsa, nihai olarak kendi kurumsal kararlarıdır, Anayasanın çok sarih 153 ve 158. maddelerine rağmen bu kararın uygulanmaması karşısında nasıl bir tavır alacaklardır?
Türkiye’de hoş sürprizler olabilir mi, yarını bekleyeceğiz.
Aşağıda Yargıtay’ın şu ilginç kararının bir bölümünü, hüküm bölümünü göreceksiniz:
“İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2021/178 esas sayılı, Şerafettin Can Atalay hakkındaki 30.10.2023 tarihli yazısı ve bu yazıya ilgi tutulan Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2023 tarihli ve 2023/53898 sayılı yazısı ile ekinde gönderilen Anayasa Mahkemesi'nin 25.10.2023 tarihli ve 2023/53898 sayılı kararı ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin heyet halinde 2021/178 esas sayılı dosyası üzerinden verdiği 01.11.2023 tarihli ek kararı incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle; Anayasa Mahkemesi'nin 2023/53898 numaralı, Şerafettin Can Atalay'ın bireysel başvurusu hakkında 25.10.2023 tarihli ihlal kararına hukuki değer ve geçerlilik izafi edilemeyeceği cihetle, bu bağlamda Anayasa'nın 153. maddesi kapsamında uygulanması gereken bir karar bulunmamakla; keza Şerafettin Can Atalay hakkında verilen mahkumiyet kararının temyizi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucu 28.09.2023 tarihinde Dairemizin 2023/12611 esas 2023/6359 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen ve infazı kabil bir hükmün mevcudiyeti karşısında; Anayasa Mahkemesi'nin anılan kararına UYULMAMASINA, 2-Şerafettin Can Atalay hakkındaki mahkumiyet hükmünün 28.09.2023 tarihinde Dairemiz tarafından onanması ile hükümlü sıfatını kazandığı ve Anayasa'nın 84/2. maddesinde milletvekilliğinin düşmesi sebeplerinden biri olarak ''kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinin'' düzenlenmiş olduğu, Anayasa'nın 76. maddesinde sayılan milletvekilliği ile bağdaşmayan suçlardan kurulan mahkumiyet hükmünün milletvekilliğini düşüreceği, Anayasa'nın 84/2 maddesi yönünden Anayasa Mahkemesi'ne müracaat imkanı tanınmadığı ve Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda inceleme yetkisinin de bulunmadığı gözetilerek; hükümlü Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması için kararın bir örneğinin TBMM Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE,
3-Anayasa hükümlerini ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde aşarak hak ihlalinin kabulü yönünde oy kullanan ilgili Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında gereğinin takdir ve ifası için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda BULUNULMASINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde mütalaaya uygun olarak, dosyanın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 08.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.”
Başkan ve üyelerin isimleri var kararın altında, burada vermeye gerek duymuyorum, isteyen yine Yargıtay kararından ulaşabilirler, bu da gizli ve saklı değil.
Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor.